Karadut, sakuatsu

III

Iwaizumi. Bu isim Kiyoko'nun bombacı listesinde de çıkmıştı. Aynı kişi olması imkansızdı herhalde değil mi? Bu saçma sorulardan kafasını kaldırıp karşısındaki siyah saçlıyla olan sohbetini sürdürdü. "Evet, aslında ben de çok severim tiyatrolara gitmeyi. Fakat işim yüzünden gece geç saatlere kadar çalışıyorum, vakit bulunmuyor." İşimi sadece geceleri yapıyorum dese daha doğru olurdu tabii. Sakusa içkisinden bir yudum daha alırken yakıcı sıvının yemek borusundan aşağı kayışını izledi sarışın. Eğleniyordu tabii ama bu soğuk adam kendisiyle alakalı hiçbir şeyi belli etmiyordu, dolaylı yoldan bir şeyler öğrenmeye çalışsa bile konuyu değiştirmişti. Ailesini sevmediği için miydi acaba, o da mı travmalardan geliyordu? Atsumu bunları anlayacak kadar psikoloji bilmiyordu maalesef.

Öbür yandan beyaz yüzünün üstünde iki güzel beniyle karşısında oturmuş olan adam, şu an Atsumu Miya'yla karşı karşıya olup onunla flörtleştiğine inanamıyordu. Gerçekten, bula bula Atsumu Miya'yı mı bulmuşlardı karşısına? Evren onunla dalga geçiyor olmalıydı, bir tür tesadüf, belki de kader, yazılmış bir şeyler ya da belirlenmemiş birkaç gelecek. Sakusa'nın aklı gittikçe karmaşıklaşırken dışarıya hiçbir şey belli etmeden sarışını incelemeye devam ediyordu. Şu saniye yaşadığı gerilim ve mental çöküşü kimse öğrenemezdi. Kendine gelip normal şekilde karşısındakiyle flörtleşmeye devam etti. Tabii ki de Atsumu'nun onun gerildiğini anlamadığını biliyordu. Kimse anlamazdı zaten, yıllarca öğrendiği psikolojik bilgileri yıllarca da hayata geçirmiş ve kendine her türlü manipülasyonu yapabilir bir hâle gelmişti.

—

Dakikalar yorgunca geçip giderken siyah gecede uyumamak için sebebi olan çokça insan vardı. Oikawa Tooru'nun seviştiği adam, Sakusa Kiyoomi'nin sohbetinden sıkıldığı sarışın, Kiyoko'nun ekrana bakmaktan kapanmak üzere olan gözleri, dosyaları en baştan düzenlerken uyuyakalmış Osamu,  kimyasal koklamaktan derbeder olmuş Kei&Keiji ikilisi ve Suna'yla Kageyama tarafından öldürülmek üzere olan kıytırık adamlar derken liste uzayıp gidiyordu. Bu dağılmış insan topluluğunu toplayacak olan mesaj ise birazdan telefonlarına düşecekti.

Bu mesaj 5 saniye sonra kendini imha edecektir.

Hepsinin iletişim aracına aynı anda düşen bildirimle kafaları sese çevrilmişti. Kumral seviştiği adamla olan işini bitirip yataktan fark ettirmeden kalkarken Miya da siyah saçlının üstüne kusacak gibi yapıp tuvalete gitmişti. Kiyoko, Osamu, Akaashi ve Tsukishima zaten karargâhta olduğu için toplantı odasına gitmeleri yeterli olmuştu. Oikawa ve Miya 5 dakika sonra şirkete ulaşırken işlerini yeni bitirmiş Suna Kageyama ikilisi de 10  dakikada toplantı salonunda yerlerini almıştı. Hepsi masanın başındaki koltuğun sahibinin gelmesini, kararlarını bildirmesini bekliyordu.

Siyah jöleli saçları ve koyu kırmızı takım elbisesiyle kapıyı açtığı gibi tüm toplantı odası ayağa kalkmıştı. Eliyle "oturun" işaretini yaparken kendi de baş köşeye yerleşmişti. "Şu anda bizim direkt karşıt rakibimiz olmayan bir bombacıyla karşı karşıyayız arkadaşlar. Yaptığı bombalar daha önce görülmüş bir şey değil." Eliyle Akaashi ve Tsukishima'yı işaret ederken konuşmasına devam etti. "En iyi kimyagerlerimizin bile hiç karşılaşmadığı bir tür. Bombaları yapan kişi muhtemelen çok zeki biri ki arkasında iz bırakmayacak kadar da profesyonel. Bulmak kolay olmayacak ama ilk işimiz Iwaizumi denen adam, tek şüpheli. O yüzden bu adamın soyunu, sopunu, gerçek ismini, nerede çalıştığını, kime bağlı olduğunu, nerede yaşadığını bulmanızı istiyorum. İlk işimiz bu. Yapabilirseniz girdiğiniz çatışmalarda bu bomba tekrar kullanılmış mı iyi gözlemleyin. Bombaları patlamadan getirin. İş dağılımı yapacağız." Herkes pür dikkat esmer adamı dinledikten sonra tek ağızdan onaylamış ve görev dağılımı için dosyalara eğilmişlerdi. Esmer oturup sözü Osamu'ya verirken gri saçlı herkese Iwaizumi'nin dosyasını dağıtıp tahtanın önüne geçmişti.