GİRİŞ BÖLÜMÜ

2 0 0
                                    

Umutsuzluğun karanlık sularında sessizce umut arayan

yedi mahpere...



Gece, sokak lambalarının loş ışığı sönük bir aydınlıkta parlarken, arabada müziğin ritmiyle uyumsuz şarkı söyleyip dans eden bir grup genç vardı. Kızlar geçmiş gecenin anılarını paylaşırken içlerinden biri, dalgınca düşüncelere gömülmüştü, aracın bagajında iki erkek de haylice eğleniyorlardı, aralarında sağlam iki kişi vardı: Direksiyon başındaki Barkın ve onlar kadar olmasa da içmiş olan Gece.

Araba yola çıkarken herkes heyecan ve enerjiyle doluydu. Ancak bu genç kızın hatırladığı tek şey, o gece diktiği viski şişelerinin görüntüsüydü. İşte o kız da bendim.

Aracın içerisinde yedi kişiydik. Benle birlikte beş kişi olarak kendimizi meyhanede kaybetmiştik.

Aracı sakinleştirip kontrol altına almaya çalışırken, Barkın arka koltuktaki sarhoş ekibe doğru haykırdı:

"Sizin yapacağınız işe sökeyim! Ne biçim bordo berelisiniz lan siz? Sizin gibi bir time sahip olduğum için kendimden utanıyorum!"

Bir küfür savurdu.

Zeren, arabanın içinde hüzünlü görünerek sahte bir pişmanlık edasıyla Barkın'a döndü.

"Haklısın Barkın'cığım bugün gerçekten rezil olduk. Özür dileriz" kız çekingence oturduğu koltukta kıpırdanarak altındaki ultra kısa kalem elbisesinin eteğini aşağı çekmeye çalışırken dikiz aynasından, kızı izleyen Barkın göz devirdi ve ekledi:

"Barkın'cığım diyor birde! Üstçavuş kadını getirdikleri hale bak anasını"

"Barkın yete-"

Gece'nin sözünü yarıda keserek

"Yok abi! Yok. Evi beklesin onlar, bekleyin lan cezanızı kesicem ben sizin"

bunun üzerinde aracın geniş bagajında oturan Barlas ve Akıncı birbirlerine destek olurcasına arabada bağırmaya başladılar arkadan çalan son ses müzik bile onların haykırışlarından duyulmuyordu, Akıncı öfkeyle kükredi:

"Sen kimsin ki bize ceza kesiyorsun Barkın başkan? Cart curt bu işler bana gelmez: Bir çakarım yere yapışırsın. Kimsede seni kaldıramaz yapıştığın yerden!"

Aslında bunu ciddi söylemişti ancak sarhoş olduğu için sesi ninni mırıldanır gibi çıkınca Elvanla aynı anda ellerimizi birbirine kenetleyip kahkaha attık, Barkın bize bağırmak için arkasını serçe döndüğünde direksiyonu bıraktığını anlamamız uzun sürmedi, araba kaygan zemine tutunamadı. Ve sertçe savruldu, motorun gürültüsü dehşet bir ses çıkarırken, Zeren'in çığlıkları da buna eşlik etti.

Gece, yüz kızartıcı bir küfür savurup direksiyonu çevirmeye çalıştı ama buda başarısız oldu arabada kimden geldiğini anlayamadığım çığlıklar kulağımın direğini sızlatırken araba beni sağa sola savuruyordu, kalbim dururcasına attı.

Araba boşluğa doğru hızla ilerlerlerken altımızda bir deniz olduğunu farkettim, havadan denize çakılan arabanın karşısında ses tellerimi kopartırcasına bir çığlık attım ama düştüğümüz derin denizin sesi benim çığlıklarımı bastırmıştı. Araba gerçeklikle bağlarını koparıp suyun derinliklerine bir boyut açtı. Hadal'a. Camlar patlamıştı İçeri dolan su, soğuk bir kucakla bizi sarıp sarmalarken, nefes almanın zorlaştığı bir dünyaya gömüldüm, kapıyı zorladım açmaya çalıştım ama başarısız oldum. Suyun sessiz meltemi arasında kaybolurken, ben kendi içimde, suyun ağırlığı altında eziliyordum. İçimdeki çaresizlik duygusu, kalbimin atışlarına engel oluyordu.

Araba tamamen su doluydu, Gözlerim bulanıklaşırken, etrafımdaki karanlık beni içine çekiyordu. Arkadaşlarımın çırpınışlarına görmeme rağmen bir şey yapamamanın verdiği çaresizlik daha başkaydı, her birimiz kendi kaderlerimize terk edilmiştik ve muhtemelen onlar gördüğüm son yüzler olacaklardı çünkü bedenim bana ihanet ederek araba koltuğuna yığılınca sessizlik ve karanlık benim için geride kaldı.

𝚂𝙾𝙼𝙱𝚁𝙰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin