One

9 1 0
                                    

İnsanlar özgür varlıklardır. İstediklerini yapabilecekleri hür iradeleri vardır. İstedikleri zaman dışarıda dolanabilir, istedikleri zaman da evde kendi keyiflerine göre aktiviteler yapabilirler. Ve sevdikleri mesleği yapabilirler.

Tâbi ben hariç insanlar.

Benim ne zaman dışarı çıkacağım, hangi insanlarla takılacağım, evde neler yapacağım ve en önemlisi; hangi mesleği yapacağım hepsi aileme bakıyor.

Daha doğrusu bakıyordu.

Annem ve babam çocukluğumdan beridir beni katı kurallarla büyüttüler. Tek beni değil, bir de kader kurbanı abimi de.

Annem ve babam tanınmış avukatlar. Benim de avukat olmam için sürekli direttiler. Hatta diretmek değil mecbur bıraktılar.

Ancak ben abim gibi onların oyuncağı olmadım. Abim şuan zorla hukuk okuyor. Onun için üzülüyorum. Yapma diyorum, kendi hayallerin için koş diyorum. O ise bana; hayallerim olsaydı koşardım, diyor.

Onu da anlıyorum. Ailesi katı olan insanlar anlar. Özellikle de bizim gibi her şeyine karışan ve yöneten bir aileye sahip olanlar. Böyle ailelere sahipseniz pek hayaller edinemiyorsunuz. Çünkü hayal kurabileceğiniz şeylerden uzak oluyorsunuz.

Kendinizi bulmanıza izin vermiyorlar.

Neyse ki ben lisede gittiğim özel dershanede; Kai sayesinde oyunları farkettim. Ve kendime bir hayal, bir hedef belirledim. Olmak istediğim yeri ve benliğimi buldum.

Evet, şuan bilgisayar mühendisliği okuyorum. Amacım da oyunlar tasarlayıp geliştirmek.

Tâbi babamlar buna karşı. Evi terk edeli iki yıl olmasına rağmen hâlâ fikrimi değiştirmem için uğraşıyorlar.

Telefonun ekranına bakarken huzursuzluğumu alıp götürsün diye derin bir nefes verdim.

Annemle konuşmak benim için şu hayatta ki en zor şey. Gerçi son iki yıldır konuşamıyorum, daha çok azar yiyip telefonun kapanması için bekliyorum.

Önümde ki kafeye bir bakış atınca silkelenip içeri girdim. Bugün sabah dersim olduğu için ben öğlenden sonra mesaiye başlayacaktım.

"Gel, gel, gel! Çabuk gel!"

Daha arkamda ki kapı kapanmadan sürüklenerek personel odasına çekildim. Şaşırmadım da çünkü birkaç aydır sık sık yaşadığım bir durum.

Ne zaman hocaları bol bol ödev verse benim çok 'çalışkan' arkadaşım; işi bu şekilde, hızla bana devreder kaybolur.

Ödev yapmak için çok can attığından değil!

"Doktorlar seni görse; çok yaşamaz bu, siz cenaze işlemlerine başlayın der mal!"

Kai üzerinde ki gömleği bir çırpıda çıkartıp köşeye atarak tişörtüne uzanırken, bana da göz devirmeyi unutmadı.

"Mal felan yakışmıyor hyung."

Dediğine bi hıh demeden edemedim. Aynı zamanda üzerim de ki tişörtümden kurtulmaya çalışıyordum.
Sonunda kurtulup gelişi güzel dolabıma attım. Annem bu hareketimi görseydi; ilk önce bir fenalık geçirir, sonra azarlar, en son da tüm dolabımı baştan sona tekrar çıkartırıp, katlatırdı.

İyi ki...

"Mal olmayan hangi insan gece sabaha kadar oyun oynar? Hergün sadece 3 saat uyuyorsun."

Kai çantasını alıp kapıdan çıkacakken dönüp bana inanamaz gözlerle baktı. Aşırı tepkisi beni güldürünce de kaşları çatıldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

☯Cat Boy and Love☯🔮TAEGYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin