" Benimle ne hakkında konuşmak istemiştiniz leydi Elianor?" Sakin bir şekilde gülümeye çalıştım, açıkçası birazcık da olsa meraklıydım. Tabii ki aslında ne söyleyeceği umrumda falan değildi. Ama dinlememek görgü kurallarına yakışmazdı. Gerçi dinleyeceğim bir şey falan yoktu ortalıkta. " Prenses Elianor?"
Elianor bana ağlamaklı bir şekilde baktı. " Zairen. Bir kereliğine olsun eskisi gibi ablam olamaz mısın? Ben artık dayanamıyorum." Ona şaşkın bir şekilde baktım. Bir prenses ve veliaht olarak nasıl böyle konuşabilirdi? Hem de benim gibi başka bir krallığın prensesine karşı?
" Prenses, kelimelerinize dikkat etmeniz krallığınız açısından daha iyi olur." Bunun doğru cevap olduğunu düşünüyordum ama Elianor sadece çok, kırılmış gözüküyor. " Zairen ablamı bana geri ver. Ne oldu bilmiyorum ama bu sen değilsin. Buna inanamam. Lütfen, lütfen bana sorunun ne olduğunu söyle. Sen benim tanıdığım en zeki kadınsın. Tüm hizmetçilerimin bana tekrarladığı 2 kuru sözden daha iyisini bilirsin."
" Leydim sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama bu benim. Ve eğer konuşacak başka bir konunuz yoksa Yoseyar'da yarım kalan işlerimi tamamlamaya gideceğim." Elianor'a hafifçe reverans yapıp oradan ayrıldım. Bu konuşma tamamen saçmalıktı. Onunla konuşana kadar 45 evrağı gözden geçirmiş olabilirdim.
Acaba Orscih uyanmış mıydı? Eğer uyanmadıysa 1,5 doz Havukal vermek onu uyandırır mıydı? Uyandıysa Zoe onu nasıl karşılamıştı? Viola'yı terk etmeden önce Reeze'yi ziyaret etmek az önceki davranışımdan sonra yanlış bir hareket olur muydu? Elianor'u bıraktığım odadan ağlama sesi mi geliyor? Sanırım Yoseyar'a dönüp Reeze'yi davet etmek daha mantıklı olur.
...
" Yani sana göre ben Viola diye tüm diyarın en güçlü 2. krallığı olan bir krallığın ölü sanılan prensesiyim?" Zoe bıkkınlıkla başını salladı. " Hı-hı öyle." Ben devam ettim. " Ama aslında öldü süsü verildim ve kaçırıldım?" Zoe gene başını salladı. " Hı-hı." Dedikleri normalmış gibi tepki veriyordu. " Ah, ayrıca sen ve Zairen bunu öğrendiniz ve bana yardım etmek istiyorsunuz çünkü?"
Zoe uzun bir nefes alıp verdi. " Çünkü senin doğuduğunu dahi hatırlıyoruz ve acımasız değiliz. Ya da en azından Zairen değil." Kaşlarımı çattım. " Yani sana kalsa beni 'kurtarmaya' gelmez miydin?" Zoe bana ürkütücü bir şekilde gülümsedi. "Elbette gelmezdim. Neyim ben senin uşağın mı? Hem güven bana insanlar daha sığ, vahşiler. Ve bir Cerien dahi olsa onlar tarafından yetiştirilmiş birine güvenmek aptallık."
Bana güvenmiyor mu yani?" Bana güvenmiyor musun yani?" Zoe tereddüt bile etmedi. " Tabii güvenmiyorum cicim. Zairen'de yumuşak diye ona bel bağlama Zairen'i dinliyorum çünkü genel olarak benden daha zeki ve akıllı. Ama Zairen'e zarar vereceğini düşünürsem Zai şekerim bile seni elimden alamaz."
"Bu biraz ağır oldu sanki. Ayrıca ben dediğin gibi bir Viola'ysam bence bana daha saygılı olmalısın." Zoe ani bir hareketle yerinden kalktı, beni duvara yapıştırdı ve neresinden çıkardığını bile göremediğim bir hançeri boynuma doğru tuttu.
"Yerini bil prenses. Viola soyadı seni korumaya yeter mi sanıyorsun? Evet büyük krallığın elbette avantajı var ama güç ve sosyal rütben o sevgili krallığın seni terk etmesine ve düşmanınla ortaklık kurmasına sebep olabilir. Krallık senin kendini kanıtlamanı ister. Kabul görmeye ve korunmaya değer olduğunu. Seni bir krallığın koruması şart değil tabii sadece halktansan ve gezgincilik yapıyorsan. Ama gezginler bile bunu tercih etmezler. Ve sen şuan o konumdasın. Şu an seni öldürsem varlığını bilen 4 kişiden sadece ben ve Zairen bunu biliriz. Şifacı ve hizmetçi nereye gittiğini sorgulamaz bile. Ama sen beni öldürmeye sadece çalışsan bile tüm krallığım varislerinin tehlikede olduğunu bilir."
Ondan kurtulmalıyım. Bir şey düşünmem lazım! Madem öldürmeye çalışırsam herkes öğrenecek. O zaman bacağından, hayır, kolundan yaralamalıyım. Zairen deneni bana saldırmaya çalıştığına ikna edebilirim. Ne ile saldıracağım? Bardak çok uzak ve işe yaramıyor. Yanımızdaki askılık!
Askılığa doğru uzandım ama tam erişecekken Zoe hançeriyle usta bir şekilde kolumu sıyırdı ve üstümdeki kıyafetin kolunu ve derimi tamemn kesti. Ben daha karşılık veremeden askılığı kaptı ve kolumun yaralı yerini hedef alarak vurdu. Acınası bir çığlık attım. " Kılıç ustası olduğumu tahmin etmemiştin herhalde di mi şekerim?"
" Yaptığın adil değil. Hançer taşıyorsun." Zoe iğrenç bir şirinlikle gülümsedi. " Bu hançerimi ilk çıkarışım değil neden şimdi kızıyorsun anlamıyorum doğrusu." Sonra bana doğru yaklaştı. " Mızmızlanacak bir şeyin yok ilk vuruşta acıtmış olabilir ama o kadar derin kesmedim. Ayrıca bunu bir yenilgi değil, ders olarak düşün. Asla gücünün sınırlarını hakkında hiçbir bilgin olmayan kişilerle boy ölçüşme."
" Zairen bu yaptığını duyunca ne olacak?" Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. " Ne yapmışım? Sen gücümü test etmek istedin, bende sana biraz şov yaptım. Hepsi bu." Sinirle gerildim. Biraz şov? Kolumu boydan boya kesmek biraz şov mu?" Göz devirdi. " Tabii ki öyle. Hadi mızmızlanma. Ben gidiyorum. Şifacıyı gönderirim yarına düzelirsin."
"Bekle-" Beni dinlemeden gidivermişti. Ne kadar kaba biri!
...
" Eee? Orscih'in kolunu büsbütün çizdin yani?" Zoe başıyla onayladı." İnsanlarla yaşamak onu çok değiştirmiş. hatıralarının olmamasından bahsetmiyorum bile. Onlar gibi düşünüyor. Sonraki adımı ve geleceği düşünmeden kararlar veriyor."
" Zoe böyle diyorsun ama onu öldürelim dediğim zaman buna karşı çıkmıştın." Zoe bana dik dik baktı. " Evet ama kızı buraya getirelim dediğin zamanda ona da karşı çıkmıştım. Dinlemedin gerçi ama neyse." Ona en şirin gülümsememi sundum. " Aa hadi ama sen benim dediğim her şeye karşı olduğunu iddia edip aynı zamanda da ortak oluyorsun."
"İnan bende bilmiyorum neden. Neyse Elianor sana tahta çıkış seremonin için Altın Kadeh çiçekleri göndermeyi teklif etti. Kabul edicek misin?" Dürüst olmak gerekirse üçümüzde ne olduğunu biliyorduk. Altın Kadeh çiçeklerini kabul etmek bir nevi dostluğumuz için açık kapı bırakmak olurdu.
"Bilmiyorum. Aralarından hangisinin sahte olduğu hakkında hiçbir fikrim yok." İç geçirdim. Tüm bu şeyleri 5 haftada çözmem mümkün müydü? Orscih 5 haftada istediğimiz kademe olacak mıydı?" Öyleyse teklfini kabul et cicim. Böylece onu yakından inceleyebiliriz."
Zoe'ye yüzümü buruşturdum. " Sen arkadaş ol onunla. Tek yaptığı Aster ile aramızı yapmaya çalışmak." Zoe bu dediğime güldü. " Bence Alexander ve Melodi'nin arasını yaptık diye bizi örnek alıyor." Yanaklarımı şişirdim. " Aman o konuya hiç girme lütfen. Hiç hayal ettiğim gibi bir çif olmadılar. Melodi zamanının çoğunu Viola'da geçiriyor ama Alexander ile gerektiğinden fazla konuşmuyor. Hayır, zorunluluktan nişanlansalardı bu kadar olurdu."
Zoe bana doğru eğildi. "Sence sahte olan Alexander olabilir mi? Belki Melodi bunu öğrendi ama sesini çıkaramıyor ve Alexander'dan uzak duruyor?" Ona sırıttım. " Belki öyledir. Ya da belki Orscih'dir. Hangisi olursa olsun, çok bağlanmamalıyız Sahtekar'a. Daha doğrusu Sahtekar'ı bedeninde ve belki ruhunda barındırana."
Zoe göz devirdi. " Tamam. Tamam. Biliyorum Viola'lardan uzak dur. Onlarla yalnız kalma. Ama tek sorun onlar değil biliyorsun değil mi?" Başımı salladım. " Biliyorum. İyera kral ve kraliçesi bize casus yollayıp duruyor."
Buraya kadar okuduysan oy verir misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Taş-Kandan Kuklalar 1 (BEKLEMEDE)
FantasiaOrscih hiçbir şey hatırlamıyor ve bildiği tek bir şey var. Aslında insan değil. O bir elf prensesi! Ne kadar şanslı birisi böyle! Ya da öyle mi? Eh, Orscih'in bir prenses olduğunu bilen kimse yok. Herkes onu öldü sanıyor. Ve hayatta olduğunu kanıtla...