6~

488 47 112
                                    


"İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür,
asıl mesele boğazdakiler."

~La Edri

°°°°°

"Alo.. Chan.."

"Hyunjin, birşey mi oldu? Sesin titriyor."

"Lee Felix.. Onu Jisung'un olduğu liseye yazdırıp, aynı sınıfta olmalarını sağlayabilirmisin?"

"Yaparım, yapmasına da, o çocuk kim?"

"Sonra anlatırım. Seungmin'ide gönderiyorum, beraber halledersiniz."

"Tamam, kardeşim."

Hyunjin gülümseyip telefonu kapattı.

Felix'in yaralarını her görüşünde kalbine defalarca kez hançer saplanıyordu. Onu düşünmeden edemiyordu.

Nasıl dayandın bu kadar?

Felix her ne kadar güçsüz, cılız görünsede; yıllardır gördüğü onca şiddete, onca darbeye karşı hala ayakta kalabilmişti. Karanlığını aydınlatan tüm umutları elinden alınmıştı, fakat Felix karanlıkta bile çabalayarak en küçük umut parçasını yakalayıp, aydınlanmış, hayata tutunmuştu.

Hyunjin derin bir iç çekip miniği için yiyecek birşeyler hazırlamaya başladı. Neredeyse bir saattir düşünüp duruyordu zaten.

Yeter, düşünme artık.

Kafasını iki yana sallayıp düşüncelerini susturmaya çalıştı. Dolabı açıp karıştırmaya başladı.

Acaba ne sever?

"Hmmmm.." diye bir ses çıkardı. Dolabı iyice karıştırırken merdivenlerden duyduğu sesle dolabı kapatıp arkasına döndü.

Minik beden sersem sersem, uykulu bir şekilde merdiven basamaklarını bir bir iniyordu. Hyunjin merdivenin iki adım gerisinde dikilip kollarını kavuşturdu ve ona doğru yaklaşan Felix'i izlemeye başladı. İzlerken Felix'in tatlılığına ister istemez sırıtıyordu. Hayır, gülümsüyordu. Evet. Gülümsüyordu, Hwang Hyunjin bir insana gülümsüyordu. Onun yakınlarına sorsanız; hadi be ordan, hyunjin hiç kimseye karşı küçük bir tebessüm bile belirtmez, cevabını aldırdınız. Çünkü Hyunjin yıllardır içten bir biçimde, kimseye gülümsememişti.

Ah, Tanrım. Hala altında boxer dışında birşey yok.

Kafayı yiyeceğim.

Hey ben neden kafayı yiyorum ki?

Uyku sersemiyle yürüyen Felix çarptığı beden ile duraksadı. Hyunjin de bu sayede düşüncelerinden sıyrılmış oldu. Felix, biraz geriye adımlayarak gözlerini ovuşturup dudak büzdü.

Büzme şu dudağını işte.

Yanaklarını mıncırasım, ısırasım geldi. Heleki o büzdüğü dudakları..

Hey, ne diyorum ben?

Hyunjin içinde verdiği savaşa bir son verip Felix'i izlemeye devam etti. Küçük olan zar zor kendine gelip boy farkından dolayı kafasını kaldırdı.

"Babacık.."

Babacık diyen ağzını öperim.

"Kedicik?"

"Saat kaç?"

Hyunjin kol saatine bakıp sırıttı.

"Gecenin 3'ü."

𝑀𝑦 𝐵𝑎𝑏𝑦/ Hyunlix / ᴅᴀᴅᴅʏᴋıɴᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin