Gerçekten benim iş yerimde çalışıyor olabilir miyidi ?
Şaşırdığımı fark edince sordu;
–Bir sorun mu var?
–Ben de tasarım ofisinde çalışıyorum. Daha önce hiç karşılaşmamış olmamıza şaşırdım. dedim.
O da şaşırmıştı. Bir şey düşündüğünü fark ettim. Ne düşünüyorsun diye soracaktım, daha ben sormadan söyledi.
–İşe başladığımdan beri yani iki aydır tasarım ofisinin diğer şubelerini gezip kontrol yapıyordum . Bu yüzden karşılaşmamış olabiliriz diye durumu açıkladı .
Mantıklı gelmişti ,zaten yalan söyleyecek değildi ya . Birlikte sohbet ederek ofise girdik . Asansöre bindiğimizde 7. kata bastım Chin-ho hiçbir tuşa basmamıştı galiba aynı kattaydık. Asansörün kapısı açılıp biz indiğimizde bana döndü, ne diyeceğini duymak için ben de ona döndüm ve diyeceği şeyi bekledim.
–İki aydır bu şubede çalışmadığım için görevliye gidip nerede çalışacağımı soracağım. dedi . Çalıştığım yere gidip montumu sandalyeye astım, yerime oturdum ve bilgisayarı açıp gelen maillere
baktım. Neredeyse yarım saat geçmişti ama Chin-ho hala gelmemişti meraklanmaya başladım. Bir saatin sonunda Chin-ho yanında görevli ile gelmişti. Görevlinin dediklerine kulak misafiri oldum. Görevli Chin-ho ya benim yanımdaki sandalyenin boş olduğunu bilgisayarı kullanabileceğini ve eşyalarını yerleştirebileceğini söyledi. Çok mutlu olmuştum. Bir anda aklım yeniden düşüncelerle doldu neden sevinmiştim? Neden yanıma gelmesini istiyordum? Tüm bu düşüncelerim Chin-ho'nun sesi ile sona erdi.–Şansa bak aynı apartmanda ve aynı ofisteyiz dedi. Ona bakıp cevap olarak gülümsedim. Yine benimle çok samimi konuşuyordu bir yandan hoşuma gitmiyor da değildi.
Mesaimiz bitmişti. Birlikte geldiğimiz yoldan geri eve dönmüştük. Apartmana girerken
–Doğru düzgün tanışamadık. Eğer senin için de uygunsa yarın işten sonra kahve içmeye gidelim mi? DediBu bir randevu teklifi miydi? İstiyordum.
– Haklısın tam tanışamadık. Yarın uygunum
mesaiden sonra konuşuruz dedim.Mesaimiz bitmişti. Dolmuşa binip gideceğimiz kafeden 5 dakika uzakta bir durakta indik ve yolun devamını sohbet edip yürüyerek geçirdik.
Kafeye vardığımızda çalışanın yanına gidip sipariş verdik. –Siparişler gelince ben getiririm sen bir masaya otur dedi. Başımla onayladım ve cam yanı bir masaya oturup camdan dışarıyı izleyerek siparişleri ve Chin-ho yu beklemeye başladım.Karşımdaki koltuğa oturma sesi geldi. Kafamı çevirip baktığımda tanımadığım bir erkek karşımda oturuyordu. Ne var der gibi baktım.
Tanımadığım çocuk –Oturduğum koltuk boş mu diye sordu hayır dedim. –Peki numaranı veriri misin diyip telefonunu uzattı . Ona da hayır dedim ve başımı cama doğru yeniden çevirdim.kalkma sesi ile tekrar baktığımda girmişti.Chin-ho dan ;
Siparişleri tepsi ile alıp arkamı döndüğümde Chung Cha'nın önünde bir erkeğin oturduğunu gördüm istemsizce sinirlenmiştim. Adam telefonunu uzattığında daha da sinirlendim masaya doğru hızla ilerlerken adamın masadan kalktığını görüp durdum ve normal bir şekilde masaya gidip oturdum. Chung Cha bana baktığında ilk sorduğum şey – O adam kimdi ? Oldu .
Chun Cha dan ;
Bilmiyorum tanımadığım biri. Dedim
–Ne istiyormuş ? Diye sordu bu sefer . Sanki sevgiliymişiz de beni kıskanmış gibi hissettim o an.
–Telefon numaramı istedi dedim.
–Eee verdin mi ?diye sordu
–Hayır vermedim , zaten aynı ofiste çalıştığımız üst komşum bile değil demiştim.
Gerçekten bunu dışımdan mı düşündüm. Çok utanmıştım kafamı hızlıca cama doğru çevirdim.
–Öyleyse numaranı bana verir misin? demişti gerçekten demişti .