the nbhd, nervous
𓆩ꨄ︎𓆪
you've got me
nervous
to speakso i just won't
say anything
at alli've got an urge
to release
and
you keep telling me
to hold on𓆩ꨄ︎𓆪
MİRAY
Yemekhane masasına oturduğum an "Bu ne hal?" diye sordu Alina. Doğrudan bana bakıyor ve muhtemelen göz altımdaki morlukları kastediyordu.
Sandalyeme yerleşmiş, tam cevap vermek üzereydim ki Devran benden önce davrandı. Bir yandan da yanımdaki sandalyeyi çekiyor, masaya oturmak için acele ediyordu.
"Uyuyamadım diyecek ama inanmayın. Hırsından tüm gece deli gibi ders çalıştı muhtemelen."
Yüzümü buruşturdum. Tam bir zevzekti ancak haklı bir zevzekti. Gerçekten de ablam gelene kadar vaktimi masa başında geçirmiş, geldikten sonra yaptığımız kısa toplantının ardından da ders çalışmaya devam etmiştim.
Kendimi sürükleye sürükleye yatağa attığımda saat 04.17'yi gösteriyordu.
Dolayısıyla berbat halde uyanmış ve öyle geç kalmıştım ki dün gece çalışırken yediğim abur cuburların paketlerini çöpe atacak zamanı bile zor bulmuştum. Bu en az yüzümü yıkamam ya da dişlerimi fırçalamam kadar önemliydi zira masamda bıraksaydım akşama annem tarafından haşat edilirdim.
Hareketlerimin bu kadar tahmin edilebilir olmasının verdiği rahatsızlıkla "Kimin yüzünden acaba?" diye söylendim ancak kelimeler ağzımdan çıktığı an pişman oldum. Bu iyi bir çıkış değildi, hatta çıkış bile sayılmazdı. Zira Devran yanımdaki sandalyeye otururken gururla gülümsüyor ve doğrudan karşımızda oturan arkadaşlarına bakıyordu.
"Böyle huzursuz ederim işte adamı."
"Kendini nimetten sayma." dedim hemen, ancak boşunaydı. İki günlük uykusuzluğum bugün ekstra mal olmamı sağladığından eline vermemem gereken bir koz vermiştim. Artık huzursuz olduğumu ve okul birincisi olabileceğinden korktuğumu biliyordu.
Neyse ki arkadaşları Devran gibi uyuz değildi. Maya sadece "Bu kadar yıpratma kendini." demiş, Alina da ona katılmıştı. Sonra da şükür ki konu benden uzaklaşmıştı.
O sırada yemeğime gömülmüş olduğumdan yaklaşan kulüp tanıtım haftası muhabbetini yarım yamalak dinlemiştim. Sonra da konu bize gelmişti. Yani, Devran ve bana. Devran tarafından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİM GİBİ KIZLAR
JugendliteraturMiray ve Pelin, siyah ve beyaz gibiler. Hayır hayır, vişne çürüğü ve toz pembe. Ekşi ve tatlı. Kirpi ve tavşan. Birbirlerini asla anlamayacak gibi duruyorlar, birbirlerini suçlayıp "Senin gibi kızlar" diye başlayan cümleler kuruyorlar. Bu doğru deği...