BÖLÜM 1: Denizin Ardındakiler

9 0 0
                                    

    ( Not: Giriş bölümünü okumadan bu bölümü okumayın.)

 Buğulanan gözlerimi yavaşça kırpıştırarak açtım. Etrafa bir göz gezdirdim. Denizin içindeydik ağzımda bir cihaz vardı ne olduğunu anlayamadım, hızla ayağı kalkmaya çalıştım, ama bir çift el beni yatağa geri itince korkup tam ağzımdan cihazı çekecektim ki, karşımda gördüğüm kişi beni rahatlatmaya yetti, bu kişi Gece'den başkası değildi.

Yattığım yerde biraz gevşedim ama elim hala cihazı sıkıca kavrıyordu, elimi tutup cihazdan yavaşça çekti yatağın ucuna oturup:

"Tamam, sakin ol"

Cihazı tutup üstünde bir şeylerle oynadıktan sonra:

"Bu biraz acıtacak"

Aynı anda ağzımdan cihazı hızlıca çekince, canımın çok fena acıdığını ve ağzımın yandığını hissettim. Yatağın içinde dört döndüm. Bu acı çığlık atacak kadar abartılacak değildi, ama benim dudaklarımdan acının iniltisi firar etmişti bile.

Gece'nin paralayan gri gözleri üstümde geziniyordu, saçlarım kuru ve tuzlu suya hiç girmemiş gibiydi ayrıca viski gibi de kokmuyordum, aksine saçımdan gelen amber kokuları gerçekten çok güzeldi. Üstümde Beyaz bol bir tişört, altımdaysa kısa kırmızı bir şort vardı. Denizin içinde devasa bir cam fanusun içindeydik, yataklar sıra sıra dizilmişti yedi yatak vardı, yataklarda sırayla Barlas, Barkın, Elvan, Akıncı ve ben vardık. Hepsinin ağzında benim ağzıma takılan cihazdan vardı. Gece yanımdaydı diğer boş yatakta Zeren'e ait olmalıydı ama, Zeren nerdeydi? Gece'ye bakıp :

"Zeren nerde?"

Meyhanede giydiğim elbise neden üstümde değil? Neredeyiz? Neden buradayız? O cihazlar neden ağzımızdaydı? Gibi bir sürü soru kafamı kurcalarken sadece bu soruyu sorup diğerlerini yutmaya karar verdim.

Tam cevap verecekti ki, fanusun içine elinde kocaman bir tepsiyle siyah maskeli ve kıyafetli biri girince bu irkilmeme sebep oldu, tepsiyi masaya bırakıp kafasındaki maskeyi çıkarınca esmer saçları omzuna döküldü, bu kişi Zeren'di. Beni görünce bana hafifçe tebessüm etti ve üstündeki siyah kıyafetini bir fermuar ile çıkarıp attı. Bana dönüp:

"Özgür, uyandın mı?"

Masumca soru soran kıza bir göz gezdirdim, onunda üstünde kalem elbise yerine, gri bir eşofman ve üstünde siyah v yakalı bir body vardı.

'Yok ben uyuyorum hala' demeyi çok istedim ama kendimi bir an fazla otoriter bir kişilik gibi (alakam yoktur otoriterlikle, sadece iş disiplinim var) hissettiğim için eğlenceli kişiliğimden ödün vererek:

"Evet, uyandım"

Bende ona onun gibi tebessüm edince mutlu olduğunu ve gözlerinin içinin parladığını hissettim. Hemen yanıma doğru koşarak gelip bana sarıldı:

"Açıkçası o son olanlardan sonra yaşayacağımızı düşünmüyordum, ilk gözleri kapanan sen olunca senin için çok endişelendim"

Yanıma gelip bana sarılınca gülümsedim, O an Gece ile göz göze geldik, şaka yapmıyorum ama bir adamın gözleri en fazla ne kadar derin bakabilir ki, Gece'nin attığı bütün bakışları etkileyici ve derindi.

"İyi siz beraber takılın o zaman ben biraz daha bilgi almaya gideceğim."

Oturduğu yerden kalktı ve Barkın'ın yatağının ucunda durdu , Barkın'ın uyandığını düşünerek ona bakınca gözlerinin hafifçe açıldığını farkettim. Barkın bir anda yataktan fırlayıp elini ağzına götürünce Gece hemen Barkın'ı bana yaptığı gibi yatağa itti. O kaslı kolları bunu kolayca yapmıştı. Barkın, kendisini yatağa iten çocuğa kınarcasına baktı ve umursamaz bir tavırla ağzındaki tüpü sertçe çekip fırlattı. Barkın kafes dövüşçüsü olduğu için (ayrıca adam bordo bereli) daha fazlasına alışık olduğundan dudağından minik bir mırıltı çıkmıştı sadece.

𝚂𝙾𝙼𝙱𝚁𝙰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin