"Kim Seungmin. Adım Kim Seungmin. İş arıyorum ve sporla alakalı bir çok bilgiye sahibim. Çok büyük bir maaş beklentim yok. Yol yemek parası istemem. Temizlik harici bir çok işi yapabilirim."
"Sakin Seungmin. Ne gibi bir iş baktığını bilmiyorum ama şu an sadece temizlik görevlisi eksiğimiz var başlamak istiyorsan buyur"
"Temizlik?"
"Evet temizlik.
"Ordan bakıldığında temizlik yapmaya gelmiş gibi mi duruyorum? Spor camiasında adım sıkça anılır bay Hwang. Duymamış olmanız imkansız. Hatta şimdiye kadar tanımış olmanız gerekirdi.
Bay Hwang Seungmin'in kulağına yaklaşıp fısıldamaya başlamıştı.
"Seni tanımayan yok Seungmin. Ne diyorlardı sana? Şeytanın oğlu? Şu ukalalığın yüzünden başına büyük işler gelecek haberin olsun. Belki yüzüne yeni bir yarık ya da vücudunda kocaman bir delik? Bilemeyiz."
"Ne diyorsun sen ya?"
Seungmin kendisinden uzun adamı omuzlarından ittirip adama dikkat kesilmişti.
"Diyorum ki; ya şimdi sesini kesip verdiğim işe başlarsın ya da şu tanıdık simalardan dayak yersin. Etrafına bir bak. Bu adamlarla en az bir kez dövüştün Şeytanın oğlu. Ne kadar kin dolu bakışları var. Ouww tüylerim ürperdi. Korkunç. Ve benim adamlarım diye demiyorum baya güçlüdürler. Zaten diğer klüpler bırak sporculuğu seni temizlikçi olarak bile almazlar."
Seungmin karşısında ki adamın kendisini bu denli ezmesine sinir olurken bir yandan da 30'a yakın nüfus içerisinde kaybedeceğini biliyordu. Yara alması iyi olmazdı.
O olasılıkları tararken etrafında daha fazla adamın dolaşması ve kepenklerin kapatıldığını belirten ses kapana kısıldığını fark ettirmişti ona.
"Ee Seungmin? Kararın nedir?"
"Kapıyı açtır."
"Anlamadım?"
"Sana kapıyı açtırmanı söyledim."
Hyunjin yavaşça sırıtmıştı. Seungmin yeterince sinir olmamış gibi biraz daha sinirlenmiş avuçlarını sıkmaya başlamıştı.
"Açmıyor musunuz? Pekala siz istediniz." Kibiri düşüncelerini ele geçirince kendisini kurt sanan Seungmin o kadar adamın arasında yavru bir köpek olduğunun farkında değildi.
İlk başlarda 3-4 yumruk vurabilse de büyük topluluğun içinde kaybolmuş çok geçmeden kanlar içinde yere yığılmıştı.
Küçüğün başından çekilen adamlarla Hyunjin yaklaşmıştı. Küçüğün yüzüne doğru eğilmiş cebinden çıkardığı siyah mendille kanlı yüzün gözlerini silmişti.
Seungmin bilincini kaybetmek üzereyken Hyunjin'in yanından çekildiğini hissetmiş ve söylediklerini duymuştu.
"Onu hastaneye götürün. Nazikçe." Son kelimeyi bastırarak söylemişti. Seungmin adamlardan birinin kendisini kaldırmasıyla büyük bir boşluğa düşmüştü.
Hyunjin küçüğün yerde kalan izlerine bakıp geri kalan adamlarına dönmüş kan izlerini temizlemelerini söylemişti.
Çalışanlar Hyunjin'in odasına gitmesiyle iç çekmiş temizliğe koyulmuşlardı. Hyunjin ise etkilendiği çocuk yüzünden gülümsemesini atamıyor aklına geldikçe daha da takıntı haline getiriyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Touch Me /Hyunmin
AventuraHyunjin Seungmin'e dokunmayı çok severdi. Seungmin'se hem Hyunjin'den hem de temastan nefret ederdi. Hyunmin S L O W U P D A T E