Deniz bir iki adımda tüketmişti aradaki mesafeyi. Cemre ise heyecanını belli etmemek üstün bir çaba harcıyordu o an. Deniz... Bazen sakin, bazen dalgalı, çoğunlukla fırtınalı ama Cemre'in en güvenli limanı."
"Senin geleceğini bilmiyordum, bilsem gelmezdim." Dedi Deniz Cemre ile karşı karşıya geldiği ilk anda. Ama bu kendini savunmak için değil Cemre'yle bir kaç kelime edebilmek içindi. Çünkü Deniz Cemre'nin ondan rahatsız olmayacağını hissedecek kadar bağlı hissediyordu hala ona kendini.
"Önemli değil, ben de gidiyordum zaten." Dedi Cemre Deniz'i zor durumda bırakmamak adına. Ortamda tanıdıkları çok kişi vardı ve şuan burada konuştukları duyulsun istemiyordu ikisi de.
Cemre Deniz'in yan tarafındaki boşluktan ilerlemek için hareket ettiğinde "Hayır, hayır." Diye atıldı öne Deniz. Aralarındaki mesafenin azlığı ne kadar kalbini titretse de sesine hakim olmuştu.
"Gitme, lütfen.' Dedi Cemre'nin gözlerine bakarak. Sonra söylediği cümle ile yüzleşerek bir adım geriledi ve eliyle saçlarını karıştırdı. "Yani gitme derken, benim yüzümden gitme. Ben çıkacağım birazdan takıl sen."
Diye cümlelerini sonlandırdı. Cemre ise kirpiğine kadar tanıdığı Deniz'in gitmek istemediğini ondan önce biliyordu. Çünkü Cemre Deniz'i belki de ondan iyi tanıyordu. Sevmek, bir zamanlar Deniz'le eş değerdi Cemre için.
Kafasını kaldırarak Deniz'e baktı. Deniz'in gözlerini bir dakika ondan ayırmadığını ona baktığında ancak görebilmişti. O gözlerde bunca zaman sonra kendini görmek tuhaf hissettirmişti. Tuhaf ve mutlu.
Deniz bir adım geri çekildi. "Ben gideyim. " diye fısıldadı. Ardından Cemre'nin yanından adımlayarak kapıya doğru yöneldi.
Cemre gözlerini kapattı bir kaç saniyeliğine. Bu yapacağı şey için pişman olmamayı diledi defalarca. Ve ardından "Dur!" Diye seslendi kapıya ulaşmış olan Deniz'e.
Bölüm 3
Deniz gelen sesi duyunca yüzünde hafif bir gülümseme ile arkasını döndü. Cemre ona gülümseyerek omuzlarını bir kere yukarı kaldırdı indirdi. Oda farkındaydı yaptığı şeyin. Hiç sönmeyecek bir ateşin fitilini yakmıştı ama dur diyememişti kendisine.
"Biraz konuşalım mı?" Diye sordu açıkça. Cemre heyecanla karşısındaki adama bakarken kalbinin sesini duymaması için dua etti. Deniz'in cevap vermemesi ile gerilse de yüzünde az önceki tebessümü asılı duruyordu.
Deniz bir kaç adımda aralarındaki mesafeyi bitirdi ve elini Cemre'ye uzatarak kolunu tuttu. Sonra elini Cemre'nin avucuna kaydırarak hafifçe tuttu elini. Kafasını kaldırıp etrafı kontrol ettikten sonra hemen arkasındaki kapıyı açarak "Gel!" Dedi.