18. bölüm

671 30 2
                                    

Bölümü bu kadar geciktirdiğim için özür dilerim ama yazdığım hiçbir şey içime sinmemişti sonunda içime sinen bir bölüm yazdım.


Hastaneye gittiğimizde ilk zamanlarda belli olmayacağını 2 haftalık bir sürede belli olacağını söylemişlerdi tam gidecekken ise tekrardan midemin bulantısıyla lavaboya koşmuştum. Bir süre sonra rahatladığımı hissettiğimde dışarıya çıktım Mete beni bekliyordu.

"Doktor kan tahlili istedi."

Halsizce kafamı salladım. Kan verdikten sonra bir süre bekledik sonuçlar çıktığında doktorun yanına çağırıldık.

"Sonuçlarınıza göre gebe değilsiniz, sadece küçük bir zehirlenme vakası. Bugün yediğiniz farklı bişeyden yada tarihi geçmiş bir yiyecek tüketmenizden kaynaklı olabilir. Ayrıca şu anlık tehlikeli bir durum yok fazlaca istifra ettiğinizi söylediniz, bu yüzden içiniz rahat olabilir."

"Pekala doktor bey iyi günler."

Odadan çıktığımızda Mete konuşmaya başladı.

"Esin ben çok özür dilerim bugün fazlasıyla dalgındım tarihi heçmiş ne yedirdim sana bilmiyorum ama eve gidince bakacağım."

"Sorun değil ama hâlâ hamile olma gibi bir ihtimalim var biliyorsun değil mi?"

"Evet bu yüzden 2 hafta sonra tekrar getirecem seni buraya."

"Tamam."

"Şimdi eve gidip birşeyler izlemeye ne dersin."

"Ney izlicez?"

"Netflix'den birşeyler açıp izleriz, sen seçersin."

"Olur."

"Mısır da patlatırız ister misin?"

"İsterim."

Mete halsiz olduğumu görüp daha fazla konuşmayacağımı anladığında arabayı sürmeye odaklandı.

Benimse kafamda yaşamadan bilemeyeceğim ve beni strese sokan sorular vardı. Birincisi gerçekten hamileysem bu çocuğu doğurmalımıydım yoksa aldırmalımıydım hangisinin en iyi seçenek olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu, ikincisi çocuğu anne ve babama nasıl açıklayacaktım bilmiyordum, açıkladım varsayarsak da benim o çocuğa bakmak isteyeceğimden pek emin değildim. Çocukları sevmezdim ayrıca bakmaya da hazır değildim.

Ama aynı zamanda eğer çocuğu aldırırsam duyacağım vicdan azabından korkuyordum, evet kesinlikle çocuklardan hiç haz etmezdim ama biraz büyüdüklerinde onlarda belki faydalı belki faydasız birer birey oluyordu.

Beni düşüncelerinden sıkıran Mete'nin koluma dokunan eliydi.

"Esin iyi misin? geldik diyorum duymuyorsun."

"İyiyim sadece dalmışım."

"Anladım, o zaman eve geçtiğimizde sen koltuğa oturup bize bir film seç ve bende mısır patlatayım, tamam mı?"

"Tamam ama önce seninle bişey konuşmam lazım."

"Tamam konuşalım, ama önce bir içeriye geçelim."

Meteyi kafamla onaylayıp indim arabadan.

Eve girdiğimizde ikimizde salona geçip oturduk hiç beklemeden direkt konuyu açtım.

"Artık annem ve babama haber vermemiz gerekmiyormu? Zaman geçtikçe olanları açıklamak ve onları ilişkimize ikna etmek zor olacak."

Mete derince bir nefes alıp öyle konuşmaya başladı.

"Haklısın ama korkuyorum... seni benden almalarından korkuyorum."

"Merak etme ben bir şekilde ikna ederim onları ama daha geç olmadan haberleri olmalı."

Mete tekrardan derin bir nefes aldı kendini bir şey olmayacağına ikna etmeye çelışıyor gibiydi.

"Tamam." Dedi en sonunda "tamam arayalım ama onları ikna edemezsen-"

Cümlesini devam ettirememesinin sebebi kapının sertçe tıklatılması oldu.

"Kim o?"

Yönelttiğim soruyla Mete temkinli bir şekilde ayağa kalktı kapı deliğinden dışarıya baktığında hayretle çattığı kaşlarıyla bana döndü.

"Baban."

"Ne?"

Ayağa kalktığımda kapı yumruklama sesiyle beraber babamın sesi de duyuldu.

"Mete şerefsizi aç şu kapıyı!"

Biz olayın şokuyla hareket edemezken  babam tekrardan konuştu. Ben sadece buraya nasıl geldiğini anlamaya çalışıyordum

"Orda olduğunu biliyorum 5 saniye içerisinde açmazsan kapıyı kıracağım."

Babam belden geriye doğru saymaya başladığında meteden önce davranıp açtım kapıyı.

Babam beni gördüğüne şaşırsada önce koşup beni korumacı bir şekilde arkasına aldı ve meteye silah doğrulttu. Tiz bir çığlık atıp babamın önüne geçtim.

"Baba yapma."

"Esin saçmalama kızım, bu orospu çocuğunu mu koruyacaksın?"

"Baba ben nasıl açıklamlıyım bilmiyorum ama biz meteyle tekrardan sevgili olduk."

Hâlâ silahı indirmemişken hayret ve sinirle konuştu.

"Ne! Esin sen bu manyağın sana neler yaptığını hatırlamıyor musun?"

"Hatırlıyorum ama Mete benim ilk aşkım baba, bilmiyorum ben onu unutamıyorum."

"Aklını başına topla kızım ilk aşkın olması yaptıklarını hafifletmiyo. Bu herif 2 kere kaçırdı seni. Ayrıca belli ki heberin yok ama arkadaşın Merveyi bu ilk aşkın Mete öldürmüş."

Duyduğum cümleyi algılamaya çalıştım bi an. Dilim tutulmuş haldeyken meteye döndürdüm başımı.

"Sen Merveyi mi öldürdün?"

"E.. Esin... Benim tek amacım delilleri yok etmekti."

"Bana vereceğin en iyi açıklama bu mu yani?"

Yutkundu, yutkundum kalbimde sevdiğim adamın birini öldürmeye kadar ileri gitmesinin verdiği iğrenti ve hüzün duygusu vardı.

Gözümden yaşlar bir bir firar etmeye başlamıştı duyduklarımın, yaşadıklarımın gerçek olmasını istemiyordum. Ben sevdiğim adamla beyaz gelecekli hayaller kurarken bu yaşadıklarım o beyaz rengi koyu griye çeviriyordu.

Galiba kabullenmeliydim, Meteyle olmazdı, imkansızsı.

Yorumlarınızı gerçekten merak ediyorum benimle paylaşırsanız çokk sevinirim.

Okuduğunuz için teşekkürler.

Takıntı  -yarı texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin