Bölüm 2: Gerçekler

7 1 0
                                    

Şarkı Intro Infected-Sickick⛓🎼

Başımdaki şiddetli ağrıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda üzerimde beyaz bir gecelik vardı. Kaşlarım çatıldığında hemen saate baktım. Üzerimi giyindim ve çantamı omzuma atıp çıktım.

Fakülteye doğru yürürken telefonumu açtım.

Mina Nefha
Dün gece ne oldu Batın?
Yanlış bir şey yapmadık değil mi?

Batın' a mesaj gönderdikten sonra telefonu kapattım ve sınıfa girdim. Bugün dersimiz Batın' la değildi.

Derste telefonum titrediğinde sıranın altından gizlice telefonu açtım.

Batın Zade
Birşey olmadı, Mina.
Sadece üzerini değiştirdim, rahatsız elbiseyle uyumanın istemedim.

Birşeyi fark ettiğimde tüm sınıfı inceledim. Dün geceden beri Evra neredeydi?

Mina Nefha
Batın, Evra nerede?
Dün geceden beri görmedim onu.

Batın Zade
Merak etme, erkek arkadaşının yanındadır.

Tamam mesajı yazarken Füsun hoca koluma vurdu. "Ne yapıyorsun kızım derste?" dedi. Ben şaşkınlıkla hocanın yüzüne bakıyorken, "Ne öyle aval aval suratıma bakıyorsun!" diye bağırıp elimden telefonu çekti ve konuşmaları okuyacakken elinden hemen telefonu aldım. "Arkadaşımı merak ettim hocam, kusura bakmayın sabahtan beri ortalıkta..." işaret parmağını uzatıp kapıyı gösterip lafımı kesti. "Madem arkadaşını merak ettin, çık dışarı!" diye bağırdığında yerimden sıçradım. Canını seven Füsun hocayı kızdırmayacaktı. Maşallah kadın 43 yaşında ama geyik gibi sesi var. Sıramdan çantamı aldım ve sınıftan çıktım.

Telefonumdan tekrar Evra' nın numarasını tuşladım ve aradım. Bu 7. arayışım falandı. Stresten elimi dudağıma götürüp yolmaya başladım. Telefon dört çalışın sonunda açıldığında rahatlayış nefesi verdim.

"Evra," dedim elimi dudağımdan indirirken. "O kim bebeğim?" arkadan gelen uykulu bir erkek sesiyle kaşlarımı çattım. "Evra?" derken, "Arkadaşım," diye erkek sesine cevap veren Evra' nın uykulu sesini işittim. "Evra," diye tekrarladım. "arkadaki kim?" bir süre telefona hışırtı sesleri geldikten sonra Evra konuştu. "Dün geceki yakışıklı," diye fısıldarken kıkırdayışı kulaklarıma doldu. "Nerdesin?" diye sordum iç çekerken. "Yurttayım, bugün derse girmicem sakın beni zorlama," dedi. nİye sabahtan beri telefonuna bakmıyorsun?" diyerek onu azarladım. "Özür dilerim," dedi. "Tamam, görüşürüz sonra Evroş," deyip aramayı sonlandırdım.

Yemekhane de Evra ile yeni partnerim diye tanıttığı Yavuz ile oturuyorduk. Normalde sık sık yemekhaneye gelmezdik, ama bugün sevdiğimiz yemek olduğu için gelmiştik.

Evra bana bakıp, "Ee," dediğinde anlamadım. O da anlamadığımı anlamış ve kafasıyla Yavuz' u işaret etti. "Ne düşünüyorsun bizim hakkımızda?" Yavuz' un koluna girdi. "Yakışıyor muyuz?" yapay bir şekilde kahkaha atıp el çırptım. "Çok yakışıyorsunuz, tebrik ederim Evracım," dedim ve Evra' ya bakıp yüzümü buruşturdum. Evra tiksinti dolu yüz ifademi gördüğünde ise dudaklarını büzgü.

Yemeklerimizi bitirmiş ve kahve aldık, içiyorduk. Az sonra Evra arkama baktı sırıttı, daha sonra bana baktı. Arkamı dönüp baktığımda Batın buraya geliyordu. Yanıma bir sandalye çekti ve oturdu. "Nasılsın, Mina?" deyip dikkatlice beni incelediğinde anlamadım, Yavuz ve Evra' ya bakıp tekrar gözlerim Batın' a döndü. "İyiyim..."

"Ben de ne oldu?" dediğimde sadece başını sallamıştı. "Ne yapıyorsun?" soruma cevap vermek yerine başka bir soru yönelttiğinde elimdeki kahve bardağını gösterdim. "Gördüğün gibi kahve içiyorum?" hiç bu kadar garip olmamıştı. Ardından Evra ve Yavuz' a laf atıp onlarla konuşmaya başladı.

Biraz sonra elini bacağımda hissettiğimde etrafıma bakındım. Kotumun yırtık dekolte yerinden elini sokmuştu. Üste Evralarla konuşuyor aşağıda ise bacağımı okşuyordu. Eli yukarı doğru tırmandığında normal davranmaya çalıştım. Bu sefer iç bacağımı okşamaya başladığında elimi elinin üstüne koyup durdurduğumda muzırca bakan gözlerini bana çevirdi. Çapkınca sırıtması hoşuma gidiyordu.

Elime kahvemi alıp içerken bir anda parmağının değdi yer yüzünden ağzımdaki tüm kahveyi karşımdaki Yavuz' un suratına püskürttüm. Batın ise elini kotumdan çıkarmıştı. Hemen ayağa kalktım. "Özür dilerim, yurda dönmem gerekiyor." Yavuz' a baktığımda yüzünden kahve damlıyordu, kaşları çatılmıştı, "Özür dilerim, Yavuz." diye fısıldadım ve koşar adım yemekhaneden çıktım.

Üniversitenin bahçesinde tek başıma dolanıyordum. Saat 22:23' dü, uyku tutmamıştı. Hava karanlık, sadece baykuş ve çekirgenin sesleri yankılanıyordu. Bu havayı seviyordum.

Telefonum çalmaya başladığında irkildim. Arayan annemdi. Dudağımda yumuşak bir tebessüm oluşurken aramayı onayladıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm. Annemle aylardır ne konuşabiliyor ne de görüşebiliyorduk. İşleri çok yoğunlaşmıştı. Annem avukattı ve bitmek bilmeyen davalar yüzünden bir türlü konuşamıyorduk.

Annemin, "Alo," diyen sesini çok özlediğimi fark ettim. "Anne," dedim uzun zaman sonra. "Kızım... Mina," dedi annem. "Nasılsın annem? Seninle uğraşan biri var mı?"  annemin ilk sorduğu soruya güldüm. Küçüklüğümden hep ilk sorduğu bu olurdu. "İyiyim annecim merak etme, kimse kızına bulaşamaz çünkü avukat bir annesi var." deyip kıkırdadım. "Sen nasılsın anne? Çok yoruluyor musun?" deyip iç çekerken ilerde gördüğüm boş banka gidip oturdum. "Ben de iyim yavrum, yarın sana kargo gelir. Dışarda kalmasın dolaba konulacak şeyler var içinde, bozulmasın. Erzak koydum içine birsürü, hem de en sevdiğin peynirden de var. Şu her zaman ki Nervin teyzenin yaptığından," derken karşımdan bana yaklaşan bir gölge gördüm. Kaşlarım çatıldığında, "Teşekkür ederim annecim." deyip ayağa kalktım. "Anne Ben şimdi kapatıyorum tamam mı? Geç oldu yurda çıkayım." dedim. "Tamam bebeğim, dikkat et kendine," dedikten sonra gözlerimi gölgeden ayırmadan aramayı sonlandırdım.

Gölge tam karşımda durduğunda sokak lambasının önünü kesti. Yüzünde sadece gözleri ve ağzı görünen maske olduğunu fark ettim fakat sokak ışığının önünü kestiğinden gözlerini ya da dudağını göremiyordum. Bir anda beni bileklerimden yakalayıp sırtımda yapıştırmıştı. Arkadan bana bedenini yapıştırdığında, "Batın' la bu pozisyonda yaptığın seks nasıldı ha?" kulağımı gıdıklayan gırtlaktan gelen nefesi yüzünden kafamı çevirdim. Bu kimdi? Ve neyden bahsediyordu?

"Ben Batın' la hiçbir şey yapmadı-" kollarımı serbest bırakıp boğazımdan yakalamıştı. "Kendi gözlerimle Batın' ın nasıl içine girdiğini gördüm." dediğinde gözlerimi irice açtım. "Öyle bir şey olmadı dedim sana!" Boğazımı kavrayan eli sıklaştığında tırnaklarımı eline geçirdim. Arkasından bir fener yanıp söndüğünde sadece bir saniyelik arkasını dönüp fener ışığına baktı. Tekrar bakışları bana döndüğünde dudağını kulağıma yaklaştırdı. "Batın' ın seni becerirken ismini sayıklayarak inlediğin videoyu fakültede ki öğrenciler izlediğinde hakkında ne düşüneceklerini merak ediyorum." deyip ben dehşet içindeyken tekrar boğazımı sıktı. "Asla Batın seni kazanamayacak, sen sadece benimsin." dedikten sonra hızla yan tarafa koşmaya başladığında boğazımı tutup nefes almaya çalıştım.

Fener kapandığında güvenlik Serter abiyi gördüm. "Noluyor kızım burada?" diye sordu. "Birşey olmadı Serter abi sadece dolaşmaya çıkmıştım biraz. Tam da yurda gidecekken sen geldin." anlamışçasına basını salladıktan sonra, "Tamam kızım haydi git artık yurda geç oldu." dediğinde yurda yürümeye başladım.

Yarın felaket kopacağını hissediyordum. Yarın çok kötü şeyler olacaktı. Ve ayrıca Batın' a da hesap soracaktım. Biz hiçbir zaman Batın' la o duruma kadar gelecek birşey yapmadık. Ama eğer gölge doğru söylüyorsa? Çünkü bugün Batın' ın bana tuhaf davranması garibime gitmişti. Eğer gerçekten böyle bir şey varsa ve o video paylaşılırsa ortalık karışacak. Ben ise ne yapacağımı bilmez bir halde yurt odama girdim. Yatağıma yattım ve uyuyamayacağımı bildiğim halde gözlerimi kapattım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZEHİRLİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin