(1) SÜPRİZ AKRABA

2K 99 28
                                    

Beklemek artık benim için sıradan bir eylem olmaya başlamıştı. Kaç saatir bekliyordum bilmiyorum. Saatler,dakikalar,saniyeler ve salliseler geçmişti. Ama o yine de gelmemişti. Hangi atamız sabır acı meyvesi tatlıdır dediyse ona ağız dolusu küfretmek istiyordum. Sabır da acıydı meyvesi de! O kadar çok beklemiştim ki benim yerime sabır taşı olsa çattlardı. Öfkem boğazdan geldi sınıra...

Gel artık anne!

Ben merdivenlerde oturmuş annemi bekliyordum. Yağmur şiddetli bir biçimde yağıyordu ve ben ıslanmaktansa annemi bekleyip onun arabasıyla eve varayım demiştim demez olaydım. Çünkü annemin geleceği yok gibiydi!

Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Karmen burda sıkıntıdan patlıyor!

Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Karmen içinden aklına sövüyor!

Okulda benden başka kimse kalmamıştı. Herkes gitmişti. Göz ucuyla saate baktığımda dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. İki saat geçmişti! Annem hiç böyle yapmazdı. Bir terslik vardı. Hızla telefonumu çıkardım ve annemi aramaya başladım."Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz" bu cümleyi toplam yedi kez duyuyordum. Bir kez daha arayacakken okulun bahçesine giren siyah Doblo araba ile rahat bir nefes verdim.

Annem sonunda gelmişti!

Bunca saatir neredeydi bilmiyorum ama iyi bir açıklaması olsa iyi olurdu. Arabanın kapıları açıldı ve içinden çıkan adamlar ile yutkundum. Arabadan inen takım elbiseli adamlar bana doğru ilerlemeye başlayınca ayağa kalktım. Takım elbiseli adamlardan birisi tam da önümde durdu. "Karmen hanım, anneanneniz sizi almamız için gönderdiler" o an korku ile bir adım geriye gittim. Bu adamlar benle oynuyorlardı çünkü benim anneannem ölmüştü. Derin bir nefes aldım ve içten içe kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

Her şey yolunda Karmen, her şey yolunda,her şey yolunda...

Sakin olduğuma karar verdiğimde ifadesiz gözlerimi ona çevirdim. "Tamam,izin verin iki dakika tuvalete gideyim" takım elbiseli bey başını sallamakla yetindi. Yavaş ve ağır adımlarla okula doğru ilerlemeye başladım. Ardından ise son hızda arka bahçeye koşmaya başladım. Bu sırada adamlardan biri arkamdan bağırmışttı. "Kızı yakalayın" hızımı artırarak daha da hızlı koşmaya başladım. Okul duvarının önüne geldiğimde duvardaki oyuntulara basarak duvarı çıkmaya başladım. Tam duvarın tepesine gelmiştim ki biri beni hırkamdan tutuğu gibi aşağıya çekti.

Sırtım yerle buluşunca dudaklarımdan istemsizce bir inleme döküldü. Takım elbiseli adam bana 'sen iflah olmasın' dercesine baktı. "Karmen hanım zorluk çıkarmayın size zarar vermek istemiyoruz" ayağa kalktın ve ona yumruk atmaya kalmıştım. Bakın kalkıştım diyorum çünkü yumruğum daha onun yüzüyle buluşmadan bileğimi tutuğu gibi ters çevirdi. Dudaklarımdan yüksek bir çığlık feryat etti.

Annecim her neredesin bilmiyorum ama gelmelisin çünkü kızın çok müşkül bir durumda ...

Ben ondan kurtulmak için çırpınırken o dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve kısık bir sesle konuştu. "Belli ki güzelce konuşmaktan anlamıyorsunuz o halde biz de diğer yolu seçeriz" bir anda kolumdan tutuğu gibi sürüklercesine beni peşinden götürmeye başladı. Kolumu ondan kurtarmaya çalıştıkça o inatla kolumu daha da çekiyordu. En sonunda arabanın önüne geldiğimizde bir anda beni kucağına aldı ve kucağına aldığı gibi arabaya fırlattı.

Adam ciddi ciddi beni fırlattı!

Ben olayın şokunu atlatamadan başka bir adam benim elimi ve ayağımı bağlamaya başladı. Arabayı çalıştırıp beni kaçırmaları ise fazla uzun sürmemişti. Kırk yıl düşünsem kaçırılacağım aklımın ucundan bile geçmezdi! Anlamıyordum ki. Ben sıradan bir kızdım annesiyle yaşayan ve hayatı arkadaş-anne- okul üçlüsünden ibaret olan,normal bir hayatı olan normal bir kızdım. Kaçırılmak için hiçbir sebebim yoktu. Ama bu şerefsiz adamlar belli ki benimle aynı düşüncede değillerdi.

ZAMAN KIRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin