Orman'ı yeşerten toprağıdır

24 2 1
                                    

Ucu bucağı olmayan koca bir orman. Neresinden girersen gir,sonunu göremeyeceğin bir orman .
"Bu ormana nasıl gelmişti?"
"Nasip miydi yoksa, vesvesesi mi olucaktı?"
Ucu bucağı olmayan o orman gibi uçsuz bucaksız sonsuz soruların uçuştuğu bir zihin taşıyordu bedeninde.
Biraz heyecanlı, bıraz korkulu adımlarla ormanın içine doğru yürüdü. İlerledikçe ormanın güzelliğinden kusursuzluğundan büyüleniyordu.Adeta bir masaldaydı. Oysaki  kendi hikayesini yazmaya başlıyordu. Ormanın peri kızı , ya kayboluyordu ya da kendini arıyordu ormanda. Bir avuç Toprak misali gözlere sahip bir peri kızı.
Ağacın kökünden bir avuç toprak alsan gözlerine tutsan hangisinin toprak olduğundan şüphe ederdin.
Topraktan geldik, toprağa gideceğiz fakat bu gözler halis miydi?
Toprak gözlü Arin.
Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken ufak çaplı ıslık sesleri duymaya başlar. Biraz ürpersede içindeki merak duygusunu yenemiyordu .
Bu merak baki miydi?
Sesi takip etmeye başlar, hızlıca ilerlesede sese ulaşamıyordu .
Çünkü sesde hızlıca ilerliyordu,hareket halindeydi ses. Ses sabitlenince , Arin daha da hızlanarak görmek ister.
Ve amacına da ulaşır.
İçindeki merakın peşinden koşarken bir haydut gibi göründüğünün farkında değildi.
İşte insan oğlunun bastıramadığı merakı başına neler getirir.
Arkası dönük uzun boylu bir genç , gelen ıslık seslerinin sahibi.
Genc'i takip eden bir tek Arin değilmiş.
İnanması güçte olsa gördükleri gerçekti .
Gencin arkasında kocaman serçe topluluğu, genç ıslık fısıldadıkça, daha da büyüyorlardı .
Serçeler ise gence eşlik ediyorlardı.
Öyle güzel ötüyorlardıki,
Arin hem büyüleniyor, hem de daha da meraklanıyordu.
Göz bebekleri büyümüş, kendisi ise büyülenmiş gibi kitlenmişti.
Ama merakı bir türlü dinmiyordu.
Merakına her zaman yenik düşücekti.
Çünkü kendisini kontrol edemiyordu, ayakları kontrolü dışındaydı bütün bedeniyle merak içerisindeydi.
Geri dönmek mi? aklına dahi getirmiyordu.
Sesin üstüne üstüne, yürüyordu.
İşte insan oğlu böyledir, Atalarımız ta ezelden dememişlermidir zaten ;
"İnsanın başına ne gelir ise meraktan gelir diye."
İçinde bastıramadığı o merak duygusu onu nereye sürükleyecekti?
Atığı her adımda sese daha da yaklaşırken daha da meraklanıyordu, meraklandığı kadarda büyüleniyordu.
Başına bir şey gelebiliceğini aklından geçirmiyordu dahi, ya da geçirmek istemiyor kendini o ana bırakmak istiyordu.
Ve sonunda gencin 10 adım gerisinde kalır.
Ama merakı hafiflemişte tedirginliği başlamış gibiydi.
Bu bir korku değildi heyecandı
-"Acaba ne diye seslenmeliyim?" diye düşünmeye başlamıştı .
-"Neden sesleniyorum ki tanımıyorum hırlı mı , hırsız mı bilmiyorum " korkusu da başlamıştı.
Galiba kader ağlarını örüyordu.
Çünkü heyecanı korkusunu bastırdı ve gence daha da yaklaştı.
5 adımlık bir mesafe ya vardı ya da yoktu.
Seslenmek için can atıyordu adeta, ve seslenmiştide.
-"Sen kimsin ve bu kadar serçe neden seni takip ediyor?" diye
Gence hemen ilk sorusunu yöneltmişti.
Genç yavaşça arkasını dönerek Arin' e bakar
İkisinin de aklında aynı soru vardı.
Gence bakarken büyük bir şaşkınlıkla karşılaşmıştı, aynı durum genç içinde geçerliydi. Kendisinden çokça kısa bir genç kız bir avuç toprak var sanki gözlerinde .
Genç hem büyülenmiş hemde çok şaşırmıştı.
Peki ya Arin,
Arin şaşkınlık içerisinde;
-"Sesine mi büyüleneyim, gözlerine mi?"diye
ikinci sorusunu yöneltir gence
Kendisinden çokça uzun ve kocaman ağaçlar.
Bir avuç toprağı gözlerinde taşıyan Arin'in karşısında. Kocaman bir ormanı gözlerinde taşıyan, yakışıklı bir genç vardı.
Her ne kadar ikisi şaşırsada bu bir tesadüf değildi.
Tesadüfler varmıdır ki?
Tesadüf dediğimiz Allah'ın bize uygun gördüğü lütüfları değil miydi?
Peki bir çift toprak ve bir çift orman taşıyan gözlerin karşılaşması, kader miydi?
Kader ise, kader insanın elinde midir?
Kader insanın elinde ise , Bize lütfedilen neydi?
Ağacı yeşerten toprağı değil midir zaten?
Arin'in merakı belkide Arin'i nasibine götürüyordu.

   Umarım okurken sıkılmamışsınızdır.Gerçi hiçbir okur okumaktan sıkılmaz. Keyifle okumuş olmanız dileğiyle.
2. Bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
İnsan hem yaptıklarından hem yapamadıklarından noksandır.

Orman'ın DerinlikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin