Kapıdaki ne olduğunu anlamlandıramadığımız durumdan sonra ikimizde eve girmiştik.
Şimdi ise o salondaydı ben ise mutfakta oturuyor bir yandan da kahvenin olmasını bekliyordum.
Bakışlarım öylece masaya dalıp gitmişken arkamdan gelen burun çekme sesini duymamla kaşlarımı çatmıştım.
Bu durumda iki opsiyon vardı.
Ya Pau hasta olmuştu ve o yüzden burnunu çekiyordu.
Ya da ağlıyordu.
Arkamı dönmem ile yüzü bana dönük, gözleri kızarmış bir Pau görmem bir oldu.
Çatık olan kaşlarım iyice çatılırken onun gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu.
Ne olduğunu anlamlandıramamıştım.
Neden ağlıyordu.
O sırada kahve makinesinden kahvenin olduğunu belirten ses geldi.
"Pau lütfen elini yüzünü yıka ve içeriye geçip beni bekle. Ben kahveleri alıp geliyorum."
Yumuşak çıkan sesimle kurduğum cümleden sonra annesinin sözünü dinleyen küçük çocuklar gibi kafasını salladı ve mutfaktan çıkmıştı.
Ben ise dolaptan kupaları aldım ve kahveleri kupalara koyduktan,elimdeki kupalarla salona geçtim.
İçeriye girip kupaları sehpaya bıraktıktan sonra Pau'nun yanına oturdum.
Yüzüme bakmıyordu.
Bakışlarımı eline doğru indirdiğimde elleriyle oynadığını gördüm.
Pau bunu stres olduğu zamanlarda yapardı. Ellerini ellerimin arasına alıp dikkatini üstüme çektim.
Bakışları sonunda beni bulabilmişti.
"Ne oldu Pau? Maçta durumlar istediğin gibi gitmedi mi?"
Başını sallaması ile onu kendime çekip sarılmıştım.
Onun kolları benim belime dolanırken bende kollarımı onun boynuna doladıktan sonra saçlarını okşamaya başladım.
Bir süre sonra boynumda bir ıslaklık hissettim.
"Çok özür dilerim Lala seni sen istemeden öpmemeliydim ama kendimi tutamadım çok özür dilerim. Yemin ederim ki anlık gelişti. Seni çok seviyorum hatta sana aşığım. Ama seni senin rızan olmadan öpmemeliydim."
Hızla onu yüzünü görebileceğim şekilde kendimden uzaklaştırıp göz yaşları silmiştim.
"Sorun değil Pau."
Kafasını kabul etmek istemezcesine sağa sola sallarken en sonunds ellerimi yanaklarına koydum ve bu seferde ben onu öpmüş bulundum.
İlk başta dursakta bu sefer ikimizin de dudakları birbirleri üzerinde dans ediyordu.
İkimizinde nefesi tükendikten sonra birbirimizden ayrıldık.
Alınlarımız birbirlerine yaslıydı.
Ona gülümseyip
"Ödeşmiş olduk."
Dediğim ile gülmüştü daha sonra alınlarımızı ayırıp gözlerimin içine baktı.
"Lala benimle sevgili olur musun?"
Sorusuna karşı gülümsedim ve hızla başımı salladım.
"Evet, olurum."
-&-
Ben erkek karakterleri ağlatmaya bayılıyorum da çokta şey etmezsek o yüzden