Felix
Ders o kadar sıkıcıydı ki cidden kendimi boğacaktım. Keşke Bay Choi burada olsaydı ve dersimize o girseydi. Bu adam çok düzdü. Yani neden bu kadar ciddi olduğuna bir türlü anlam veremiyordum. Bize asla nefes aldırmıyordu, tabi kendiside almıyordu.
İsmini dahi bilmiyordum adamın. Jisung başta ufak bi konuşma yaptığını söyledi ama tabi ben o sırada tuvalette date yapıyordum kendimle.
Sınıfa göz gezdirmiştim ve kimse uyumuyordu. Baygın gözlerle baksalar bile uyumuyorlardı. Neden amk? Neyse milletten banane. Benim çok uykum var. Gözlerim yavaştan görme yetisini kaybetmeye başladığında sakince kollarımı sıranın üzerinde birleştirip kafamı üzerine koymuştum. Valla derste uyumaktan iyisi yoktu.
Hocanın konuşması arkadan ninni gibi gelirken jisung bacağıma yapışmış kısık sesle bana bir şeyler söylüyordu. Elbette ki bir bok duymuyordum. Karıncaya fısıldıyordu mübarek.
Bir süre devam etti fakat sonra bıraktı. Kalkmamakta ısrarcıyımda biraz. Uyumak çok güzel değil mi ama🎀
Ders bittiğinde yani tahminimce bitmişti ki hoca yanıma gelmişti.
"Felix kalk"
Jisung olsaydı emin olun inadına kalkmazdım ama hoca yani şimdi saygısızlık olmasın.
Kafamı yavaşça kaldırmıştım. Gözlerimi açamıyorum amk ne kadar uyudum ben?
"Odama yürü. Nerede olduğunu biliyor musun?"
Elimle göz kapaklarımı birbirinden ayırmıştım. Kafamı kaldırıp tepemde dikilen adama bakmaya başlamıştım.
"Bilmiyorum"
"Öyleyse beni takip et"
Yürümeye başlamıştı bile çoktan. Yavaş be bu ne hız.
Jisung yoktu yanımda. Tabi sevgilisi gelecekti onun yanına koşmuştur hemen.
Ayaklanıp hemen ona yetişmeye çalışmıştım. Bacakları kocamandı, benim iki adamım onun bir adımıydı. Bu yüzden hafifçe koşuyorum yanında.
Göz ucuyla bana baktığını hissediyordum. Sanırım ona yetişmeye çalıştığımı fark etmiş olacak ki biraz olsun yavaşlamıştı. Derin bir nefes vermiştim. Biraz merhametliydi sanırım.
Ofisine geldiğimizde arkasında durup kapıyı açmasını beklemiştim. Cebinden bir anahtar çıkarıp kapıyı açmıştı.
O içeri geçtikten sonra bende arkasından girmiştim içeri.
"Kapıyı kapat."
Emir veriyo ya. Piçe bak. Nefret ederdim bana emir verilmesinden. Ama ne yaparsın işte hocan sonuçta.
Arkamda ki kapıyı kapatmıştım. Fakat duygularımı gizlemeyi pek beceremediğimden kapı biraz sert kapanmıştı. Bilerek yapmıştım. Anlasın sinirlendiğimi. Zaten çok büyük birinede benzemiyor. Anlamayacak yaşta olduğunu düşünmüyorum.
"Sana emir vermem hoşuna gitmedi sanırım, ama unutma ben senin öğretmeninim ve bana karşı saygılı olmalısın"
Masasının arkasında kalan sandalyesine oturmasını izlemiştim bir süre. Bende masasının önünde durup karşısında dikilmeye başlamıştım.
"Evet, adını dahi bilmediğim psikoloji tarihi öğretmenim. Ayrıca saygıda kusur ettiğimi de düşünmüyorum"
Hafif gülümseyip ardından ciddileşmişti. Dengesiz midir nedir.
"Ah tabi dersin başında sınıfta olmadığın için benimle ilgili bilgileri kaçırdın. Aslında seninle konuşmak istediğim konu tam olarak da bu. Bak Felix-"
"Bir dakika. Adımı nereden biliyorsunuz?"
"Bu konu seni ilgilendirmez"
"Benim ismim olduğu için ilgilendirir."
"Şu an konumuz bu değil. Konumuz benim kurallarım."
Derin bir nefes vermiştim. Daha fazla burada kalmaya tenezzül edemeyecektim. Ne diyecekse desin de bir an önce gideyim.
"Pekala. Neymiş kurallarınız?"
Sandalyesinde geriye yaslanıp bir ayağını diğer dizinin üzerine atmıştı. Bir elini çenesinin altına koyup dirseğini masanın korkuluğuna(?) yaslamıştı.
"Öncelikle ismim Hwang Hyunjin. İsmini yanında oturan arkadaşın söyledi. Sınıf içerisinde ve dışında bazı kurallarım var. Sadece iki kural. Bunlara uyarsan seninle pek sıkıntı yaşamayız gibi. Öncelikle dersime geç kalınmasından nefret ederim. Bu bana ve dersime saygısızlık yaptığın anlamına gelir. Saygısızlık sadece söz ile yapılmaz bunu da bil isterim. İkincisi ise dersimde uyunması. Bu da aynı şekilde bana ve dersime saygısızlık demektir benim için. Sen geldiğin anadan itibaren bu iki kuralı çiğnedin. Bilmeyişine veriyorum bu hatalarını fakat tekrarlanırsa senin için iyi olacağını zannetmiyorum."
He o dediğinden. Salak mı bu. Kendini ne zannediyo? Dekan falan mı? Yok bunkara uymazsan senin için iyi olmaz falan. Ne yapabilir ki? Neden dersinde uyumama izin verdi o zaman? Ders sonunda yaptığını ders ortasında yapsaydın.
"Peki neden dersinizde uyumama izin verdiniz?"
Bacağını dizinden indirip oturuşunu düzeltmişti. Gözlerini de çekmişti gözlerimden . Oysaki az önceye kadar sert bakmaya çalışıyordu. Tabi bana işlemediği için anlamıştım ne yapmak istediğini.
"Bu soruna cevap vermeyeceğim. Anlaşıldıysa çıkabilirsin."
Küstah herif. İstediğini yapabileceğini zannediyo. Saygıdan bahsettikten hemen sonra böyle beni kovması cidden hoş değil. Adam çıkabilirsin dedi felix. Sence cidden kovdu mu?
Gözlerine en boş bakışımı atıp tek bir kelime dahi etmeden odadan çıkmıştım. Böyle hocalara cidden tahammül seviyem çok az.
______________________________
birazcik uzun olmus olabilir bolum
ama ztn kimse okumuyo smk
neyse
bence hikaye guxel gidiyo
oyle yani
optim sizi askilitoskolsrim(!)
🎀😚💗✨💋💗✨💋💗✨💋💗✨💋💗✨💋🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't be afraid | hyunlix
Teen FictionÜniversiteye yeni gelen soğuk, katı, herkese karşı mesafeli olan Bay Hwang; cıvıl cıvıl, neşeli, sosyal, sıcak kanlı olan Felix'e karşı bir süre sonra duygular beslemeye başlar. Başta pek umursamaz fakat bu hislerin tek taraflı olmadığını anladığınd...