Hongjoong her yaz olduğu gibi yine yazlıklarına gideceği için çok mutluydu.Ama bu mutluluğu şimdiden zehire dönüşmeye başlamıştı.Çünkü kuzeni susmak bilmiyordu"Dayeon sus artık!"
Hongjoong'un annesi ön koltuktan arkadaki Hongjoong'a döndü
"Öyle deme ama birtanem.Konuşsun kız"
Hongjoong göz devirerek kulaklıklarını çıkardı ve camdan dışarıya bakmaya başladı.Yolda yeterince uyumasına rağmen hala uykusu vardı
"Hongie,bana kızmadın değil mi?"
Hongjoong yan tarafa döndürdü kafasını
"Sadece sus Dayeon.Şuan uykum var o yüzden sinirliyim.Ayrıca Hongie ne ben senden büyüğüm"
"İki yaştan ne olacak ya?"
"Önceden öyle demiyordun ama.'Hongjoong opaaağ' diye geziyordun peşimde"
"O eskidendi"
Hongjoong onu taklit edip önüne döndü ve gözlerini kapattı.Dayeon'da susup telefonu ile oynamaya başlamıştı
Dayeon ve Hongjoong birbirlerini severdi fakat sürekli kavga da ederlerdi.
"İşte geldiiiiik"
Hongjoong bunu duyar duymaz arabadan inip etrafa baktı.Her gördüğünde büyülendiği yer yine cennet gibiydi
Uykusu açılmıştı bir anda.Arabadan eşyaları alıp Dayeon ile beraber eve doğru yürümeye başladılar
Hongjoong biraz da üzgündü aslında.Arkadaşı Wooyoung da gelecekti ama yola çıkmadan önce gelemeyeceğini söylemişti.Bu yaz sahilde çekirdek çitlerken gülmekten yarılacağı bir arkadaşı olmayacaktı.Bu duruma bir yandan da seviniyordu.Biraz kafasının dinlenmesi iyi olurdu.Müzik dinlerdi,kitap okurdu,yürüyüş yapardı...Sakin bir yaz da geçirmek istiyordu bir yandan
Tabi bu hayalleri kurarken neler yaşayacağından habersizdi
Anahtarı alıp kapıyı açtı.Evdeki o tozlu kokuyu her seferinde unutuyordu ve her yaz aynı şekilde içeriye girip sonra bir anda yüzünü buruşturarak dışarıya çıkıyordu
"Anne camları aç lütfen!"
Annesi Hongjoong'a güldü
"Açacağım oğlum sakin"
İçerisi havalanana kadar dışarıda durmaya karar verdi.Çantasını kapının önüne koyup boş mahalleyi izlemeye başladı
Burada yazın fazla kişi olmuyordu.Mahallede de çok ev yoktu zaten.Hongjoong buranın bu yönünü seviyordu.Ne kadar az insan,o kadar iyiydi.
Dayeon'a baktığında gökyüzünün fotoğrafını çektiğini gördü
"Oğlum gel hadi eşyalarını yerleştir!"
"Geliyorummm!"
Hongjoong koşarak eve girdi.Çantalarını alıp üst kata çıktı.Hemen kapıyı kapatıp yumuşacık yatağına oturdu.Uyumak istiyordu ama önce odasını temizleyip eşyalarını yerleştirmesi gerekecekti
Valizini açıp yatağa serdi.Üstündekileri çıkarıp pijamalarını giydi ve bir müzik açtı telefonundan.Ardından odasını temizlemeye başladı
The kinda girl who really loves to dance
She loves to mess around with her friends
Wanna know her now, wanna love her now
I wanna make her be my girlMüzik dinlerken iş yapmayı çok severdi.Sanki müzik dinleyince o iş iki dakikaya bitiyor gibi gelirdi ona
She likes to give a smile to every stranger
She loves to get her ass in any danger
Wanna love her now, wanna love her now
I wanna make her be my girl

ŞİMDİ OKUDUĞUN
What Makes You Beautiful | Seongjoong
Fiksi PenggemarYazlıklarında sessiz ve sakin bir yaz geçirme hayalleri kuran Hongjoong,sanal arkadaşı ile karşılasır ve arkadaş olur.Ama onun o olduğundan haberi yoktur... "Hey havuç kafa!Nereye gidiyorsun?" "Cehennemin dibine!" Bir dakika,havuç kafa mı dedi o?