GİRİŞ/CHAPTER 0

8 1 0
                                    

                                🎼Reflections🎼
   

-CHAPTER 0-

Hayatın karmaşası hep yorardı insanoğlunu,fakat hayat artık yoramayacak duruma geldiğinde de o karmaşayı arar olurdu.Memnuniyetsizdi,çelişkiliydi de belki.

Bana bir akvaryum gibi gelirdi bazen hayat,sıkışmış kalmış gibi hisseder ve kurtuluş yolumu bulamazdım,denemezdim de zaten.Eğer o akvaryumdan çıkmayı başarırsam ölürdüm çünkü,biliyordum.

Tek yaşamsal fonksiyonu nefes alan bir balık misaliydim,hayatımın şu döneminde nefes almaktan başka bir başarım yoktu.

Güçlü müydüm?

Olabilecek en güçsüz insandım,bana bahşedilen ismimin aksine.

Berkin Nigar Afşar...

Yıllar önce tüm duygularını sanki var olan bir mekanizma ile kapatmış bir kadındım.Tuşa basmıştım ve acılar yok olmuştu sanki.Fakat giderken mutluluğu da götürmüşlerdi,oysa ben mutluydum.Bilirdim de gülümsemeyi,severdim de mutlu anları.

Artık karanlıktan,mutsuzluktan hatta duygusuzluktan haz alan bir kadına dönüşmüştüm.Dışarıdan bakıldığında iyiydi belki ama içeriden bir enkazdım ben sadece.

"Berkin hanım?"

İsmimin zikredilmesiyle gözlerim odaklandığı boşluktan ayrıldı.Cebimde ki ellerim terlemişti,gergin de değildim halbuki.

Tüm duygularıma hakimdim fakat durduk yere gelen gerginliği kontrol edememekle beraber artık sıklaşmasına da tanık oluyordum.Gerçi hoş,hayatımda bunu tetikleyecek hiçbir şey yoktu artık.

"Geliyorum."

Etrafıma baktım,sahip olduğum yegane varlıktı burası.Masamın tam arkasında ki kocaman,siyah puntoyla yazılmış Afşar & Zenan Hukuk Bürosu yazısına,hemen yanında ki görkemli Atatürk çeverçesine baktığımda tatminkar bir gülümseme oluştu yüzümde.İşte bu yazı her şeye değerdi,bunun için duygulara ihtiyacım yoktu.İhtiyacım olan tek şey aklımı kullanmaktı ve bu da duygular olmadığında çok kolay oluyordu.Mantık ve akıl,ömür boyu yanımda olması gereken iki şeydi.

Zira kalbimden nefret ediyordum.Vücudumda varlığını bilmek veyahut hissetmek istemiyordum.Çünkü kalp aptaldı,aptalların uyacağı bir organdı.Ben bu hataya bir kez düşmüştüm,bir daha düşecek kadar da salak değildim artık.

Benim olması gereken şeyler,sahici olmalıydı.Sahte hiçbir şeye tahammülüm yoktu artık bu hayatta.

Masamın üzerinde ki lacivert dosyayı alıp çıktım odadan.Koridor boyu yankılanan siyah rugan, yüksek topuk ayakkabılarımın sesi bana iyi geliyordu.Gücüm topuklarımdaymış gibi hissetmeme neden oluyordu.Zira gücüm,kalbim hariç her yerimde olabilirdi.

Adımlarım hızlı ve sertti,emin adımlarla basıyordum artık zemine.

Köşeyi dönüp karşımda kalan toplantı odasına ilerledim.Camın ardından herkes görünüyordu,belli ki beni bekliyorlardı.Cam kapıyı açıp hemen ardımdan kapattım.Tüm gözler bana döndüğünde yutkundum ve koltuğuma geçtim.

"Başlayabiliriz toplantıya."

Hemen yanımda ki ortağım,iş arkadaşıma döndüm.Günlerdir tek başıma hazırladığım dosyayı ona uzattım.Gelen hiçbir yardımı kabul etmeden kendim hazırlamıştım.Teslim etmenin verdiği rahatlıkla arkama yaslandım.Gerçi hoş,patron da bendim.

Dosyanın açıklamaları,odadakilere sunulurken sessizce emeğimi sözlü bir şekilde dinledim.Zevkliydi,benim uğraşlarımdı çünkü.

"Herkes elinde ki dosyaları hızlıca bitirsin,dosyanın kalanında hepiniz lazımsınız." Dediğimde Selim bana döndü.Aramızda sözsüz bir diyalog geçerken ayaklandım ve tüm detayları odada ki meslektaşlarıma anlatmaya başladım.Bu dava da ciddiyim,kazanmadan da bırakmayacaktım.Bundan önce ki her dava da olduğu gibi ve bundan sonra ki her dava da olacağı gibi.

Selim ile üniversitenin ilk yılında tanışmıştık.Rektörün ikimize de kafayı taktığı zamanlarda birbirimize destek olmuştuk.Mezun olana kadar da hep beraberdik.Her dipte ki anımda benimleydi,çoğu zaman da dipten beni çekip çıkaran o olmuştu.Hakkını yiyemezdim.

Mezun olduktan sonra birlikte bir büro açmaya karar vermiştik.İki odalı,az müvekkilli günlerden işi buralara kadar getirmiştik.Dışarıdan bakıldığında o kadar zıttık ki birbirimize.Ben siyahsam,Selim hep beyazdı.Olumsuzsam,o hep olumluydu.Belki de bu zamanlara kadar gelebilmemizin nedeni buydu.Zıtlıklar birlikleri doğurur sözünden kaynaklıydı belki de.

Yaklaşık bir buçuk sene öncesinde büromuzu şirkete çevirmiş ve şansımızın yaver gitmesiyle adımızı hukuk camiasında fazlasıyla duyurmuştuk.Boşanma davaları uzmanı Berkin Nigar Afşar ve seri katil davaları uzmanı Selim Zenan'dan ibarettik.

Arkamda ki tahtaya doğru yürüdüm ve az önce yazdığım adın altını çizdim.Bu isimle uzun süre muhattap olacağımı hissedebiliyordum.Zevk ve haz damarlarımda ki kanla yer değiştirirken bedenimi gerdirdim..Düzenli olarak kızıla boyattığım saçlarımı omzumun arkasına ittim.Şuan hiçbir şeyin dikkatimi bozmasına izin veremezdim.

"Elinde ki davaları bitiren bana bu adam hakkında bilgi getirsin.Bulduğunuz her türlü bilgi buraya gelecek,her bilgiden haberdar edileceğim."

Şuan için elimizde ki mevcut bilgileri tahtaya yazmaya başladım."Hiç kimse bu dosya hakkında dışarıdan birisiyle konuşmayacak ve bilgi alışverişi yapmayacak.Bu dosya sadece bu odadakiler arasında kalacak.Bu dosyayı gizli yürüteceğim."

Elimde ki tebeşiri tahtanın kenarına bırakıp ellerimi birbirine vurdum."Ha olurda bilgi sızıntısı duyarsam ki duyarım uyarayım sizi,tespit ederim kim olduğunu."

Odada bulunanlar birbirlerine bakarken Selim öksürdü.Hep ciddiydim fakat bu sefer ki ciddiyetim farklıydı,gergindim de belki aynı zamanda.Bu büyüklükte bir dosyayla uğraşmayalı uzun zaman olmuştu.Paslanmış mıydım? Hayır,paslanmamalıydım.

"Kısaca titiz olun arkadaşlar,toplantımız bitmiştir."

Odadakiler,önlerine bırakılan dosyaları alıp odadan çıkarken Selim'e döndüm."Ben bitti dememiştim yalnız."

"Daha ne diyeceksin kızım,mum gibi dikildi herkes zaten."

Oflayıp kendime ait dosyayı aldım ve odadan çıktım.Bugün ters tarafımdan kalktığımın kendim bile farkındaydım.Bu şekilde,içimde ki bu zehirle çalışmak bana zarar verecekti,odaklanamayacaktım ve gecesinde de migren atağıyla uğraşacaktım.

Tekrar odama döndüğümde masanın üzerinde ki defterimi kontrol ettim.Duruşmam yoktu,işim de yoktu.Biraz kendime gelmem şarttı çünkü tüm gece çalışmayı hedefliyordum.

Çantamın içine dolusunca kağıt yığınını atıp koluma taktım.Kabanımı da alıp odadan çıkarken son kez dönüp baktım ve şirketten ayrıldım.

Otoparktan hızlıca arabamı alıp çıktığımda trafiğin olmaması şanstı.Bu halde kalabalık çekemezdim.

Arabayı direkt eve sürerken baş ağrım yavaştan kendini belli etmeye başlamıştı,anlaşılan migren her şekilde benimleydi bugün.

Yol boyunca zihnimi meşgul etmeyi denedim.Önümden geçen her insana normalinden fazla odaklandım,fazla inceledim.Karşıma çıkan her şeyi fazlaca sorguladım.Kırmızı ışıkta karşıma çıkan her çocuktan peçete aldım.Muhtemelen bir ara torpido gözünü boşaltmam gerekecekti.

Hayatın acımasız tarafına hep tanık olmuş bir kadın olarak azıcık bile iyiliğimin dokunabileceği her şeye yardım etmeye çalışıyordum.Çünkü biliyordum,bir zamanlar o çocuklardan biri de bendim.

^^

Öncelikle merhaba,sanırım biraz şaşırtıcı bir olay oldu bu kitap.Ne yalan söyleyeyim benim için daha şaşırtıcıydı çünkü öylesine aklıma gelmişti ve yazıya dökmek ne bileyim işte unuturum gider sanmıştım.Devamını görürüz inşallah diyeyim artık.Haydi görüşürüzzzz!!! 😁

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZİFİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin