Ona bakmaktan vazgeçip tahtaya doğru döndüğümü görünce oda ayni haraketi tekrarlamıştı bana güzel demişti. Evet güzel. Şu bilindik kizlara söylenen iltifatı bana etmişti. Kafami tahtadan çevirip üzerinde, olanlara göz gezdirdim supermanli bir kapşonlu vardı üstünde altina kapşonluyu güzel gösterecek bir siyah kot giymişti, saçlarını hafif yukari kaldirmasi yüzünün pürüzsüzlüğünü ortaya koyuyor gibiydi. Onu incelediğimi farketmiş olmaliydi ki hafifçe bana döndü ve
"Seninkide güzelmiş " diyerek hafifçe sırıttı. Nolduğunu anlamamış gibi yaparak
"Neden bahsettiğini anlamadım?" diyerek bende ona gülümsedim sanki dalga geçermişcesine tam ağzını açıcaktı ki kafasını sallayıp "boşversene" diyerek sıraya yaslandı zil çalmak üzereydi ama doruk arkasına dönmüş sınıfın yılışık kızlarıyla gülüşüyordu halbuki biz daha adam akıllı tanışamamıştık bile. Yavaşça çantamı sırtıma aldım ve kısık bir sesle "geçebilir miyim?" diye sordum. Az önce kızlarla gülüşen doruk kafasını hafifçe bana çevirdi ve ayağa kalkarak geçmeme izin verdikten sonra ben yürürken arkamdan bakmaya başladı. sınıfın diğer ucundaki ılgaz'ın yanına gittim çok iyi bir çocuktu, ve bir o kadarda yakışıklı. En azından beni güldürmeyi başaran nadir insanlardandı. Ilgazla konuşurken bir taraftanda etrafı seyrediyordum yavaş yavaş sınıfa bakınırken gözümü iki çift yeşil göz gözün içine bakarken buldum doruk sıraya tamamen dönmüş kızlarla konuşmayı bitirmiş pür dikkat ılgaz ile beni izliyordu. Garibime gitmişti bu çocuğun bana olan ilgisi neydi? Aklımda bütün bu soruları zil'in çalması yok etmişti, Çantamı koluma takarak kapıya doğru ilerliyordum ki arkadan "Ada, bekle." diye bir ses gelmesi beni durdurmuştu kalabalığın ortasından çıkarak doruğu bulmaya çalışıyordum ki arkamdan birinin beni kendine çevirmesiyle korkudan kaskatı kesilmiştim.
