10 2 0
                                    

Ormanın Derinlikleri Kitabımın 2. bölümüne hoşgeldiniz. Umarım 1. bölümden memnun kalmışsınızdır. Emeklerim boşa çıkmamıştır. 2.bölümden de memnun kalmanız dileğiyle iyi okumalar dilerim;)

Nasıl ki toprak ağaçsız olamıyor ise ağaçta topraksız yeşeremezdir. Kader ağlarını açtı ise ağa av almadan bırakmaz. Bakalım ağa kapılan önce ağaç mı olacak yoksa toprak mı ?
Uzun bir sessizliğin ardından ARİN kafasından geçirdiği bütün cümleleri dile getirmeye başlar ve üçüncü cümlesinde kendine söylenir;
-" Aptal mısın kızım bu kadar serçeyi sesiyle peşinden getiren bu gencin sesinin kötü olma ihtimali varmıydı ki? " diye
kendi kendine söylenir sanki genç duymuyormuş gibi birde kendisiyle istişare yapar.
Genç ne kadar memnun kalsada durumdan Arin'in susmaya niyeti yoktu. Genç ilk sorusunun hemen yöneltir;
-" Bu kadar şey düşünmek seni yormuyor mu ?"diye ufakta bir tebessümle.
Oysaki gencin yöneltiği soru mizahiydi bizim kız aklından geçen her şeyi hemen dilendirdiği gibi hiç bekletmeden cevap verir biraz alınarak;
-" Benim ne düşündüğümü sen nerden biliyorsun ki ?" diye cevap verir biraz kırgınlıkla
Genç kahkaha atarak cevap verir;
-" Alınma hemen Küçük Hanım sesli düşünüyorsun ." diyerek cümlesini tamamlar genç.
Bizim kız alınganlıktan utangaçlığa bir duygu değişimi yaşamaz mı?
Ah! Benim gönlü temiz, saf kızım her şey ulu orta söylenir mi ?
Her ne kadar çekinselerde birbirlerinin gözünün içine bakmaktan vazgeçmiyorlardı . Ya bu bir etkilenmeydi ya da kaderin bir oyunu. Eğer bir etkilenme söz konusu ise büyük bir sevda bizi bekliyor. Fakat kaderin bir oyunu ise Orman bir genci daha derinliklerine alıcaktı. Ya da bizim kız gözlerinin toprağına gömülücekti. Birincisini tercih ederim. Bakalım bizimkileri ne bekliyor.
Bütün günü genci takip etmeye ayıran güzel kızım havanın karardığını fark eder ormanın neresinde olduğunu da bilmiyor. Bildiği tek şey eve hava kararmadan varmış olması gerektiğiydi.
Kafasında deli sorular uçuşuyor yine . Susar mı hemen dilendirdi ;
-" Benim gitmem gerekiyor ama ormanın neresindeyim bilmiyorum." der genç etkilenmişti gözleri beli etiği gibi sözleri de beli ediyordu;
-" Korkma Küçük Hanım , orman sana büyük bana küçük, eşlik etmek isterim kabul eder isen."
Bizim kızın içi kıpır kıpır adeta midesinde kelebekler uçuyor.
Ah ah! Bilmez miyiz o kelebekleri kan kusturmamasını ümid ederim.
-" Elbette, teşekkür ederim. Eve geç kalmamam gerekiyor yoksa..." diye cümlesini yarıda bırakır.
Gencin içine düşen tereddüt kafasında sorular oluşturmaya başlar fakat bizim kız gibi sesli düşünmüyordu. Her ne kadar sormak istesede bizim kızın vereceği tepkiden çekiniyordu.
İçindeki merak duygusunu bastırmayı başaran genç Arin'e eşlik etmeye başlar.
Genç ıslık fısıldamıyor fakat serçeler genci takip etmeye devam ediyordu.
Masal gibi diyorum ya işte Peri kızını eve bırakan serçeler halis olamaz ya.
Hangimiz serçeler eşliğinde eve bırakıldık sorarım size?
Her neyse konudan sapmayalım.
Her ikisinin de kafası sorularla dolu fakat bizim kız bu sefer dilendirmiyordu çünkü korkusu merakını bastırıyordu bu sefer .
Neyden korkuyordu acaba? Tüyleri diken diken eden bir baba mı yoksa meymenetsiz suratlı bir anneden mi ya da Sivri dilli bir abiden mi
Genç gibi bizimde içimize kuşku düştü.
Baskıcı bir aileye sahip olduğu aşikârdı.
Umarım sorunsuz atlatır bizim deli kız.
Ormanın girişine varırlar.
Eee...
Artık yolun sonuna geldik .
Yolun sonu muydu yoksa başı mıydı bilemem.
Deli kız teşekkürünü ve vedasını dilendirir. Niye veda ediyorsa daha yollar çok kesişicek veda ,meda ne kız.
-" Buraya kadar serçelerinle eşlik ettiği için teşekkür ederim. Sen bilmesende beni büyük bir derten kurtardın." diyerek cümlesini bitirir.
Genç daha da kuşkulanır ama merakını bastırır.
-" Rica ederim Küçük Hanım. Benim için büyük bir memnuniyeti."
Gönüller her ne kadar muhabbet etmek istesede, Deli kızın yetişmesi gereken bir ev vardı.
Ormandan uzaklaşır. Gencin görüş alanından çıkar.

Orman'ın DerinlikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin