İhanet. Karektersiz her insanın yaptığı bir aptallıktır ihanet. İhanet eden kişi, ihanet ettiği kişinin saf olduğunu sanar. Ama öyle değildir. Aldıtılmak bir suç değil, aldatmak bir suçtur.
Bazılarının söylediği bir laf vardır
"Ben sana ihanet etmedim. Yanlışlıkla oldu. "Şunu unutmayalım ki ; HİÇ KİMSE YANLIŞLIKLA SOYUNUP, SEVİŞEMEZ!
Örnek alınacak bir davranış değildir ihanet. Bir çok aile bu yüzden yıkıldı. Bir ihanet sonucu, nice çocuk ailesiz kaldı.
Çok ağlamıştı Raife. Babasının da annesinin de birbirine olan ihanetini duyunca. Daha küçüktü oysa. İhanet neydi bilmiyordu fakat ailesinin teker teker dağılması onun canını yakıyordu.
Raife'nin bu yüzden bir aile tablosu olamamıştı.
Babası her gün annesini aldattığı kadının yanından;annesi ise her gün babasını aldattığı adamın koynundan gelirdi.
Hani mutlu ailelerin evinde olan bir koku vardırya . İnsanı her eve girdiğinde mutlu eden, huzura kavuşturan o koku.
İşte Raife'nin evinde bu yoktu. Onun evi buram buram ihanet kokuyordu.
🪽🤍
Ünzile'nin odasından çıkıp, koşar adımlarla Ömer'in odasına ilerledim. Ayağımda olan topuklu ayakkabılar bana engel oluyordu.
Hızlı bir şekilde Ömer'in odasının önüne geldim.
Kapının önünde bir kadın, müdür ve bir kaç personel vardı. Ve hiç görmediğim Ömer.
"Banu git! Beni aldattığın adamın koynuna! ", diye bağırıyordu. Ağzından istemsizce küfürler savruluyordu.
Kapısı açıktı. Yaklaşık on kişi Ömer'i durdurmaya çalışıyordu. Ama durmuyordu Ömer.
" Gitmeyeceğim! Sen bana öldürdüğün bebeğimin hesabını vereceksin! "
"Ben kızımı öldürmedim! Onu sen ve sevgilin yaptı! "
"Sen bir katilsin!", diye bağırdı kadın.
Konuyu tam olarak bilmiyordum ama böyle bir yerde yatan hastaya böyle sözler söylemek doğru değildi.
Tam ağzını açacakken ben söze girdim.
" Hanımefendi sözlerinize dikkat edin. Burası birini suçlayabileceğiniz bir yer değil! ", dedim.
Ömer yüzünü bana döndürmüş. Öfke saçan gözleri ile bana bakıyordu.
" Nerde ne söyleyeceğimi sana mı soracağım, kimsin sen? "
Bende sinirlenmeye başlıyordum. Ama şuan kavga yaparak değil, konuşarak sorunu halledebilirdim.
Sinirlendiğimde alnımda bir damar çıkıyordu. Ve bu Ömer'de de vardı. Alnında bir damar çıkmıştı.
"Psikiyatrist Raife Sezen Türk. Asıl siz kimsiniz? " , dediğimde sustu. Ve yutkundu.
Kapının önüne daha çok yaklaştım. "Sorun nedir hanımefendi?", diye sordum.
" Sadece bu adama hesap sormaya geldim. ", dedi pişkince. " Bu adam bir kat-", demeye kalmadı Ömer söze yüksek sesle girdi. "Ben kızımı öldürmedim! "
"Sen bir canisin Ömer. Kendi kızını öldürdün! "
Susmuyordu kadın. Ömer onu tutan herkesi itti. Herkes ayrı bir kenara savruldu. Bir personelin elinde tuttuğu bardak yere düştü. Ve kırıldı.