5-tesadüfler ve kader

22 5 0
                                    

akşam hepimizin planı olduğundan felix ve jeongin bize giyebileceğimiz şeyler için yardım da bulunacaktı ancak hyunjin ve ben bir şekilde sıyırdık.evde de tek durup sıkılmayalım diye hyunjin ile evde fıfa oynuyoruz şuan. biraz sıkıcı gidiyo tabii bir o yeniyor bir ben.

"hyun?"dedim gole doğru koşarken "efendim jis" dedi yani galiba öyle dedi çünkü gol yememek için dudağını ısırıyordu. "hyun sıkıldım ben başka bir şeyler yapsak hem beni  gitmeme az kaldı" dedim golü atıp konsolu bırakarak. "nasıl yedim onu ya. ha şey evet sıkıldım bende saat kaç ki geç kalacaksın oğlum saat 16.00 değil miydi?" dedi telefonunu eline alarak bende uzanıp telefonumu aldım. "olum hassiktir 47 cevapsız arama 23 mesaj ne" dedim mesajlara cevap vermeye çalışırken hyunjin de "sende azmış yine 63 cevapsız arama 34 mesaj oğlum harbiden hassiktir saat 19.00 bir saat var" dedi eşyalarını toparlarken  "bir saat var niye böyle arıyorlar diyeceğim de bende de durumlar aynı.sen kıyafetlerini almamış mıydın giyin şuradaki odada söyle burdan alsınlar seni" diye bir fikir sundum. "aa evet getirmiştim değil mi ben değiştireyim o zaman. sen ne zaman çıkacaksın?" dedi hyunjin "bende hazırlanacağım şimdi sen çıktıktan biraz sonra çıkarım ben büyük ihtimal.bir şey lazım olursa seslen" dedim odama doğru ilerlerken.

hyunjin ve jeongin nereye gidecek bilmiyorum tahminim onlarında bizim gibi bir akşam yemeğine ya da bir parkta oturmaya gittikleri üzerineydi.yani hyunjin'nin giyeceği kıyafetlere göre yorumum böyleydi. lüks bir yere gidiyor olabilirdi de. hyunjin de benim gibi rahat giyinmeyi seviyordu o yüzden kestiremiyordum. jeongin ya da hyunjin gidecekleri yeri konuşurken söylemişlerdi belkide ama ben hatırlamıyorum. ayrıca ben niye bu kadar merak ettim ya?

kıyafetlerimi giydim,saçımı yaptım,takılarımı taktım,telefonumu aldım. tamam ben hazırım. odadan çıkıp salonun kapısını tıklattım "hyun bir şeye ihtiyacın var mı?" diye sordum içeriden hyun'un sesi geldi "parfüm almayı unutmuşum da senin varsa verebilir misin?"  "tabii. getiriyorum hemen" diyerek odama gidip parfümü getirdim. "müsait misin?orada bir tane olacaktı onu da vereyim" dedim hyun "müsaitim gelebilirsin" odaya girip köşedeki dolaptan bir parfüm daha aldım elimdeki parfümleri hyunjin'e uzatıp "istediğini kullan benim sıktığım parfüm daha çok hoşuna gider diye düşünüyorum ama biraz ağır diğeri de hoşuna gider bence ama daha hafif" dedim hyunjin elimden benim sıktığım parfümü alarak kullandı. "teşekkür ederim jisung ben çıksam iyi olur. sen neyle gideceksin? bırakabiliriz istersen" diye sordu. "seungmin alacak teklifin için sağol görüşürüz iyi eğlenceler size" dedim kapıda uğurlarken. "görüşürüz jisung size de iyi eğlenceler umarım güzel geçer seungmin açısından" dedi ve asansöre binip gitti. bende kapıyı kapatıp balkondaki salıncağıma oturdum.

saat 19.23'dü 7 dakika sonra çıkmam gerekiyordu.çanta alıp almamak arasında kalmıştım. alsam iyi olacak eşyalar vardı. en sonunda küçük bir çanta alıp eşyalarımı koydum. saate baktım 19.25 idi insem iyi olacaktı ayakkabılarımı giyip kapıyı kitleyip asansöre bindim.

sitenin duvarına yaslanıp seungmin'i beklemeye başladım. 2 dakika gibi bir süre sonra seungmin sitenin önünde durup kornaya bastı. kapıyı açıp arabaya bindim. "ne kornaya basıyorsun aptal" diye söylendim. seungmin ise "of ne bileyim ben çok gerildim yetişiriz değil mi ya?" dedi ön koltukta oturan felix -hem de yongbok- "yetişiriz bir tanem manyak mısın en fazla 10 dakika sonra ordayız" dedi seungmin biraz rahatlamıştı ama arabanın saatine bakıp 19.49 olduğunu görünce "ne yetişmesi amına koyayım 50 geçiyor" dedi arka koltuktan seungmin'in ensesine bir tane geçirdikten sonra "bak çocuk sikerim seni oğlum mal mısın geç kalsak 1-2 dakika ne sikim olacak ne abarttın date mi gidiyorsun iş görüşmesine mi belli değil" dedim. seungmin"gerildim bir kere ne yapayım?"

sonunda arabadaki gerginlikle beraber restoranta geldik. içeri girip seungmin görüşeceği kişiyi -hayır adını unutmadım ne alaka- görünce masaya doğru ilerledik.masanın önüne gelince hyunjin ve jeongin ile göz göze geldik. ne bir dakika hyunjin ve jeongin mi?ve bir dakika hyunjin'in yanındaki benim psikoluğum değil miydi? evet ta kendisi Lee Minho'yla da göz göze gelince o pek şaşırmışa benzemiyordu.

şaşkınlığından kurtulduktan sonra hyunjin "seungmin sen chan ile mi date çıkacaksın yani? bizim chan?" dedi seungmin de "yani evet ben sizin arkadaş olduğunuzu bilmiyordum arkadaşlarımızı getireceğiz dedik ama bahsetmedik" derken chan'a bakıyordu. herkes birbirine bakarken en sonunda oturduk ama ben hala minho'ya bakıyordum.baktığımı fark edince o da bir süre baktı ve gülümsedi.utandım neden bilmiyorum ama bir an utandım..

changbin masaya doğru gelince "ah kusura bakmayın işim biraz uzun sürdü" dedi ama gözleri jeongin'i buldu "jeongin? siz de mi gelecektiniz?" diye sordu ve yanımdaki boş sandalyeye oturdu. seungmin "hayır bizle değil chan'ın arkadaşları olarak geldiler yani tesadüfen böyle bir şey oldu" diyerek açıklamada bulundu. seungmin ve chan hyung konuşurken changbin ile jeongin de sohbet ediyordu.felix ve hyunjin de konuşuyorlardı bir ara.ben size oturma planını açıklayayım; masanın başında seungmin ve chan hyung karşı karşıya,onların yanında hyunjin ve felix karlı karşıya-hyun sonra jeongin'le yer değiştirdi- sonra benim yanımda jeongin ve chanbin yine karşı karşıya, son olarak masanın sonunda minho ve ben.

changbin gelmeden chan hyung minho'yu tanıtmıştı bizimkilere ama ben hala psikoloğum olduğunu söyleyemedim.changbin de şimdi tanıştı ve baya sevdi gibi duruyor.

minho changbin ile konuştuktan sonra "ee jisung konuşmayacak mısın?" diye sordu "ah konuşacak konu bulamadım açıkçası ve biraz şaşkınım" dedim minho ise "konu her yerden çıkar değil mi? evet bende siz şaşkın olduğunuz için şaşkınım yani chan bile bilmiyormuş" dedi "sen biliyor muydun bizim geleceğimizi?" diye sordum. "chan seungmin diye biriyle buluşacağını söyledi sende arkadaşlarını saymıştın aklıma geldi sadece ikinizi biliyordum" dedi minho. "peki..ceketin çok güzel bu arada" dedim minho ceketine bakıp"teşekkür ederim senin de saçların çok güzel olmuş kıvırcık kıvırcık.bende boyamayı düşünüyorum aslında ama hangi renk olur kararsız kaldım" dedi. o sırada siparişlerimiz geldi. ben lazanya aldım diğerlerini bilmiyorum. garson bu tarafa doğru iki lazanya getirdi minho ve benim önüme bıraktı. ben "ikinci tesadüf hatta üç" dedim. minho da "hala tesadüflere inanmıyorum jisung. ayrıca neymiş bu üç 'tesadüf' bana göre kader tabii" dedi "o zaman tesadüfler ve kader diyelim. birincisi mesajlaşırken aynı anda yazmıştık ikincisi burda karşılaşmamız ve son olarak lazanyalar" dedim "kader onların hepsi lazanya dışında sen lazanya isterken benim aklıma bir şey gelmedi bende lazanya istedim" dedi gülerek minho.

minho "seungmin'i sevdim ben yarın istemeye geliriz bence.zaten hyun ve in de tanıyormuş evet yarın istemeye geliyoruz hatta gelmişken felix'i de isteyebiliriz" dedi felix ve seungmin'e bakarken ben kafa karışıklığı ile"in dediğin jeongin mi oluyor?" dedim minho "evet jeongin'i söylemek çok uzun bizde in diyoruz hyunjin'e de hyun falan" dedi başımı salladıktan sonra "seung'u istemenizi anladım ama felix'i kime veriyoruz?"dedim felix'e bakarken minho gözüyle hyun'u işaret edip "sevgili değiller mi?" diye sordu ben gülerek "hayır arkadaşlar aralarında bildiğim kadarıyla bir şey yok" dedim. minho ile baya konuştum sonra da felix,chang ve ben chan  ile biraz sohbet etti minho da seungmin ile minho'nun bir ara seung'a 'istemeye gidelim diye tutturmazsa şaşırmam' dediğini duydum. cidden minho bu isteme işini nerden duydu bilmiyorum kore de öyle bir şey mi var sanki kesin türkiye'ye gitti. burdan kimse istemenin ne olduğunu bilmediği için- seung ve ben hariç yılda bir kere türkiye'ye gidiyoruz başka bilen var mı bilmiyorum- minho şuan onu anlatıyor.

bence yemek baya iyi geçti ben chan hyung'u çok sevdim çok sıcakkanlı birisi.seungmin zaten sevmiş felix ve changbin'in yorumunu bilmiyorum sadece.akşam uyku yok desene seungmin uyutmaz bizi.
saat geç olunca artık kalkmaya karar verdik kalkıp gidecekken minho "jisung yazmayı unutma bu arada" diye seslendi kafamı sallayıp sekiz kişi hesabı ödedik -seungmin ile enişteye kitledik aslında- vedalaşıp arabaya bindik.
________________
bu bölümü burada bitireyim.
umarım beğenmişsinizdir.
oy verip yorum yapamayı unutmayın ablam.
1200 kelime falan yazmışım
bu bölümü yazalı baya oluyo ama ben yayınladım sanıyorum kdndl
neyse babayy

~juno'dan sevgiler,saygılar efendim Minsung'la kalın hoşça'kalın♥

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

i will save youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin