Deniz ve Cemre partiden çıktıktan sonra Cemre'nin terasta bahsettiği parka gelmişlerdi. İkisi de banka oturmuş öylece karşılarındaki salıncağı izliyordu. Aralarındaki ölüm sessizliğini bozan Deniz oldu.
"Çok uzun zaman oldu. Kafamda binlerce senaryo vardı ama böyle karşılaşacağımızı hiç düşünmemiştim." Derin bir nefes aldı. Gözlerini hala karşılarındaki salıncağı izleyen Cemre'ye çevirdi.
"Ben ne tepki veririm, sen ne tepki verirsin hiç kestiremiyordum. Tamam daha önce de denk geldik ama kaçar gibi uzaklaşıyorduk hep birbirimizden. Hiç oturup konuşabileceğimiz ihtimali geçmedi aklımdan ve şu an ne konuşacağımı bile bilmiyorum."
Cemre hafifçe tebessüm etti. "İnan ben de bilmiyorum." Denizde döndü. Karşısında ona parlayarak özlemle bakan gözleri öpmek istedi o an. Ama durdurdu kendisini. Özlem içinden taşıyordu belki ama çok tanıdık hislere yabancı olmak zorunda hissetti kendisini.
"Sana öyle kızgındım ki, canın yansın istedim. Canını yakmak istedim." Deniz'in sözleri üzerine Cemre'nin yüzündeki gülümseme soldu. "Yaktın zaten." diye karşılık verdi.
Tam gözlerinin içine bakıyordu Deniz'in. "Benim canım bir daha hiç o kadar yanmadı."
"Seni çok sevmekten başka bir şey yapmadım ben." Dedi Deniz Cemre'nin söylediklerini kabul etmeyerek. " Seni öyle çok sevdim ki sen düştüğünde benim dizlerim kanadı. Tamam belki hatalarım oldu, olmadı diyemem. Senden intikam almak istediğim günler oldu, sana karşı durduğum günler.
Ama başka türlü bu içimdeki duyguyu nasıl ifade edeceğimi bilemediğimden bocaladığımdandı hepsi. Seni çok sevip sana ulaşamamak cehennemim gibiydi. Kaybolmuştum yolumu bulamadığımdan da yanlış yollara saptım."
Cemre dikkatle dinledi Deniz'i. Söylediklerinde samimi olduğunu şu an tüm yalınlığı ile kendini anlattığını bilecek kadar iyi tanıyordu onu.
"Deniz bir tek sen bunu yaşamıyordun ama. Ben de kötü günler geçirdim. Çoğu zaman ne yapacağımı bilemedim. Sana sığınmak istediğim çok zaman oldu ama sen buzdan bir duvar gibi soğuk ve keskindin bana karşı. Ben sana çok şans verdim. Senden şans istedim.
Ben bozdum ben düzelteyim istedim. Sen biz olmamıza izin vermedin. Ben her şeye rağmen sana geldim. Yapma dedim, bize yapma bunu dedim ama sen dinlemedin ki. Bir türlü kafandan atamadın geçmişi."
Deniz "Evet." diye atladı söze. "Atamadım çünkü aynı şeyi yaşamaktan korktum. Çok yalnızdım Cemre. Sana tüm kalbimle teslim olursam ve bir daha aynı şeyi yaşarsam kendime gelemem diye korktum. Beni toparlayacak ne bir arkadaşım vardı ne de bir dostum."
"Ben senin bana yaptığın şeylerin affı yokken affettim seni." Dedi Cemre tek nefeste. "Kendime ihanet ettim ben, sözlerime, gözyaşlarıma hatta aklıma bile. Ama sana asla." Gözünden düşen bir damla yaş eline damladığında anlamıştı ağladığını.
Cemre'nin eline düşen gözyaşı adeta Deniz'in kalbine düşmüştü bir kor gibi. Bankta kayarak Cemre'ye yaklaştı. Parmak uçlarıyla göz yaşının yüzünde bıraktığı izi okşadı. " "Tamam." Dedi yatıştırıcı bir sesle. "Hepsi geçti."
Kafasını salladı Cemre onaylarca "Geçti. Geçmişi konuşmayalım artık olan oldu biten bitti. Arkadaş olacaksak bunların üzerine bir sünger çekmemiz lazım."
Yalandan kaşlarını çattı Deniz " Ben seninle arkadaş falan olmam kızım. Sil onu aklından."
Genişçe gülümsedi Cemre "Yaaa :)" dedi uzatarak. "Ne olacakmışsın benimle o zaman." "Elti." dedi Deniz gülerek "En iyisi elti olalım ."
Cemre ve Deniz adeta kahkahalarla gülerken onları karanlığın içinde parlayan bir flash ışığı ile ikisi de şaşkınca önlerine döndüler.