2. bölüm •Beren•

17 4 16
                                    

   𝐒𝐨𝐧𝐮𝐧𝐝𝐚 𝐤𝐚𝐫𝐚𝐫 𝐯𝐞𝐫𝐦𝐢𝐬̧ 𝐨𝐥𝐚𝐜𝐚𝐤 𝐤𝐢 𝐤𝐨𝐧𝐮𝐬̧𝐦𝐚𝐲𝐚 𝐛𝐚𝐬̧𝐥𝐚𝐝ı.
---------------------------------------------------------

    "Pekala yardım ederim fakat ne yapmam gerek?"

       Hemen konuşmaya başladım. "Hastaneye götürmenin yeterli. Aracınız var mı?" Başıyla beni onayladığında onu Ceyhun'un olduğu sokağa götürdüm. Ceyhun sokağa geldiğimizi fark etmiş olacak ki kafasını kaldırıp bize baktı.
      Yanımdaki adam Ceyhun'un kucağındaki çocuğa doğru ilerledi ve onu kucağına alıp önden yürümeye başladı. Ceyhun bana 'Bu adam ne ayak?' bakışları attı. Ne yani amına koyayım zaten acelem vardı bide cinsiyetini mi seçseydim.

       Düşüncelerimin aksine şirin olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim. Benim bu hareketime gözlerini devirdi.

      Aramızdaki mükemmel(!) diyaloğu sonlandırıp önümüzdeki adamın peşinden gitmeye başladık. Barın olduğu sokağın yakınlarındaki bir arabaya ilerlediğinde arabanın adamın arabası olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.

      Şu anda ben ne yapıyordum amına koyayım. Hiç tanımadığım bi adamın arabasına öylece binecek miyim yani? Bunu isteyen bendim fakat şimdi durup bi düşününce garip oluyor. Belki adam bizi kaçıracak. Aynen Beren zaten adam da önüme 3 sokak çocuğu çıksa da kaçırsam diyodu.

     Ben bunları düşünürken adam Ceyhun'un arkadaşını dikkatli bir şekilde arabanın arka koltuğuna koydu. (𝐒𝐚𝐧𝐤𝐢 𝐞𝐬̧𝐲𝐚 𝐚𝐦ı𝐧𝐚 𝐤𝐨𝐲𝐚𝐲ı𝐦)
Ardından kendisi de sürücü koltuğuna oturdu. Ben de arka koltuğa oturunca Ceyhun da ön koltuğa oturmak zorunda kaldı.

      Sessiz geçen araba yolculuğunda önümde oturan adamı inceleme fırsatı bulmuştum. Bu adam bana çok tanıdık geliyo ya. Ben tam adamı incelemeye başlayacakken başı dizlerimin üstünde olan çocuğun "Nereye gidiyoruz?" diye bir soru yöneltmesiyle adamı inceleme işini sonraya bıraktım ve onu cevapladım. "Merak etme hastaneye gidiyoruz."

      Onaylayan mırıltılar çıkardıktan sonra gözlerini yeniden kapattı. Tek tesellim nefes alıp verdikçe inip kalkan göğsüydü. Aslında bi tık abartmış olabilirim çünkü vücudunu incelediğimde birkaç morluk ve burnunun kanaması dışında hasar göremedim. Bu yüzden Ceyhun'a sormaya karar verdim. Ben daha konuşamadan arabayı süren adam:

      "Arkadaşınıza ne oldu da bu hale geldi?" diye bir soru sordu.

       Valla abicim ağzımdan aldın. Ben de bu sorunun cevabının ne olduğunu bilmediğim için bakışlarımı Ceyhun'a çevirdim. Ceyhun gergin bir şekilde elleriyle oynarken yutkunup bakışlarını kaçırdı.

     Lan ben biliyorum bu davranışları. Kesin bi boklar yemiştir bu Ceyhun.

      Ceyhun gergin bir ses tonuyla konuştu "Para kazanmak için karton vb. şeyleri toplamaya çıkmıştım. Daha sonra bana seslenen Avni'nin sesi-"

      Lafını böldüm ve elimle dizimde yatan bedeni gösterip "Şimdi bu şahısın adı Avni öyle değil mi?" diye bir soru yönelttim.

      Ceyhun başıyla onayladıktan sonra anlatmaya devam etti.

      "İşte sonra Avni'nin seslendiğini duydum. Ha, bu arada biz Avniyle eskiden arkadaş-"

      Yine lafını böldüm ve "Sağol ya anlamamıştık zaten kardeşim."

      Ceyhun bana sert bir şekilde bakıp "Lafımı bölmezsen sevinirim." dedi ve anlatmasına devam etti. "Neyse, işte bu bana seslenince ona döndüm. Bir de ne göreyim?-"

ĐɆⱤɆ₦-฿ɆⱤɆ₦ ⱧØⱠĐł̇₦₲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin