Merhabalar nasılsınızz??
Hikayenin ikinci bölümüyle karşınızdayız bol bol yorum atıp oy vermeyi unutmayın🖤2 BÖLÜM:
Yüzüme birinin dokunduğunu hissederek gözlerimi aralamadan yatağımda yan dönmek istediğimde başımın altında sert cisimlerle gözlerimi açtım.Karşımda gördüğüm kadınla irkilerek olduğum yerde oturur pozisyona geçtim.
Şaşkınca ve korkulu gözlerimle etrafa bakarak nerede olduğumu anlamaya çalıştım.Ama bu yerler hiç de tanıdık gelmiyordu.Issız sokakta evler daha çok şato gibiydi.Aklıma dank eden şeyle hemen ayağa kalktım.
Kalktığım gibi yanımdakı genç kadın konuşmuştu."İyimisin?"
Konuştuğu dil ingilizceydi.İngilizce bildiğimden ne dediğini anlamıştım.
Karşımdakı yabancı benim yaşlarımda olan kadına döndüğümde kiyafetleri gözüme çarptı.Bu ne böyle?Kadının giydiği kiyafet tam 1900 yıllarında giyilmiş elbiseydi.Günümüzde hala böyle giyinen varmı ya cidden.Elinde mavi şemsiyesi ve kafasına ne olduğunu bile bilmediğim bir şey takmışdı.
Şapkamıydı bu?Fötr şapkaya benziyordu ama tam olarak oda değildi.Kendimi gülmemek için zorladığımda hafifçe gülümseyerek"İyiyim"dedim.
Oysa neresi olduğunu bile bilmediğim yerde hiçte iyi değildim.Burası cidden neresiydi.Allah aşkına ben nereye düştüm böyle?Etrafıma bakındığımda kafama giren ağrıyla elimi ağrıyan tarafa koydum.Galiba kafamı çarpmıştım.Yabancı kadın yine konuşmaya başladı
"Kafanı mı çarptın?"diye sorduktan sonra yanıma diz çöktüğünde gözlerim arkasında olan faytona kaydı?Fayton mu?Gerçekten mi?Böyle arabalar hala varmıydı ya?
Kurumuş dudaklarımı ıslatarak"Galiba evet"dedikten sonra devam ettim"Ben neredeyim?"diye sordum.
Kadın"Büyük Britaniya krallığında"dediği zaman şokla kadının yüzüne baktım.Ne Büyük Britaniya mı?Bu da ne demek oluyor?Şatoya benzer evler,fayton arabalar,garip giysiler.Burada neler dönüyordu?
Artık yüzüm ne hal aldıysa kadın "Sanırım sen hiç iyi değilsin kalk seni şifacıya götürelim.Hem kafanda kanamış merhem sürsün"dediğinde hala yerimden kalkmamıştım.
Hala bir karşımdakı kadının giysilerine arkasında kalan evlere ve sokaktan geçen tek tük fayton arabalara garip garip giysiler giymiş insanlara bakıyordum.Aklıma sadece bir düşünce geliyordu ve bu düşüncenin olmamasını dileyerek kadına doğru korka korka"Biz kaçıncı yıldayız"diye sordum.
Genç kadın ilk önce garipçe bir an yüzüme baktıktan sonra "1920"dediğinde.Gözlerimi kapadım.Hayır,hayır bu olamazdı.1920 yılımı?Ben buraya nasıl geldim?
Gözlerimi açtığımda hızla ayağa kalktım.Kalkmamla beraber kadında kalktığında ellerimi salık olan saçlarıma geçirerek etrafıma bakarak mırıldandım."Hayır,hayır bu olmaz.Ben bu yıla nasıl geldim.Eve dönmem gerekli.Evet evet eve dönmeliyim ama nasıl"kadına baktığımda garip bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
Elini koluma koyduğunda"Gerçekten iyimisin?Hafıza kaybımı yaşadın?"dediğinde iyice çıldırarak,"Ben buraya ait değilim!ben burada yaşamıyorum.Türkiyeye dönmem gerekli benim.Nasıl döne bilirim?"diye sorduğumda cevap olarak kadın sadece "Öyle bir ülke yok bildiğim kadarıyla"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarınım geçmiş hayatım
FantasíaHiç kimse yarınının ne olucağını bilmez.Hayat da bu değilmi zaten?Yarın ne olucağını bilmeden uyursun Lavinia da böyle yapmıştı yarını bilmeyerek uyumuştu.Ama sabah uyandığında kendini yaşamak istediği bir krallıkta buluyor.Belkide onun yarını herke...