Beklenmedik An

169 13 8
                                    

Siz hiç sevdiğiniz biri tarafından ihanete uğradınız mı ? Nasıl hissettiriyordu böyle mi ? Gerçek mi bu yoksa bir kabus mu ? Tunç'un suratında acı bir ifade vardı donuk bir ifade . Kabul edemiyordu , cebinde duran yüzük kurduğu masada yanan mumlar bile sönmemişti daha . Ailesini karşısına almıştı doğru kişiyi bulduğunu zannediyordu .
- Kenan Doktor : Hala kendine gelemedi sanırım .
- Dilara : Hey ! Tunç orada mısın ?
- Kenan Doktor : Anca kendine gelir . Tunç'un yüzüne doğru eğilir göz göze gelir . Nasılmış ? İhanetin tadı ? Nasıl hissettiriyor ?
- Tunç : Gözlerini Dilaraya doğru çevirir , aynı şey değil ! Bu bir şaka dimi ! Hadi ellerimi çözün .
- Kenan Doktor : Kafasını sallar , ben sana dedim delirir bu diye .
- Dilara : Ne yani sana aşık olduğumu mu düşündün ? Güler , ciddi ciddi bir de bana evlenme mi teklif edicektin ?
- Tunç : Bu sen misin ?
- Dilara : Evet bu benim .
- Kenan Doktor : Duyduğuma göre hastanın biri yüklü miktarda çek vermiş bizimkilere .
- Dilara : Evet , Dünya'yı kurtarmışlar gibi her seferinde ödüllendiriliyorlar .
- Tunç : Bir çocuğun gülümsemesine sebep oldular ! Siz ne anlarsınız !
- Kenan Doktor : Şimdide birinin ölümüne sebep olucaklar o nasıl olucak ?
- Tunç : Beni öldürücek misiniz ? Gülmeye başlar .
- Dilara : Kenan'a döner , bunu yapacak mıyız ? Bundan bahsetmemiştin bana ?
- Kenan Doktor : Ne yapacağız ? Onu bırakacak mıyız ?
- Dilara : Hayır ama sadece işimiz bitene kadar biraz burada kalması yeterli .
- Kenan Doktor : Ayak altında dolaşmaması daha iyi olacak . Artık sana daha çok iş düşücek .
- Tunç : Ne yaparsanız yapın onları ayıramazsınız !
- Kenan Doktor : Ayıracağımızı kim söyledi ?
- Tunç : Ne yapacaksınız ?
- Kenan Doktor : Çok daha kötüsünü .
- Dilara : Sadece hastaneden gidecek kadar .
- Kenan Doktor : Hayır , kabul et Kıvılcım yetenekli biri onu öylece yollamazlar .
- Dilara : Merak etme ona en çok destek olan kişiden başlayacağız , Ömer Ünal .... Belkide bir ihanet her şeyi bitirir .
- Tunç : Ne istiyorsunuz siz ? Bunlar olunca Kıvılcım sana mı gelicek koşa koşa ! Sen ! Hastane sana mı kalıcak ! İkinizde işinizi doğru düzgün yapsaydınız bunlar yaşanmazdı ! İnsanların mutluluklarından haz etmiyorsunuz ! Kendinize bir faydanız yok ! Siz mutlu değilsiniz diye kimse mutlu olsun istemiyorsunuz ! Sen Dilara ..... sen .
- Dilara : Ne olmuş bana ?
- Tunç : Neden yaptın ? Mutluydun ? Gözlerinin içi gülüyordu ?
- Dilara : Sahteydi .
- Kenan Doktor : Sus artık ! Kapat şunun ağzını .
- Tunç : Öldürsenize beni ! Ne bekliyorsunuz !
- Kenan Doktor : Daha bana yaptığının bedelini ödemedin . Öyle kolay olmayacak .
- Tunç : Bir şey hissetmiyorum , yapacağın hiç bir şey artık canımı acıtmaz .
Tunç hastanenin kullanılmayan bir odasında elleri kolları bağlı bir şekilde kitlenmişti .
Kıvılcım ve Ömer evlerindedir .
- Ömer : Çekil , çekil çok sıcak .
- Kıvılcım : Oh mis gibi de koktu .
- Ömer : Biraz sevgimden biraz aşkımdan içine koydum .
- Kıvılcım : Bakalım nasıl olmuş , meşhur menemen .
Immmmm ımmmmm nefis ....
- Ömer : Ekmeğini alır Kıvılcımın yanağına kondurup menemenin tadına bakar .
- Kıvılcım : Naptın ?
- Ömer : Böyle daha lezzetli oldu .
- Kıvılcım : Ömer beni her gün daha da şaşırtıyorsun .
- Ömer : Var mı bizim gibi böyle seven !
- Kıvılcım : Yok ... yok
- Ömer : Bizimki ne yaptı acaba
- Kıvılcım : Bizimki kim ?
- Ömer : Tunçtan bahsediyorum , evlenme teklifi edicekti .
- Kıvılcım : Ay öyle mi ? Mutlu olurlar onlarda çok yakışıyorlar .
- Ömer : Bizim kadar olmasada ...
- Kıvılcım : Orası öyle canım ...
- Ömer : Canımmm
- Kıvılcım : Çok yoruldum bugün , gözlerim kapanıyor .
- Ömer : O zaman Ünal taşıma aracına kendini bırak .
- Kıvılcım : Peki .
Ömer Kıvılcımı koltuktan kucaklar yatak odasına götürür ve yatağına uzandırır .
- Ömer : Böyle mi yatacaksın ?
- Kıvılcım : Taşıma aracının içinde kıyafet değiştirme yok muydu ?
- Ömer : Bekle , hangisi olsun ? Dur ya ben seçeyim .
- Kıvılcım : Ömer hepsi siyah zaten .
- Ömer : Bunlar niye hep siyah ?
- Kıvılcım : Seviyorum .
- Ömer : Bunu seçtim tamam diyerek Kıvılcıma doğru yaklaşır ve üzerini değiştirir . Elini saçına götürür ve saçlarından öper .
Kıvılcım gözlerini çoktan kapatmıştı . Ömer ise onu gülümseyerek izliyordu .
Gün çoktan aymıştı ve her zaman ki gibi evden koştur koştur çıkmışlardı . Hastaneye adım attıkları gibi yollarını ayırırlar .
- Demet : Ben buna alışsam iyi olucak sanırım .
- Ömer : Yine geç kaldım biliyorum ama daha erken gelmeye çalıştım .
- Demet : Neyseki tek sorunumuz bu değil .
- Ömer : Başka ne sorunumuz var ?
- Demet : Birileri beni şikayet etmiş .
- Ömer : Bunu kim yapar ? Ne olucak şimdi ?
- Demet : Bilmiyorum , şimdilik kaldığım yerden devam ediyorum .
- Zeynep Hemşire : Dilara Takıntılı bir hastamız vardı ilaçları değişti mi ?
- Dilara : Evet , hatta hastayı Kıvılcım aldı .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım nerede ?
- Dilara : Geç kaldı yine sanırım .
- Zeynep Hemşire : Bu durum artık canımı sıkmaya başladı .
- Dilara : Ben buradayım merak etmeyin .
Kıvılcım koşa koşa gelir .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım Hanım sonunda gelebildiniz ?
- Kıvılcım : Özür dilerim . Bir daha olmayacak .
- Zeynep Hemşire : İyi olur . Berk ile ilgilen Dilara sen de terapi için gelen çiftle .
- Dilara : Çift mi ?
- Zeynep Hemşire : Evet , ne oldu ?
- Dilara : Hiç .
- Kıvılcım : Dilara dün neler oldu ne yaptınız ?
- Dilara : Sorma , hastaneye apar topar geldim ama Tunç çoktan gitmişti .
- Kıvılcım : Nereye ? Nasıl ?
- Dilara : Bilmiyorum , ailesi ile ilgili galiba . Telefonu da kapalı . Demet hanım'a mesaj atmış izin istemiş .
- Kıvılcım : Kötü bir şey mi oldu acaba . Ailesi ile iletişime geçsek .
- Dilara : Yok canım ne gerek var kötü bir şey olsaydı benim haberim olurdu . Başka bir sıkıntısı var demek ki .
- Kıvılcım : Sen iyi misin ?
- Dilara : İyiyim ..
- Kıvılcım : Üzülme , bir sebebi vardır . Biliyorsun seni çok seviyor .
- Dilara : Evet , biliyorum .
- Kıvılcım : Döndüğü zaman telafi edecektir .
- Dilara : Umarım . Neyse ben çiftimizle ilgileneyim . Görüşürüz .
- Kıvılcım : Merhabalar Berk bey . Nasılsınız ?
- Hasta : Size tekrar çıkıp gelseniz desem ?
- Kıvılcım : Kızmam .
- Hasta : Teşekkür ederim .
- Kıvılcım : Merak ediyorum , nasıl başladı ?
- Hasta : Takıntım mı ?
- Kıvılcım : Evet , merak ediyorum .
- Hasta : Küçüktüm , mutlu bir ailenin en küçük çocuğuydum . Şımarık bir çocuktum bilirsiniz en küçükler böyle biraz şımartılır .
- Kıvılcım : Bilmez miyim .
- Hasta : Ailenin neşesiydim işte o şımarık çocuk birden kocaman bir adam oldu . Bir eylül sabahı uyandığımda annem evde yoktu . Her yeri aradım bütün odaları yatağında bir mektup buldu babam . Anlayamıyordum babam her satırı okuduğunda gözlerindeki yaşlar hızlanıyordu . Eli kalbine gidiyordu . Şaşkın şaşkın babamı izliyordum . Anneme ne oldu diye bile soramadım Babama kocaman sarıldım . Babam abimi çağırdı ve ona bundan sonra benimle abimin ilgileneceğini söyledi . Abim çok öfkeliydi , babam beni ona emanet etmişti . Çok daha fazla çalışması gerekiyordu babamı artık çok daha az görmeye başladım . O şımarık çocuğun yerine sessiz donuk bir çocuk gelmişti . Evimizin içi buz kesiyordu , güneşli bir günde olsa buz gibi oluyordu . Ne ısıtıyormuş bizi biliyor musun ? Neşemiz . O gittiğinden beri her şey buz gibiydi . Belli bir zaman geçti babamın bana alıcağı çok güzel bir araba vardı . Beni bir akşam yanına çağırdı koşarak gittim . Bana sıkı sıkı sarıldı . Oyuncağımı sordum yarın getireceğini söyledi . O kapıdan geleceğim zaman arabanı da getireceğim dedi söz dedi . Sabah uyandığımda yanımda yoktu akşam olmasını bekledim . Yine gelmedi . Kapıdan çıktım tekrar odaya girdim bunu babam eve gelene kadar tekrarladım ama babam bir daha o kapıdan içeriye girememişti . Abim yanıma gelip artık tek başınasın dedi . Ne dediğini yine anlamamıştım . Terk edilmenin ne olduğunu biliyordum ama sevdiğin biri seni terk etmezdi . Her şeyi tek başıma yapmak zorunda kalmak beni büyütmüştü . Hep o kapıdan babamın geleceğini hayal etmiştim . Gelseydi nasıl olurdu ben ne yapardım ? Sürekli tekrarladım . İçimde büyüyemeyen yaralı bir çocuk kaldı . Bir çocuk düşünün mutluluğu kursağında kalan , ruhunu bedenine tutsak etmiş tüm yılı umutsuzluğa sarılarak geçmiş . Ruhunu susturmuş , kendini sessizliğe mahkum etmiş .
- Kıvılcım : Peki kurduğun ailen , çocukların ?
- Hasta : Geçer sandım , ben daha iyi bir aile kurarım sandım . Yapamadım , yolum o kadar uzaktı ki gideceğim yere varamıyordum . Oğlum bana benim babama kuramadığım cümleyi kurmuştu . Madem bizi sevmeyecektin neden Baba oldun ? Eşim benden ayrıldı çocukları çok fazla göremedim.Ben bunları kendi çocuklarıma yaşatmayacağım derdim hep aynısını yaptım .
- Kıvılcım : Kendinizi babanız ile kıyaslarsanız çok daha fazla acı çekersiniz . Ben sizin tedavi sürecinizden sonra kaldığınız yerden çok daha güzel bir şekilde devam edeceğinizi düşünüyorum . Aileniz ile daha sonra iletişime geçebildiniz mi ?
- Hasta : Annemin bizi terk etme sebebini öğrendim , çok daha varlıklı birine gönlünü kaptırmış yurt dışına gitmişti . Babam bize hiç çaktırmazdı .
- Kıvılcım : Babanız ?
- Hasta : Ona çok kızgındım , arabamın derdine düşmüştüm. Babamın bize yetecek gücü yokmuş ondan sürekli bir şeyler almasını söylerdim , eli boş geldiğinde surat asardım konuşmazdım . Çocuksun bilmiyorsun . Canına kıydığını öğrendim intihar etmişti . Bize bir mektup bırakmıştı onu sadece abim okumuştu sonrasında abimde beni terk etmişti . Mektubu yıllar sonra bulup okudum , kendimi o kadar suçlu hissetmiştim ki . Son satırın o çok istediğin oyuncak arabana bir gün kavuşursun diye bitirdiğinde yıkılmıştım . Diyorum ya şımarık bir çocuktan kocaman bir adama dönüştüm .
- Kıvılcım : Çok üzgünüm , böylesine mutlu bir ailenin travmatik bir şekilde dağılması hayata tek başına tutunmaya çalışman . Olgunlaştım dedin bir çocuğun yaşayamacağı ve kaldıramayacağı şeyleri yaşamışsın hayatla biraz erken tanışmışsın ama bu seni güçsüz biri yapmaz aksine çok daha güçlü durmayı öğrenirsin . Kendini bırakırsan o yük senin omuzuna iyice biner ve dert kamburuyla yaşarsın . Herkes hata yapar ama seninki hata değil bir rahatsızlık ve tedavisi mümkün . İyileşip ailenin yanına dönüp bunu telafi edeceksin . Çocuklarına çok daha iyi bir baba olacaksın .
-Hasta : İyileşebilirim dimi ? Ben de normal biri olmak istiyorum .
- Kıvılcım : Siz istedikten sonra her şey mümkün . Yeter ki isteyin .
- Hasta : Çok istiyorum . Elimden ne geliyorsa yapacağım .
Kıvılcım odadan yüzü güleç bir şekilde ayrılır .
- Dilara : Tunç'un yanına uğrar ve ona yemek getirir . Hadi biraz bir şeyler ye .
- Tunç : Çok mu düşünüyorsun beni ? Yemeyeceğim .
- Dilara : Bir ton işim var beni uğraştırma .
- Tunç : İstemiyorum . Götür .
- Dilara : Ölüceksin açlıktan .
- Tunç : Öldürmeyecek misiniz zaten beni ?
- Dilara : Benim böyle bir düşüncem yok . Hadi ye lütfen . Diyerek cebinden ilacını çıkartıp içer .
- Tunç : Ne kullanıyorsun sen ?
- Dilara : Biraz daha iyi hissetmem için , Kenan sayesinde çok daha iyi hissediyorum .
- Tunç  : Gülmeye başlar
- Dilara : Komik olan ne ?
- Tunç : Ona o kadar güveniyorsun ki seni zehirlediğini düşünememişsin .
- Dilara : Ne saçmalıyorsun .
- Tunç : Ömer'i gözlerimin önünde delirtti ve sen onun sana verdiği ilaçları kullanıyorsun .
- Dilara : Hala beni mi düşünüyorsun ?
- Tunç : Sadece uyarıyorum .
- Dilara : Yemeğini ye . Ben çıkıyorum yine gelirim .
- Tunç : Umarım .
- Kıvılcım : Dilara nerelerdesin seni arıyordum .
- Dilara : Ne oldu ? Bir şey mi oldu ?
- Kıvılcım : Dur sakin ol evet bir şey oldu ama bunu ilk sana söylemek istedim çünkü bana yardım etmen gerekiyor .
- Dilara : Seve seve yaparım biliyorsun biz artık dostuz .
- Kıvılcım : Bak .
- Dilara : Şaşkınlık içinde Kıvılcıma bakar .
- Demet : Ömer bakıyorum işinin başından ayrılmamışsın .
- Ömer : Çabucak işimi bitirip Kıvılcımı daha erken görebilmek için .
- Demet : O zaman sana kötü bir haberim var .
- Ömer : Ne oldu ?
- Demet : Benim bir Kamp sözüm vardı. Birlikte gidiyoruz .
- Ömer : Şimdi mi ?
- Demet : Evet , çok acil bir şekilde .
- Ömer : Sadece biz mi gidiyoruz ?
- Demet : Merak etme Kıvılcımda geliyor ama biz daha erken gidiyoruz .
- Ömer : Ben Kıvılcımla birlikte gelseydim ?
- Demet : Kafasını sallar , benim asistanım sensin ? Ve bu Kamp eğlence kampı değil daha çok hastaların bulunduğu bir ortam bizlerde oraya daha faydalı bilgiler vermek için gidiyoruz.
- Ömer : Bir veda bile edemiyorum .
- Demet : Alt üstü daha erken gidiyoruz .
- Ömer : Tamam , yapıcak bir şey yok ...
- Demet : Masum bakışların bana sökmez .
Birlikte hastaneden ayrılırlar. Gidecekleri yere diğerlerinden daha erken varırlar . Kamptaki hastaların enerjisi çok fazladır ve Ömer şaşkınlıkla olan biteni izler .
- Dilara : Kenan benim çıkmam gerekiyor , Tunç'a bakarsın sen .
- Kenan Doktor : Senin nöbetin yok muydu nereye gidiyorsun ?
- Dilara : Başımıza kamp görevi çıktı . Sorma.
- Kenan Doktor : Hep o Demet yüzünden onunda sırası gelicek .
- Dilara : Hadi ben çıkıyorum . Bu arada sana söylemem gereken bir şey daha var .
- Kenan Doktor : Ne söyleyeceksin ?
- Dilara : Kıvılcım .... Telefonu çalar ve arkadaşları dışarıda onu beklediğini söyler
- Kenan Doktor : Söylesene ?
- Dilara : Gelince anlatırım çıkmam gerekiyor hemen .
Apar topar dışarı çıkar . Ömer'in bulunduğu Kamp alanına varırlar .
- Ömer : İşte sonunda o güzel yüzünü görebildim .
- Kıvılcım : Hop hop , dur .
- Ömer : Ne oldu ? Sarılamaz mıyım ?
- Kıvılcım : Hala çalışıyoruz ve etrafımızda bir sürü insan var . Lütfen Ömer bey dikkat edelim .
- Ömer : Ömer bey ?
- Demet : Hadi hala sohbet mi ediyorsunuz ? Gruplara ayrılın .
- Ömer : Kıvılcıma bakar ve gözlerini kısar .
- Dilara : Görüşürüz Ömer .
Bir süre sonra Dilara Ömer'in yanına gelir ve Kıvılcımın kaybolduğunu söyler .
- Ömer : Nasıl kaybolur ?
- Dilara : Arıyoruz ulaşamıyoruz . En son şu ilerideki ağaçlık alandaydı .
- Ömer : Ne işin olur senin o karanlık yerde .
- Dilara : Birlikte arayalım .
- Ömer : Tamam , göster bana nerede olduğunu .
Birlikte ormanın derinliklerine doğru giderler . Ömer'in içi huzursuzdu , Kıvılcımın adını seslenerek yürüyordu . Ama hiç bir iz yoktu .
- Dilara : Ömer , burada duralım artık . Derken Kıvılcımın bağırış sesleri duyulur .
- Ömer : Duydun mu sen de ? KIVILCIM !
- Dilara : Dur sakin ol , beklesene .
Sesin olduğu yere koşarak giderler ve Kıvılcımı bulurlar .
- Ömer : Kıvılcım iyi misin ne işin var burada ?
- Kıvılcım : Kayboldum demek isterdim ama buradan daha iyi bir yer aklıma gelmedi .
- Ömer : Anlamadım ?
- Kıvılcım : Şimdi der ve birden ışıklar yanar ağaçların tepesinden aşağıya sarkan led ışıklar .
- Ömer : Ne oluyor ?
- Kıvılcım : Arkasına sakladığı şeyi çıkartır ve Ömer'e gösterir .
- Ömer : Şaşkınlıkla bakar . Bu gerçek mi ?
- Kıvılcım : Hayal olamayacak kadar gerçek .
- Ömer : BABA MI OLUYORUM .
Diyerek Kıvılcıma sarılır . Sevincini zıplayarak yapar ve tekrar Kıvılcıma sarılır .
- BÖLÜM SONU -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now