Seokmin topu ayağında sektirirken kendi rekorunu kırmak üzereydi, dikkatini dağıtan kişiyle ayağındaki top kaydı, topu karşısındaki alfaya attığı sırada alfa topu yumuşatıp ayağı ile zemin arasında sıkıştırdı.
"Erkencisin."
"Dersim erken bitti," diyen alfa yere oturdu.
"Koç sana bayılıyor," dedi Seokmin. Kendini diğer alfanın yanına atıp onun omzuna vurdu. "Takım kaptanı seçimlerinde dikkatli ol, Seungcheol de kaptan olmak istiyor."
Mingyu omuz silkti. "İyi olan kazansın."
Seokmin'le okulun ilk gününde futbol takımında olduğunu öğrendiği gün tanışmıştı. Alfa arkadaş canlısı ve sıcaktı. İyi arkadaşlar edindiğine sevinmişti. Wonwoo, Seokmin ve sınıftan birkaç kişiyle yakınlaşmıştı. Seungkwan da sık sık ona eşlik ediyordu. Öğrendiği kadarıyla Seokmin'in babası ülkenin en zengin adamıydı ancak Seokmin bir kere bile böbürlenmemişti, kibirli değildi, belki de bu yüzden Mingyu onu bu kadar sevmişti. Wonwoo da kibirli sayılmazdı, biraz burnu havadaydı ancak bu muhtemelen yetiştirilme tarzından ötürü olmalıydı.
Wonwoo'yu önceki gün eve bıraktıktan sonra numarasını istemeyi unuttuğunu fark ettikten sonra bir aptal gibi hissetmişti. En önemli şeyi unutmuştu. Aklındaydı ancak hem omeganın acelesi yüzünden aklından çıkmış hem de gerçekten de onunla yan yana olmak tüm dengesini yerle bir etmişti. Bir daha ne zaman takılacaklarını sormak için yanıp tutuşuyordu.
Onun erkek arkadaşından hoşlanmıyordu, Wonwoo ile olmasını istemiyordu, bu sadece canını sıkıyor, kıskançlık duygusunu körüklüyordu. Onları birkaç kere kafeteryada görmüştü, bu onun hiç de hoşuna gitmemişti. Pekâlâ, karışmaya ya da yargılamaya hakkı olmadığını çok iyi biliyordu ancak elinde değildi.
Omegadan ilk günden beri hoşlanıyordu. O gerçekten de güzel ve akıllıydı, onunla zaman çok hızlı geçiyordu.
"Beğendiğin güzel omegalar var mı?" Seokmin alaycı ve dost canlısı bir şekilde sormuştu, sorusunda en ufak bir kötü niyet yoktu.
Mingyu suratını astı. "Biri var ama alınmış."
Seokmin merakla ona döndü. "Vay canına, ciddi misin, kim o?"
Mingyu omuz silkti. "Boşver."
"Hadi ama, arkadaşız biz."
Mingyu tereddüt etti, söyleyip söylememe konusunda kararsız kalmıştı. Seokmin ve Seungcheol arkadaştı, çok yakınlar mıydı emin değildi.
"Wonwoo."
Seokmin afalladı. "Wonwoo mu? Ciddi misin?"
"Niye?"
"Bilmiyorum, garip. Wonwoo ile olmak istemene bir şey diyemem ama onlar Seungcheol'le evlenirler, demedi deme."
"Neden öyle dedin? Evlilik nereden çıktı?"
"Ticaret gibi düşün, ikisinin arasında aşk olduğunu sanmıyorum." Seokmin omuz silkti. "Benden duymuş olma ama Seungcheol başka omegalar gibi kokuyor."
Mingyu hırladı. "Wonwoo'yu aldatıyor mu?" Öfkeyle köpürdü. "Piç."
"Onu suçlayamam, Wonwoo ona istediğini vermiyor."
"Neyi vermiyor?"
"Bekaretini tabii ki dostum."
Mingyu'nun kaşları havalandı. "Vay canına Wonwoo hâlâ bakire mi?"
"Evet," diyerek onu onayladı Seokmin.
Mingyu'nun kaşları anlamsızca çatıldı. "Ama bu Wonwoo'yu aldatmasını haklı çıkarmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
xoxo, shadow/ meanie+svt [omegaverse]
FanfictionKendimi tanıtmadım, üzgünüm, bu benim hatam. Ben kim miyim? Sanırım, sizden biri ama aynı zamanda hiç de sizden değilim. Küçük ama ses getiren bir okulumuz olduğu doğrudur, dedikodular çabuk yayılır ama sırlar uzun süre saklı tutulur. Burada sırları...