Sessizlik adlı netflix dizisinden alıntılanmıştır."Günaydın karanlık günaydın siyahlar... başbaşayız gene,mutlumuyuz değilmiyiz bilmiyoruz gene..."
Bulanık zihnim ve tutamadığım gözyaşlarımla şarkının ritmine kendimi kaptırmış camdan dışarı bakıyordum kesinlikle kafamın Allak bullak olmasının nedeni içtiğim haptı.Saat sabahın 7 buçuğu okul servisinde tek başıma yolu izliyordum babamın tedavi amaçlı verdiği ilaç sayesinde kafamın gidip gelmesi ve her zaman kanlanmış bağımlı gözlerim artık hiç kimsenin yanıma yaklaşmamasına sebebiyet veriyordu.
Pat!pat!pat!
Duyduğum sesle gözlerimi açtım cama kafamı vuruyor ve bunun acısını hissetmiyordum etrafımdaki herkes delirmişcesine bana bakıyor kimse ses çıkartmıyordu.kendimi durdurmak istiyordum ama sanki bunun bana daha iyi geleceğini düşünerek yaptığım şeye devam ettim.
"Sen unuttuğumu zannet..." mırıldandığım sırada yanıma birinin oturmasıyla kafamı o yöne çevirdim."Kalk yanımdan." Tekdüze bir şekilde konuştuğumda yüzüme umarsızca bakıp kulaklığını taktı ve gözlerini kapattı.
Sertçe ittirip "sana kalk dedim!" Diye bağırdığımda çoktan yere kapaklanmış bir şekilde bana bakıyordu az önce fark etmediğim açık deniz mavisi gözlerini sinirle kırpıp ayağa kalktı ve gidip boş bir yere oturdu. Bende kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım başımın ağrısı gittikçe şiddetleniyor ve bilincim yavaşça yerine geliyordu.
Okula vardığımızda yaftalayarak yürüdüm,
her sabah aynı durumda olduğum için çevredeki insanlar ilk günlerdeki gibi yadırgamıyorlardı.
Sınıfa girip çantamı sıraya fırlatıp oturdum kafamı sıraya koyup baş ağrımın geçmesi için dua ettim.Uyandığımda öğle arası olmuş başımın ağrısı geçmişti sınıfta da kimse yoktu.
Sigara içmek için okulun dışına çıkmam gerekiyordu bu yüzen hızla okuldan çıkıp araya gittim . Sakladığım yerden sigaramı çıkarıp bir dal yaktım.
Etrafta kimse yoktu fakat ileride eski arkadaşlarım Oğuz ve Cem vardı yanlarında ise sabahki kız. Onlara doğru baktığımı fark ettiklerinde önüme dönüp sigaramı içmeye devam ettim.Size kendimi anlatmadım değil mi?
17 yaşında ve 18 ine girmeyi iple çeken ,ilaç bağımlısı ve kurtulmak isteyen biriyim.
Adım Evren soyadım... ona gerek yok yeterince utanmama sebep oluyor zaten.
Babası tarafından denek gözüyle görünen ve ilaç bağımlısı bir çocuğum ,sinir hastalığımın tedavisi ve zekam için kullandığım ilaçlarımın aslında bana iyi gelmediğini çok kısa süre önce fark ettim fakat iş işten geçtiği için
bu benim için bir bağımlılık haline geldi.
İlaçlar ruh halimi daha kötü yaptığı için sinir hastalığım daha ileri bir seviyeye taşındı bu sebeple kimseyle iletişim kuramıyor,anlaşamıyordum ,arkadaşlarımdan da ailemden de kopmuştum tek bir kişi hariç...
Küçük erkek kardeşim. Her zaman ona çok güçlü olmayı ve herzman iyi biri olmayı öğretmeye çalışırken artık onun gözünde güçsüz ve kötü biriydim . Kullandığım ilaçlardan haberi yok ve uyuşturucu bağımlısı olduğumu sanıyordu fakat yine de benden bağını kesmemişti.
Yorgun ve bir o kadar da içime kapanık olduğumdan eskisi gibi ona abi sevgisi de veremiyordum sanıldığımın çok aksi biri olduğumu sadece o görüyor her zaman yanımda oluyordu...Zil sesiyle daldığım yerden gözlerimi çekip okula girdim tanıdık bir araba okulun bahçesinde duruyordu,
Babam.Sinirle yanına ilerledim.
"Niye geldin ne oldu yine bana zarar verdiğin yetmiyormuş gibi bir de mükemmel bir baba gibi mi davranmaya çalışıyorsun?"
Soludu,
"Ben sana zarar vermiyorum senin iyiliğini düşünüyorum"
Hiçbir zaman benim iyiliğimi düşünmezdi gerçi babam gibi de davranmazdı beni hep bir denek gibi görürdü. Kendisi çok tanınan ve bilinen bir ilaç üreticisi, labaratuvarından genelde çıkmaz sürekli birşeyler araştırırdı.Sinirle gülüp merdivenleri çıkmak için arkamı döndüm kolumdan tutmasıyla ona döndüm,
"Dokunma bana git mükemmel baba rölünü yap benimle uğraşma"
Sınıfa geldiğimde nefes nefeseydim sinirime hakim olamıyordum artık,
Kafamı masaya vurmaya başladım sinirle.
O sırada alnıma koyulan elle kafamı kaldırdım. Sabahki deniz mavisi gözlü kızdı .
" ne yapmaya çalışıyorsun sen çek git şurdsn ergen kızlarla ilgilenmiyorum. "
Sonra sinirle sınıfta gözlerimi gezdirip devam ettim,
"Gerçi hiçkimseyle ilgilenmiyorum hepinizden tiksiniyorum"
Kafamı masaya koyup dişlerimi sıktım.Tanıdık bir ses konuştu,
"Öyle mi Evren eskiden böyle demiyordun can dostuyduk biz ne oldu?"
Kafamı kaldırdım,
"Evet siz bana sırtınızı dönmeden önce "
"Yaptıklarından sonra ne yapmamızı bekliyordun ha? Harbiden sen niye gitmiyorsun ya git bi tedavi ol sikik bağımlı!"Sakin ol evren bişey yapma.
Sol kulağımı tuttum"sen sus!" Bağırdığımda elimle de aynı anda masaya yumruğumu vurdum.
"Sınırlarımı zorlama Oğuz"
"Zorladım diyelim"
Cevap vermemek en iyisiydi yoksa kendimi tutamayabilir saçma şeyler yapabilirdim. Hızlıca kalktım çantamı aldım ve okuldan çıktım . Nefes nefese kalmıştım sinirim hat safhasındaydı öfkeyle bağırdım ve soluklandığım duvarı yumruklamaya başladım ellerimin acısı umrumda bile değildi. " siktir! Siktir!siktir!"
O sırada gelen titremeyle yere çöktüm krizim başladı ve bilincimi kaybettim...Gözlerimi açtığımda karanlık kasvetli odamda yatağımda yatıyordum. Başımı tutarak ayaklarımı yataktan aşağı bıraktım çıplak ayaklarımın soğuk zemine temas etmesiyle içim titrese de yavaşça salondaki sesleri dinlemek için aralık kapıya yürüdüm.
Annem bağırıyordu "bu çocuğa artık bu ilaçları vermeyi kes tıpta bir yeri bile yok bu ilaçların denek faresi değil bu çocuk senin çocuğun kanın canın"
" kanım canım mı sen kimi kandırıyorsun Leman o çocuk benim kanımdan değil!"Nasıl? Ondan mı bunca zaman beni sevmemişti ?
Yaşadığım şokun etkisiyle komidinimin üstündeki sürahideki suyu tek dikişte içtim fakat suda bişey vardı ,bildiğim bir tat...
İlaç...İlacın etkisi yüksek dozdan hemen vücuduma yayılmıştı başımın ağrısı kat be kat artıp delirtecek duruma getirdi titremeye başladım ve sinirle odadan çıktım .
Hala bağırışıp çağırışıyorlardı.Babama yani sözde babama attığım yumrukla yere yığıldı" anneme bağırma" ard arda attığım yumruklar onu biraz yavaşlatsa da benden cüsse olarak büyük olduğundan kurtulup hızla çalışma odasına gidip çekmeceden bir şırınga çıkardı. Üzerim üzerime gelirken geriledim annemin bağırışları küçük kardeşimin ağlayışları kafam o kadar allak bullaktı ki , anneme dönüp,
" kardeşimi alıp gidin anne! Anne hadi!"
Onlar evden çıkarken babam hala üzerime üzerime gelmeye devam ediyordu kendimi korumam gerekiyor ve sanırım ilacın etkisinden olsa gerek onu öldürmek istiyordum. Elime ilk geçen bıçağı alıp üzerine üzerine koştum elindeki şırıngaya tekme savurup yere düşmesini sağlayıp üzerine atladım "artık bana zarar veremiceksin" elimdeki bıçağı kalbine saplamamla elimden akan sıcak kanla rahatlamış ve bir o kadarda kendimi mutlu hissediyordum ama içimde bir yerlerde olan korku hissi beni titretti.Ne yaptın Evren onu öldürdün katil oldun!
Sol kulağıma vurup tekrarlamaya başladım "sus sus sus..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlu
Teen Fiction"Her siyah renk siyah değildir Evren. Kendime has bir ton farkı vardır sendeki de o,sen farklı olmasan gözümde bu kadar büyümez sana aşık olmazdım"