ZIT KUTUPLARIN AHENGİ

Alışveriş Bağımlısı

Alev'den

Garajdan çıkarken belime sımsıkı sarıldı. Çünkü birazdan delicesine gaza yükleneceğimi biliyordu. Yolda giderken rüzgarın verdiği hissiyattaki huzuru ruhumda hissetmek hissetmek bana ilaç oluyordu. Ta ki alışveriş mağazasının önüne gelene kadar. Motorla otoparka yöneldim. Su park edeceğimi anlamış olucak ki inmesi için yavaşladığımda hemen indi. Ben de motoru park edip yanına gittim. Tabi içeri girerken illa havalı olucak ya yanında iki tane güneş gözlüğü de getirmiş.

Birisini bana uzattı. Bi gözlüğe bi ona bakmaya başladım. Anladığımı fark etmişti çünkü içinin ürperdiğini hissettim. Korkuyla yüzüme baktı. Girişte olduğumuz için çok bağırıp rezil olmak istemiyordum ama otoriter ve kalın sesimi kullanmadan da edemedim.

Alev: LAĞĞNN! BENİM EN SEVDİĞİM VE AYLARDIR ARADIĞIM GÖZLÜĞÜN SENDE NE İŞİ VAR!

Su: Alev valla dayanamadım. Arkadaşlarımla buluş-

Alev: İzin alsan sanki vermeyecektim!

Gözleri parladı. Umutla yüzüme baktı.

Su: Gerçekten verir miydin?

Alev: Tabiki HAYIR! O kadar alışveriş yapıyorsun. Alsaydın kendine bi gözlük kızım. Benimkinin üstüne niye konuyorsun?

Su: Ama seninki kadar güzel bulamadım.

Alev: Banane. Bi daha eşyalarımı aldığını fark edersem fena bozuşuruz. Ona göre. Şimdi insanların arasındayız diye tepene binmedim. Haberin olsun😒

Su: Çok sıkısın ya!

Dik dik bakmaya başladım. Bu bakış "Sabrımı zorlamaya devam edersen aklına hayaline sığmayacak şeyler yaparım" bakışımdı. Bunu o da çok iyi biliyordu. Bu yüzden biraz geri çekildi.

Alev: Paylaşmayı sevmiyorum kızım. Hadi yürü girelim şuraya yoksa-

Su: Sakın! Tamam,tamam girelim. Hadi!

Gözlüklerimizi takıp ilerlemeye başladık. AVM'ye baya havalı bi giriş yaptık ama Su Hanımın canı hiç durur mu? Tabiki, HAYIR! Hemen Dior Mağazasına koştu. Ben de bakıcısı gibi arkasından gitmek zorunda kaldım. Hayranlıkla makyaj malzemelerine bakıyordu. Sanki evde hiç yokmuş gibi. Evdeki giyinme odamızı görseniz ikiz olduğumuza şüphelenirsiniz. Onun dolabı cıvıl cıvıl çiçekli böcekli elbiseler, topuklu ayakkabılar, takılar... Bi de makyaj masası var. Ne ararsan var. Adını bilmediğim, bilsem de kullanmayı bilmediğim bir dolu makyaj eşyası... Bir de benim dolabım var tabi. Benim tarafım tam bir motorcu kız ya da tam bir Bad Gril kız havası var. Tüm eşyalarımın hepsinde siyah bulunuyor. Desenleri de kırmızı, yeşil, beyaz ya da mavidir. Neyse, bir ara oturup ayrıntılıca bizim evi konuşuruz ama önce şu alışveriş bağımlısına bakıcılık yapayım. Yoksa babamı bir de bu batırır :D

Gözlerim Su'yu aramaya başladığında parfüm bölümünün önünde parfümlere kedi gibi baktığını gördüm.

Alev: Hangisini beğendin? Hangisini alalım?

Su: Hepsini istiyorum!

Alev: Bak sinirlerimi zıplatma benim! Evde 3 raf dolusu parfüm var. Görgüsüz!

Su: Ama bunlar farklı. Hepsi yeni gelmiş.

Alev: Bak bu tarz ürünlerde erkekler gibi çeşitlilik çoktur. Bu seferki farklı dersin alırsın o parfümü kullanmaya başlarsın. Ama zamanla o parfüm senin tenine uymamaya değişik kokmaya başlar ve aynı zamanda başkasının teninde daha güzel durmaya başlar. Fiyatları ne kadarmış?

Su: Şey...

Alev: Ney?

Su: 11.000 TL

Alev: WTF!?

Mağazadaki çalışanlar ve müşteriler bakmaya başlamıştı çünkü baya sesli söylediğimi yeni farketmiştim.

Çalışan: Alev Hanım bir sıkıntı mı var?

Alev: 1. Si sen benim adımı nereden biliyorsun? 2.si evet bir sorun var.

Çalışan: Sizi tanımayan mı var? Sorun nedir?

Alev: Ünlü olduğumu düşünmüyorum ve ilk defa bir parfümün bu kadar pahalı olduğunu görüyorum. Bu parfümü aldığımızda ev işlerimizi yapıyor mu? Hayır yani, nasıl bir fiyat bu!?

Çalışan: Efendim, bunlar orijinal ürünler ve hepsi yurtdışından ithal geliyor. Gümrükte vergilerde fiyata eklenince bu kadar artıyor. Biliyorum, bu fiyata müşteriler mağdur kalıyor ama olay benim yetkim dışı.

Alev : Güzel tavrınız için sağ olun.

Su'ya döndüm.

Alev: Bir tanesini seç alalım gidelim. ve bir daha seni burada görmeyeyim. Sırf bir parfüm için bu kadar vergi veremeyiz.

Su: Ya görende bizi fakir sanar ama babamızın şirketi olan ve istediğimizi yapabilecek maddi durumu olan yine biziz.

Alev: O tatiller ve özel günler için geçerli.

Su: OFFFFFF!

Alev: Oflamaya devam mı edeceksin yoksa hiçbir şey almadan çıkalım mı?

Su: ŞŞŞŞŞ! SAKIN! Tamam, tamam seçeyim.

Alev: Peki :D

Böyle bol çekişmeli bir şekilde zar zor alışverişi bitirdik. Ben de bittim. Çıkışa kadar tüm poşetleri ben taşıdım. Neden? Çünkü Su Hanım yeni protez tırnaklar yaptırmış. Allah'tan spor yapan birisiyim yoksa bu poşetleri değil motora taşımak girişe bile götüremezdik. 20'ye yakın poşet düşünün ve hepsi sadece bir kişi için. Otoparkta motoruma doğru ilerlerken bana bakış atıyor. Umrumda bile değil. Poşetlerin hafif olanlarını direksiyona takıyorum ağır poşetleri ona veriyorum sonra kasklarımızı takıyoruz. Ben motora atliyorum o da poşetleri aramıza koyup arkama biniyor. Arkamızdaki poşetler o kadar yer kaplamış ki elleri belimi tutmak için zor uzanıyor.

(...)

Eve yorgun her gün gelmemize rağmen Su hemen eşyalarını alıp apar topar içeri giriyor. Bir de bana " Tırnaklarım daha yeni yapıldı. Zarar görsünler istemiyorum. Poşetleri sen taşır mısın?" demişti. Giderken arkasından seslendim.

Alev: Dikkat et de YENI YAPTIRDIĞIN PROTEZ TIRNAKLARINA zarar gelmesin :D

Bastırarak söylediğim yerde arkasına yan gözle bakıp göz devirince kahkaha attım. İçeri girdiğimde Su giyinme odamızda poşetleri açma derdindeydi. Ben de yatak odamıza gidip kendimi yatağa attım. Tam uykuya dalacağım sırada kulaklarımda Su'yun çığlığı yankılandı.

Su: ÇANTAM YOK!

Aceleyle yanına koştum.

Alev: Noldu?

Su: ÇANTAM YOK! ÜSTELIK CÜZDANIM DA IÇINDEYDI!

Sonra gözlerinden yaşlar akmaya başladı...

Yazardan: Kusura bakmayın bu aralar baya olay yaşandı. Ama bunun telafisini bu uzun bölümle ettiğimi düşünüyorum. Şuan değer verdiğim bir arkadaşım sevgilisiyle sıkıntı yaşadığı için baya kötü durumdaydı. Belki ona da iyi gelmiştir bu bölüm. Sizler benim için çok önemli ve değerlisiniz. Bu yazdıklarımı okumanız benim için neler ifade ediyor bilemezsiniz. Sizleri çok seviyorum ve kocaman öpüyorum. İyi geceler Aşklarımmm🌙