3. bölüm •Beren•

12 3 2
                                    

𝐊𝐚𝐫ı𝐧 𝐤𝐚𝐬𝐥𝐚𝐫ı 𝐯𝐚𝐫𝐬𝐚 𝐤𝐨𝐥 𝐤𝐚𝐬𝐥𝐚𝐫ı 𝐝𝐚 𝐯𝐚𝐫𝐝ı𝐫 𝐲𝐚𝐧𝐢.
---------------------------------------------------------

   Bir müddet oturduktan sonra ayaklandı. Sanırım gidecekti. Ya şuan çok duygulandım be. Sevmiştim Deve'yi.

    Ayaklandıktan sonra bana doğru geldi ve sıkmam için elini uzattı. Uzattığı eli tuttum ve tokalaştık. O konuşmayınca ben konuşmaya karar verdim. "Tanıştığımıza memnun oldum Deve." dediğim şeye güldü ve "Ben de memnun oldum fakat çok önemli bir şeyi unuttuğumuzu fark ettim." dedi.

    Sorarcasına ona baktım. Tekrar konuştu "Senin ismin." Ne? Aaa! Ben ona ismimi söylememiş miyim? Tanıştığın insana ismini söylememek ne kadar da zekice bir şey ya amına koyayım. Deve'ye ismimi bile söylememiş-

     "Sanırım bir adın yok?"

     Deve'nin gülerek konuşmasıyla kendime geldim.

     "Ha? Yok. Hayır, hayır yani var. Bir ismim var!"

     "Söylemeyi düşünüyor musun? Yoksa vahiy yoluyla inmesini mi bekliyorsun?"

      Gözlerimi devirdim ve konuştum "İsmim Beren. Beren Kaya." Söylediğim şeyle gözleri fal taşı gibi açıldı. Acaba yanlış bir şey mi söyledim? Sanmıyorum.

       "K-Kaya mı? Beren Kaya mı?"

      Gülerek "Niye kekeliyorsun? Yoksa benden etkilendin mi?" Geçmişe dayalı imalı bir şekilde konuştum.

     "Ha? Yok hayır. Saçmalama!"

      Telaşla konuştuğunda ona güldüm.

     "Eee, Deve Bey. Sizin bir soyadınız yok mu yoksa? Bu yüzden mi bu kadar şaşırdınız?"alayla sorduğun soruyu boşver diyerek geçiştirdi. Gözlerinde bariz bir hayal kırıklığı vardı. Ya da ben yanlış görüyordum. Hem bir insan neden soyadını söylemesin ki? Gerçi o insan değil Deve ama neyse. Yoksa cidden soyadı yok muydu?

      "Gerçekten soyadın yok mu?"

      "Saçmalama tabii ki var. Neyse ne. Üçünüzle de tanıştığıma memnun oldum. Şimdi gitmem gerek. Umarım tekrar karşılaşırız." Tam kapıdan çıkıp gidecekken arkasını döndü. "Ha, bu arada hastane masraflarını ben karşılayacağım."

       Ona minnettar bir şekilde gülümseyip teşekkür ettim. Hiç reddedemezdim. Zaten durumumuz ortadaydı. Aslında ortada bir durum olduğundan bile şüpheliyim.

       Deve kapıdan cıkıp gittikten sonra yatakta masumca uzanan Avni'ye baktım. Ceycey de o sırada Deve'nin kalktığı koltuğa oturmuştu.

       Bakışlarımı Ceycey'den çekip tekrar yatakta masumca uzanan Avni'ye döndüm.

       Avni'ye hitaben konuştum. "Sen nasıl bu hale geldin? Ya da daha doğrusu kim yaptı bunları?" Ceycey'de bu konuyu merak ettiğine dair mırıltılar çıkardı. Avni benim konuşmamla gözlerini kaçırdı. "Bize yahut bana güvenebilirsin Avni. Bir sorunun varsa söylemen yeterli elimizden geldiğince yardım ederiz sana." dediğim şeyle dolu gözleriyle burukça gülümsedi. Şuan aşırı tatlı görünüyor. Yerim ben bunu ya!

       Ben Avni'nin ne kadar tatlı olduğunu düşünürken Avni'nin konuşmasıyla kendime geldim. "Desteğiniz için teşekkür ederim. Imm, şimdi şeyy. Benim babam biraz şiddete meyilli bir insan." (𝐁𝐢𝐫𝐢𝐧𝐢𝐳𝐢𝐧 𝐝𝐞 𝐬𝐨𝐫𝐮𝐧𝐮 𝐨𝐥𝐦𝐚𝐬ı𝐧 𝐲𝐚) Tam lafını bölüp soru soracaktım ki Ceycey'in uyarıcı bakışlarını görmemle sustum. Avni de konuşmaya devam etti.

ĐɆⱤɆ₦-฿ɆⱤɆ₦ ⱧØⱠĐł̇₦₲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin