Uyandığımda yine ilişkiye giriyordu sırf hamile kalayım diye miydi? Neydi bu? İşkence.
Beni asılı yerden aldı ve sandalyeye oturdu benide üzerine aldı zıpla diyordu.
Yanında silah vardı. Mecburen bunu yapıyordum.
Her türlü pozisyonu deniyordu iğrenç bir birliktelik söz konusuydu.
Bekle diyerek içeriye gitti ve geri geldi. Elinde bir poşet vardı. Poşeti yere koyup beni de doğum yatağına benzer bir yere uzandırdı mahremim açıktı. Çırılçıplaktım ellerimi zincirledi birde ayaklarımı.
Ameliyat masasına benzer eşya masası getirdi poşettekileri oraya koyuyordu.
Koyduğu şeylerin anlamını yada amacını bilmiyordum.
3 Tane torpil, 2 bıçak, 4 tane çakmak, 5 tane içecek, 6 tane kibrit kutusu, 2 tane kolanya şişesi, 1 şişe alkol, 3 tane kalem, ve bir beyaz elbise.
Bunları yanıma koyuyordu ve bana bakıp sırıtıyordu.
İçecekleri kendisi içiyordu bana ise alkol vermeye başladı.
Hemen ardından kalemleri alıp üstüme adını soy adını yazıyordu.
Her yerime, nerdeyse her yerime.
Bıçakları alıp göğüsümün altına sertçe sokuyordu öyle canım yanıyordu ki..
Kolanya şişesini bıçak izlerinin üzerine koyup yakıyordu buda beni nerdeyse öldürecekti.
Alkol içtiğim için beynim yerinde değildi.
İstenmeyen bir aşk gibiydi bu.
Torpillerin birini patlatıyordu ve sesi bitince kahkahalar savuruyordu.
Sesten korkuyordum.
"Bana yalvarırım beni bırak."
Sesimi duymuyordu adeta..
Torpillerin birini özel bölgeme birini ise kanıma yerleştirdi önce tabi karnımı yardı.
İnliyordum iğrenç hissediyordum.
Yanında bir yaşlı adam doktor gibiydi o karnımı ve özel yeri dikti onlar içeride kaldı.
Çip olduğunu düşündüğüm cihazı da bıçak kesiklerinin içine yerleştirdi.
Onları da dikti ve uyuşturucu ile acı almamak için bolca sürdü.
Kahkahalar savurarak kibritleri üzerim de yakıyordular.
Ve sonra o bedenime beyaz bir elbise giydirdiler. Tek yaptığım şey bunları izlemek oldu.
Beni babam o halimle kapı dışarı etti.
Telefonumu da bana verdi ve..
"Özgürsün artık sonuçta sana sahip olan tek erkek benim ve eğer o bedeninle biriyle öpüş yada ilişkiye gir canlı bomba gibi patlarsın.
Elin suya değse bile.
Susup sahile doğru yürüyordum geceydi insanlar bana bakınca suratlarını ekşitiyordu.
İntihar edip ölmek istiyordum.
Evet bunu yapıp sonumun gelmesini istiyordum.
Kayalıklara çıkıp denizi hissettim.
Ve telefonuma da bir ses kaydı yüklemiştim onu da paylaştım ve gönderimi çoktan yaptım.
Kollarımı açıp kendimi bıraktım...
Nilüfer 'den...
Bıraktı ve.. paramparça oldu Nalan.. öyle bir ses çıktı ki denizden sanki deprem olmuştu. Kanla deniz suyu birleşti Nalan 'ın parçaları kıyıya vuruyordu. Onu otelin camından izliyordum başkası sanmıştım ama yok oydu çünkü o denizi çok severdi ne kadar boğulsa bile..
Hemen aşağı indim ve babasının evine gidip onu öldürdüm. Evet öldürdüm hiç çekinmedim, ve adamlarım da Emre'yi, nazı, sancak, Merve'yi, Buğra, hepsi hepsi öldü ben yaptım evet ben yaptım çünkü ben kızımı üzen herkesi yok ettim ne kadar beni bu hayatta sevmediyse de ben onu çok sevdim.
Ve o benim için yaşıyor, nefes alabiliyor... Onu başka bir hayatta hoş bir pembe elbiseyle göreceğime inanıyordum..
