Lara, Daniel'in gözlerinin içine bakarak onun derin bir nefes aldığını gördü. İçindeki heyecanı hissedebiliyordu. Bu gece, Daniel'in sadakatini ve bağlılığını daha da derinleştirecek bir görev vermek istiyordu. Yavaşça oturduğu sandalyeye yaslandı ve ayaklarını Daniel'in önüne doğru uzattı.
"Daniel," dedi Lara, sesindeki otoriteyi koruyarak, "ayaklarımı yala."
Daniel, gözlerini yere dikerek başını hafifçe eğdi. Lara'nın ayakları her zaman onun için bir semboldü; güç ve kontrolün somut bir temsiliydi. Tereddüt etmeden, yavaşça eğildi ve Lara'nın zarif ayaklarına dokunarak onları öpmeye başladı. Dudaklarının her bir dokunuşu, Lara'nın içindeki memnuniyeti artırıyordu.
Lara, Daniel'in dudaklarının ayaklarında gezindiğini hissettiğinde gözlerini kapattı. Bu an, onun için de bir tür seremoniydi. Daniel'in sadakati ve itaatkarlığı, Lara'ya kendini daha güçlü hissettiriyordu. "Daha iyisini yapabilirsin, Daniel," dedi, sesi biraz daha yumuşak ama yine de otoriter.
Daniel, Lara'nın ayaklarını daha derin bir tutku ve bağlılıkla yalamaya başladı. Her bir hareketi, onun Lara'ya olan sevgisini ve bağlılığını ifade ediyordu. Lara'nın ayaklarındaki her bir çizgiyi, her bir detayı ezberlemişti. Bu an, onun için kutsaldı.
Lara, Daniel'in çabalarını izlerken içten içe bir memnuniyet hissediyordu. Onun bu sadakati, Lara'ya olan bağlılığı ve sevgisi, her anında hissediliyordu. "İyi iş çıkardın, Daniel," dedi Lara, yavaşça ayağını geri çekerek. "Ancak unutma, bu sadece başlangıç."
Daniel, Lara'nın sözlerini duyduğunda derin bir nefes aldı. O, her zaman Lara'nın emirlerine hazır ve istekliydi. "Emrinizdeyim, hanımefendi," diye tekrarladı.
Lara, Daniel'e bakarak gülümsedi. Bu gece, aralarındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha görmüştü. "Şimdi," dedi Lara, Daniel'in gözlerinin içine bakarak, "bir sonraki görevine hazır ol. Bu gece uzun olacak ve senin sadakatini her zamankinden daha fazla test edeceğim."