Önünde durduğum kapının açılmasıyla gülümsemem büyüdü ve klâsik olan ayrıca bu kapıya her geldiğimde söylediğim şeyi söyledim.
"Cu-Cu-Cubarsiii"
O ise bana kıkırdayıp beni içeri almış ve bana sarıldıktan sonra yanağıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurmuştu.
Yaklaşık 1 haftadır sevgiliydik ve zaten normalde de yakın arkadaş olduğumuz için aramızda çokta değişen bir şey yoktu.
Öpücükler ve sevgi sözcükleri dışında
İçeri geçip elimdeki torbaları koltuğun kenarına bıraktım.
Pau ise odasından bana bir şey getireceğini söyleyip yukarı çıkmıştı.
Ben öylece koltukta otururken elindeki üstünde Barça amblemi olan bir torbayla girmişti.
Ona kaşlarımı çatarak bakarken o torbayı bana doğru uzatmıştı.
Elindeki torbayı aldıktan sonra gamzeleri belli olacak şekilde bana gülümseyerek açmamı istemişti.
Torbayı açmam ile içindeki formayla bakışmam bir olmuştu.
Bir süre torbanın içine baktıktan sonra kaşlarım çatık bir şekilde Pau'ya döndüm.
"İyi de benim formam var ki."
Dediğim üzerine kıkırdadı.
"Ama kendi adın yazan forman yok."
O an gözlerim kocaman açıldı.
"Şaka yapıyorsun?"
"Hayır yapmıyorum."
Torbanın içinden hızla formayı çıkardım ve incelemeye başladım.
Lala 77
Arkasında bana kullandığı takma adı ve uğurlu sayımı görünce gülümsedim ve formayı hızlıca cropumun üstüne giyip aynadan kendime bakmak için Pau'nun odasına koştum.
Boy aynasından kendime bakarken arkamdan Pau göründü onu görmem ile hızlıca ona döndüm ve sıkıca boynuna sarıldım.
"Çok teşekkür ederim bebeğim."
Boynuna tüy kadar hafif bir öpücük bıraktıktan sonra beni kucağına alıp yanına yatırmıştı.
Bende hızlıca ona sarılmış ve uykuya dalmıştım.
