y/n: kendimi öldürücem utançtan
"Gebertirim seni."
Taci kucağında çırılçıplak uzanan aşkının yanaklarını tek eliyle sıkıştırıp dudaklarını pörtletmiş, dişlerini sıka sıka aşkla hırlamıştı. Kemal muhtemelen illegal birkaç iş için saatler önce evi esmer ev arkadaşına bırakmıştı ve Fırat tabii ki de fırsatı kaçırmadan hemen manitasını eve atmıştı. Hararetli bir gecenin muhtemelen, inşallah, sonundaydılar ve ikisi de yorgunluktan bayılmak üzereydi. Vücutları sevişmekten ve sevilmekten gerçek manada artık ağrıyordu, bölük pörçük uykuları ise zihinlerindeki bulantıydı. Fırat gazi bile sayılabilirdi bu gecenin ardından. Büzüşmüş dudaklarıyla zaten yeterince tatlı değilmiş gibi kocaman sürmeli gözlerini daha da belertti ve masum masum hâlâ içinde olan adama baktı.
Yine oluyordu. Ufak bir dokunuş, bir bakış. Söndüler zannederken yeniden alev alıyorlardı. Gece yine ve yine bitmiyor, hatta yeniden başlıyordu.
Taci sıkıntılı derin bir nefesi ciğerlerine çekip bacaklarını kırdı ve kendini kucağındaki bedenin içinde daha derine itti. Fırat'tan ağlamaklı bir ses koptuğunda ikisi de ciddi manada yorgunluktan ölecekti.
"Devam et."
"Takatim kalmadı ki."
"Benim de."
İkisi de bir süre durumun ve kendilerinin aptallıklarına gülseler de Fırat da yeniden etkilendiği için şımarıkça sızlanmış, iri adamın kucağında dolgun kalçalarını oynatarak en azından yemekte de bir tuzumuz olsun diye düşünmüştü. Esmerinin çabasını geri çevirmek ona yakışmayacağı için Taci birkaç güçlü itişle bebeğine destek çıktı ve aralarındaki anlamsız aşk savaşı yeniden başladı.
Savaş? Doğru kelime miydi? Muhtemelen. İki tarafın da kazandığı o müthiş savaş. İkisi arasında mı gerçekleşiyordu? Aslında ikisi arasında gerçekleşiyor gibi gözükse de birbirlerinin en büyük müttefikleriydiler. Kesinlikle ikisi arasında gerçekleşmiyordu, tutkuya karşı birlikte savaşıyorlardı. Ben merkezci değildi, eğer öyle olsaydı muhtemelen Taci çocuğun yorgun kalçalarını havada sabitleyip hızla içini doldurmazdı. Ya da Fırat, aşkının yorgun olduğunu bildiği için güçlü ellere inat çocuğu havada karşılamazdı.
Sevişmek gerçekten de bu kadar güzel hissettiren bir eylem miydi? Sabahın beşinde hem de, duygular ve vücutlar iç içe. Dinlene dinlene bu gecenin birkaçıncı turu. Her turdan sonra biraz uyuyakalma, yine de birinin yaramazca uykudan uyanıp ortalığı kızıştırması. Birkaç ay geçti ama birbirlerine bir türlü doyamıyorlardı mesela bu büyük bir sorun muydu? Tacettin hâlâ çocuğu öldürmekten korkuyordu, Fırat ise içindeki yangını söndüremiyordu. Belki daha sert olurlarsa o ateş sönerdi ve rahat bir nefes alabilirdi esmer. Bunun doğrultusunda hareketlerine devam etti, daha hızlı ve daha sert. Harladığını hâlâ anlayamıyordu.
Tacettin yan komşular duymasın diye ağlamaklı ağlamaklı muhtaç bir şekilde inleyen aşkının küçük ağzını bir eliyle kapadı ve diğer eliyle çocuk daha hızlı zirveye ulaşabilsin diye işleme koyuldu. Artık hızdan bacakları tutmuyordu ve muhtemelen ikisinin de vücudu yarına et kesecekti. Duvarlarda yankılanan ıslak ve yapışık sesler iç gıdıklıyor, bir rüya gibi hissettiriyor, zaten uykudan yeni uyandıkları için belki de bu yaşadıkları birer rüya. İkisi de sevgili olduğundan beri bu tür rüyaları çok sık gördüğünden rüya olsa şaşırmazlar. Hissiyat ve zevk rüya olamayacak kadar kuvvetli ve gerçek, Fırat tir tir titrediğinin ve zevkten ağladığının farkında değil. Şiddetin ve sevişmenin bu kadar zevk verebileceğini 22 yıllık yaşamında bıyıklı tarafından ilk defa öğreniyor ve bulutların üstünde gibi şu an. Zirveye ulaşması çok bulmuyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sürmeli [gay]
ChickLittaci: gözler sürmeli aşkımız sürmeli bu gece sen beni en iyisi bi sürmeli //// Çoğunluğu texting olan bir kurgudur. İlk bölümdeki uyarı notunu okumadan lütfen başlamayınız.