Ünzile, çocuk gelindi...
Yazık ettiler Ünzile'ye,
Çocuk verdiler onu,
Buluğ çağına girdi,
Kucağında bir bebe ile geldi,
Yetimdi bebek,
Ağlıyordu,
Aldı bebeği babası,
Gözlerinin önünde kıydılar,
İnci gibi Ünzile,
Cam gibi saydam,
İnci kadar zarif,
Melekler kadar narin,
Bebesi gözünün de öldü,
Dövdü Kocası,
Adam otuz, on ikiydi Ünzile...25 yaşını bitirmeme az kalmıştı. Ama bu zamana kadar ne bir sevgilim olmuştu ne
de sevdiğim...
Hayır kalpsiz değilim. Ya da öyleyimdir.Belki doğru kişiyi bulmaya çalışıyorumdur. Ya o beni bulacaktı yada ben onu...
Bugün havanın bana verdiği his, yeşil giyinmemi söylüyordu.
Dolabımdan koyu yeşil takımımı aldım. V şeklinde bir göğüs dekoltesi vardı. Uzun kahverengi saçlarımı öne aldığımda dekolte kapanıyordu.Gümüş saatimi taktım ve evden çıktım. Arabama bindim, arabayı çalıştırıp sürmeye başladım.
Bugün gireceğim seasları düşünmeye başladım.Bugün Ünzile isimli bir kadının seasına girecektim. 45 yaşlarındaydı. Neydi onun hikayesi. Aklıma bir çok şey geliyordu. Ama tahminlerimin doğru çıkmasından da korkuyordum.
Peki Ünzile'nin hikayesi neydi?
🤍🪽
Hastahaneye girdiğimde şaşırmıştım. Çünkü içeride ışıklar yanıyordu. Koridorda ilerlemeye başladım. Kimseden ses çıkmıyordu.
Odama gittim. Ünzile'nin dosyasını aldım. Ardından odasına gittim.
13.oda. Ünzile'nin odasına girdim.Kapıya çektim. Arkası dönük, salanan bir sandalyede oturan biri vardı. Kısa ve kömür gibi saçları vardı. Ardından Ünzile'nin karşısında olan sandalyeye oturdum.
Ünzile'nin yüzüne baktım. Baktığım gibi de dona kaldım. Çok güzeldi.
Su gibiydi. Su gibi güzeldi. Yemyeşil gözleri vardı. Simsiyah saçları. Benleri, çilleri vardı.Tarif edilemeyecek kadar güzeldi Ünzile...
"Merhaba. Ben psikiyatrist Raife Sezen Türk. Bugünkü seasım sizle. "
Kadın güldü. "Hoş geldin yavrum", dedi. Gülümsedim. " Hoş buldum. Nasılsınız? ", diye sorduğumda yüzündeki o gülümseme kayboldu.
" Ünzile Hanım bana kendi hayatınızdan bahseder misiniz?", diye sordum.
"Nerden başlayayım? ", diye sordu boğuk bir sesle.
" Hayatınızın hangi günde başladığını düşünüyorsanız, ordan başlayın. "
Kafasını salladı. Ardından derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Doğdun ev , kaderindir Sezen. ", dedi ve devam etti. " Benim bahtımda karaymış. "
Bu söze benden inanıyorum. Haklı olduğu kadar da saçma bulduğum yerler tabi ki var.
"Erzurum'da doğdum ben. Erzurum'da bir köyde. 9 kardeştik biz. 6 oğlan, 3 kız. Kızların en büyüğü bendim. Tahtadan bir çatımız vardı. Kar, yağmur yağdığında içeriye ayazı girerdi. Kötü bir sobanın etrafında otururduk. Bir yeme içme saatimiz olurdu. ", dedi ve durdu.