Biniciler savaştıkları kadar sıkı parti yaparlardı.
Oldukça da sıkı dövüşürdü.
O akşam güneş batmaya başladığında toplantı salonu hiç
görmediğim kadar gürültülüydü. Öğrenciler; yiyecekler, tatlı
şarap, köpüklü bira ve damıtılmış içkiden payını yeterince aldığı
belli olan eflatun limonata sürahileriyle dolup taşan masaların
etrafında —ya da İkinci Kanat'ın durumunda, üstünde- top
lanmıştı.
Sadece yönetim masası boştu. Şu an için görünürde ne ka
nat lideri, ne bölüm lideri, ne de takım lideri vardı. Basgiath'ta
geçirdiğimiz yılları gösteren omuzlarımızdaki yıldızlar dışında
bu gece hepimiz eşittik. Vedalaşmak için gelen yeni atanmış
teğmenler bile emir komuta zincirimizde değildi şu an.
Limonata ve omzumdaki iki gümüş yıldız nedeniyle ka
famda hoş bir uğultu vardı.
Rhiannon öne doğru eğildi ve kaşlarını kaldırarak diğer
tarafımda oturan Ridoc'a baktı. "Chantara mı?" diye sordu.
"İkinci sınıf olmanın getirdiği onca ayrıcalık varken senin dört
gözle beklediğin şey bu mu yani? Bu sadece bir söylenti."
Basgiath'ın ihtiyaçlarını karşılayan bu köy Şifacılar Bölüğü,
Kâtipler Bölüğü ve Piyadeler Bölüğünden olan ikinci sınıflara
her zaman serbestti ama bizimkilere değildi. Bölgedeki barın
yanmasına neden olan bir kavgadan sonra neredeyse on yıldır
yasaklıydık.
"Ben sadece sonunda yasağı kaldırabileceklerini duydum
diyorum. Bir yıldır, bu flört havuzuna sıkışıp kaldık," dedi
Ridoc, bardağıyla çoğunlukla arkamızda kalan salonu işaret
ederek. "Açıkçası her hafta Chantara'da birkaç saat geçirmek
için izin alma ihtimalini bile dört gözle bekliyorum."
Nadine sırıttı, bu akşam mora boyadığı saçları sürahinin
içine girmesin diye bir eliyle onları toplarken gözleri parlıyordu,
sonra masanın üzerine eğilip bardağını Ridoc'un bardağıyla
tokuşturdu. "Katılıyorum. Burası biraz..." Biçimli burnunu
kırıştırarak Sawyer'ın yanından bizim kanattaki diğer takımlara
baktı. "Fazla tanıdık hâle geldi. Bahse girerim üçüncü yılımızda
kendimizi düpedüz ensest ilişkiler yaşıyormuş gibi hissedeceğiz."
Hepimiz güldük. Aklımızdan geçen şeyi kimse dile ge
tirmedi. İstatistiksel olarak sınıfımızın üçte biri üçüncü sınıfı
göremeyecekti ama köprü ve İmtihan sırasında en az öğrenci
kaybeden ve bu yılın Demir Takımı seçilen biz olmuştuk, o
yüzden bu gece ve önümüzdeki beş gece boyunca olumlu dü
şünmeyi seçtim. Bu süre zarfında tek görevimiz birinci sınıfların
gelişine hazırlanmak olacaktı.
Rhiannon örgülerinden birini burnunun altına götürdü ve
Panchek gibi kaşlarını çatarak, "Chantara'ya yapılan gezilerin
sadece ibadet için olduğunu biliyorsun, öğrenci," dedi.
"Hey, Şans Tanrısına saygılarımı sunmak için Zihnal Ta
pınağına uğramayacağımı söylemedim ki." Ridoc elini kalbinin
üzerine koydu.
Sawyer, çilli üst dudağındaki bira köpüğünü silerken, "Diğer
öğrenciler de kasabayı doldurmuşken şans biraz yüzüne gülsün
diye dua etmeyeceksin yani," dedi.
"Cevabımı değiştiriyorum," dedi Ridoc. "Benim dört gözle
beklediğim şey boş zamanlarımızda, herhangi bir yerde, diğer
bölüklerdekilerle dostluk kurabilmek."
"Bahsedip durduğun şu boş zaman nedir?" dedim şaka
yollu. Birinci sınıflara kıyasla birkaç boş saatimiz olabilirdi
ama bizi bekleyen çok daha zorlu bir dizi ders vardı.
"Artık hafta sonlarımız var ve ben de her boş ânımı sonuna
kadar değerlendireceğim." Muzip bir sırıtışla baktı.
Rhiannon dirseklerine yaslanarak öne eğildi ve bana göz
kırptı. "Tıpkı senin Teğmen Riorson'la geçirebileceğin her sa
niyeyi kullanacağın gibi."
İçkiden kızarmış yanaklarım daha da ısındı. "Ben hiç de..."
Masadakilerin tezahüratları kulaklarımda çınladı.
Nadine, "Hemen hemen herkes senin Savaş Oyunlarından
önce sabah toplantısına onun uçuş ceketiyle geldiğini gördü,"
dedi. "Hele de bu sabahki gösteriden sonra? Lütfen." Gözlerini
devirdi.
Doğru. Benden her zaman sır saklayacağını söyledikten
sonraki gösteri.
"Şahsen benim dört gözle beklediğim şey mektuplar," dedi
Rhiannon. Imogen ve Quinn gelip Nadine'in yanına otururken
beni kurtarmak için bunu söylediği açıktı. "Ailemle konuşmayalı
çok uzun zaman oldu."
Birbirimize bakarak hafifçe gülümsedik, ikimiz de birkaç
ay önce ailesini görmek için Montserrat'tan gizlice kaçtığımızı
söylemedik.
"Angarya görevler yok!" diye ekledi Sawyer. "Bir daha asla
kahvaltı tabağı ovalamayacağım."
Liam'la bir daha asla kütüphane arabası itmeyecektim.
Nadine içki sürahilerini Imogen ve Quinn'e doğru kaydı
rırken, "Onun cevabına aynen katılıyorum," dedi.
Birkaç ay öncesine kadar Nadine, isyan damgası yüzün
den Imogen'ın varlığını bile kabul etmiyordu. Aynı damgaları
ŞİMDİ OKUDUĞUN
demir alev
Fantasydördüncü kanat kitabının 2.serisi olan demir alev kitabını alamayanlar için burdan okuyabilsinler diye paylaşmak istedimim iyi okumalar başka istediğiniz bir kitap varsa wattqad de olmayan sizin için paylaşırım bana yazmanız yeterli