Herkese merhabalar! Yeni kitabımın ilk bölümü sizlerle. Umarım beğenisiniz. Bazen doğru olarak yorumladığımız şey, en büyük hatalarımız olabilir. Ama zararın neresinden dönersek, o kadarı da kârdır.
Yorum yazmayı ve oylama yaparsanız çok sevinirim. Keyifli okumalar. Ve bol bol sevgiler..."Delilerden korkulur mu? " diye
kullanılan bir tabir vardır. 'Delinin ne yapacağı belli olmaz. Onlar insanlara zarar verir" İşte bu söz. Hayatımda duyduğum en klişe ve aptalca bir sözdü bu.Deliler insana zarar vermez. Herkesin gözünde yamyam olarak nitelendirilmeliri ise çok aptalca.
Çünkü onlarda zarar görmüşler ki, bu tabiri almışlar.
"Delilerin aklı yoktur. Onlar kafalarını kullanamazlar. Onlar salaktır. Bu hayata boş gelmişler"
Bu sözler aptallığın daha üst boyutu. Delilerin de aklı vardır. Hatta herkesten daha keskin ve ince düşünebilirler.
Hiç bir insan ise bu hayata boşuna gelmemiştir. Herkesin bir yaratılış amacı vardır. İnsanın yaratılışına sadece yaratıcı karar verir.
Peki bu düşüncede olanlar ne kadar zeki? İnsanları tanımadan yargılayan, geçmişini bilmeden onun hakkında konuşmak çok mu akıllıca?
Değil. İnsanlara önyargı ile yaklaşmak ne akıl ne de mantık işidir.
Akıllı insan tanır ve öyle yargılar.
KURAL BİR:KİMSENİN GEÇMİŞİNİ BİLMEDEN VE ONU TANIMADAN YARGILAMA"
KİMSENİN HAYATI AYNA GİBİ DEĞİLDİR.
🪽
Rapunzel kadar olmasa da uzun kahverengi saçlarımı ,dalgalı bir şekil yaptım. Beyaz takım elbisemi giydim. Kolumda olan kol saatine baktım. Eğer biraz daha oyalanırsam yeni işeme ilk günden geç kalacaktım. Parfümümü sıktım. Ardından beyaz topuklu ayakkabımı giydim. Evden çıkıp, araba gittim.
Arabama bindikten sonra emniyet kemerimi ve güneş gözlüğümü taktım. Yeni iş yerime doğru ilerledim.
Ben bir psikiyatrist olarak ilk iş günüm için akıl hastanesine gidiyordum. Daha doğrusu halk aradında "Deliller Hastahanesi" olarak adlandırılan yere. Akıl sağlığım yerindeydi. Ben oraya psikiyatrist olarak gidiyordum. Hayır, aklımı kaybetmedim. Ruh sağlığı bozulan hastaları iyileştirmek için gidiyordum. Hayır, ben kafayı yemedim. Kendi rızam ile burayı seçtim. Kimse de bana engel olmamıştı. Daha doğrusu, bana engel olacak kimsem yoktu.
Kimsem yoktu. Kimsem olmayacaktı belki. Ben nasıl yalnız doğduysam, yalnız ölecektim. Çünkü sevilmedim. Ne annem, ne babam, ne de başka bir adam beni sevdi. Nedeni yoktu. Çünkü ben nedensiz bir şekilde sevilmeyen biriydim. Ama yapacak bir şey yoktu. İnsanları değiştiremezdim. Bunu yapmaya ne gücüm ne ömrüm yeterdi.
Bu yüzden kendi hayatımdaki insanlara. Olmayan insanlara pek engel olmadım. Sorgulamadım. Ağlamadım. Üzülmedim. Hayaletler gibi davranıldım. Görülmedim hiç bir zaman. Ama korkuldum da.
Kader böyle olabilir. Yazgımız böyle olabilir. Karanlık günler geçirmiş olabilirim, olabiliriz. Önemli olan o karanlıkta boğulmak değil, önemli olan aydınlığa ulaşmak için çabalamak.
Önemli olan. Karanlığın içinde, ben aydınlığım diyebilmek.
Hayat bu. Sınanmak için yaratılan bir yer. Acı çekmeden mi kendini tanıyacaksın. Acı çekmeden kimse kendini tanıyamaz. Zorlu günler geçirmeden gerçeği göremezsin.
Bir şeyi kazanırsan, bir şeyi de feda etmen gerekecek. Kötü bir hayatın vardır. Sen kötü hayatının içinde çalışıp çabalarsan eğer iyi insan olabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİLER HASTAHANESİ
Roman pour AdolescentsBAZEN DELİ SANDIKLARIMIZ,BİZE GERÇEKLERİ SÖYLER