chambre

48 8 56
                                    

"Sana uyanacak mısın artık?"

Nayeon, saatlerce Sana'nın kapıyı açmasını bekliyordu. Bir türlü kapıyı açmaya ikna olmayan kız, veya uyanmayan bir kız ile uğraşıyordu.

"Hey sana diyorum!"

"Şu lanet olası kapıyı aç da kendine gel artık."

Kız, pes etmişti. Açacağı yoktu.

"Peki Sana, peki."

Tam gitmek için ayaklandığında, kız kapıyı açmıştı.

"Sonunda açtın."

Duraksadı.

"Girebilirim o halde."

İçeriye girdiğinde, başına kadar yorganı çekmiş bir Sana görmeyi beklemiyordu. Bir anlık abla duygusu ile ağlamak istemişti.

Yavaşca yatağın kenarına oturmuştu.

"Yüzünü açabilir misin?"

Cevap gelmemişti.

Uyuyor muydu yoksa onu dinliyor muydu? Bunu da bilmiyordu.

"Sana, böyle davranırsan elimden hiçbir şey gelmez."

Bir anda kafasını kaldırmıştı kız.

"Ne yapmamı bekliyorsun abla?"

"Uyumayıp da ne yapayim? Kalkıp hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam mı edeyim? Ne istiyorsun?"

Bir şey diyememişti ablası. Sadece onun mutluluğunu istiyordu fakat; kardeşi onu yanlış tanımlıyordu.

Sana'yı ilk defa böyle görmüştü. Ses tonu yüksek, gözleri şişmiş. Sanki başka birisi gibi geliyordu.
Bir kaç gün önce tatlı sesinden eser dahi yoktu. Sesi resmen ağlamaktan çatlamış gibiydi.

Dün onun ile konuştuktan sonra biraz da olsa onun rahatladığını hissetmişti fakat; şimdi neden böyle değildi?

"Odamdan çıkar mısın? Lütfen."

"Olmaz. Dün iyi gibiydin. Birden ne oldu?"

"Bir şey olmadı. Tekrardan sinirlendim."

"Anlıyorum. Konuşmak ister misin?"

"Hayır abla, şimdi odamdan çıkmanı istiyorum. Uyuyacağım."

"Hiçbir şey yemedin."

Kafasını salladı kardeşi.

"Canım istemiyor."

Sessizce odadan çıkmak için ayağa kalktı.

Kardeşinin üstüne gitmek istemiyordu fakat; tüm gün odasından çıkmamasını da istemiyordu.

Zaten okula gitmemesine bir şey dememişti. Ne diyebilirdi ki? O da bu yollardan geçmişti.

Telefonunu eline almış, mesajlara girmişti.


Jeongyeon

Naber Nayeon?

Siz

Pek de iyi olduğum söylenemez.

Senden naber?

Jeongyeon

Ne oldu? Neden iyi değilsin?

Ben de iyiyim teşekkür ederim.

Siz

Kardeşim odasından çıkmıyor.

Saatlerce onu yatağından kaldırmaya çalıştım.

Jeongyeon

Ergen hormonları. Normaldir.

Sevgilisinden mi ayrılmış?

Siz

Hayır, daha da kötüsü resmen red yemiş.

Jeongyeon

Gerçekten de acı vericiymiş.

Siz

Evet, ne yapacağım bilmiyorum.

Jeongyeon

Şimdilik tek bırak onu.

Düşünmeye ihtiyacı vardır.

Siz

Öyle yapacağım o halde.

Yemek de yemedi zaten.

Jeongyeon

Yine de bir şeyler götür yanına.

Belki yer.

Siz

Ben de öyle düşünmüştüm ama Sana'yı ilk defa böyle gördüm.

Onu böyle görmek çok acı bir şey.

Jeongyeon

Abla olarak streslisin anlıyorum.

Pekala, buluşmaya ne dersin?

Kafan dağılır belki.

Siz

Olur, daha iyi olur hatta.

Nerede buluşacağız?

Jeongyeon

Konumu atıyorum.

Konum

Siz

Tamamdır, Jeong

Yarım saate ordayım.

Evden çıkmadan önce kardeşine yiyecek bir şeyler hazırlamıştı. Tepsiye yiyecekleri koyduktan sonra odasına doğru ilerlemişti.

"Girebilir miyim?"

Cevap gelmemişti. Uyuyordu muhtemelen diye düşündü Nayeon.

Tam da düşündüğü gibi uyuyordu. Tepsiyi çalışma masasına bıraktıktan sonra küçük bir not da yazmayı unutmamıştı.

"Canının istemediğini biliyorum, lakin biraz da olsa yemelisin. ♡ "
-Ablan

Notu yazdıktan sonra tabağın kenarına koymuştu.

Aslında evden çıkmak istemiyordu. Kardeşine destek olmak istiyordu fakat Jeongyeon'un dediği gibi onun da tek kalmaya ve düşünmeye ihtiyacı vardı.

Odasına geçti ve hazırlanmaya başladı. Hazır olduğunda evden çıkmak için ayakkabılarını giyindi ve artık hazırdı.

Parle Moi De Toi | SaHyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin