!!Not:Tetikleyici unsur bulunmaktadır.!!
8 gün önce;
Çağla:
"Lütfen,lütfen dokunma bana!" Ağlamaktan sesim kısılmıştı artık,ben hayatın başındayım,yolun sonundayım. Bu odadan ya cesedim çıkacak ya da masumluğumun cesedi. 16 yaşındayım,adım Çağla babamın nitelendirmesiyle satılacak bir eşya.
Gaziantep'in bir köyünde Kavurcuoğlu aşiretine doğdum,annem beni doğurduğunda 17 yaşındaydı. Çevremde hep genç çocuk yaşta evlenmiş anneler vardı. Babamın 6. Çocuğuyum en küçüğüm,babam erkek olmamı çok istemiş biz 4 kız 2 erkek kardeşiz. Nasip olmamış babam ben doğunca annemi çok dövmüş erkek değilim diye. Bizim töremizde münasip görülen kız çocuklarının akrabalarıyla,küçük yaşta evlendirilmesi.Ben mi? Evet çocuk gelinim.Bugün bir eşya olarak, 48 yaşında ki amcamla evlendirildim. Ne acı değil mi? Daha bir kaç sene önce beni kucağına alan,seven,başımı şefkatle amcamın karısı oldum. İstemedim,ağladım odalara kapandım,kapıları kitledim. Kırdılar,yıktılar,susturdular ceza olarakta kulağımdan dahi kan gelene kadar dövdüler. Şimdi iyileşir iyileşmez hemen apar topar verdiler.Bana çocukluğuma,masumluğuma,duygularıma,bedenime,ruhuma bedel görülen 2 öküz. Şuanda ne mi oluyor? Saatlerdir bana sahip olmasına izin vermediğim amcam yüzüm-gözüm görünmeyene kadar dövdükten sonra dursun diye yalvarıyorum.
5 gün önce;
3 gündür amcama,pardon kocama kölelik yapıyorum. Arada dövüyor ama hala namusuma dokunmasına izin vermedim evvela. Bugün aklıma bir tilki girdi,kaçmaya karar verdim. İstanbula gitmeye çalışacağım ya da nereye kadar gidebilirsem. Çok riskli,çok ama denemeye değer çünkü bu evde kaldığımda bir ölüden farkım yok zaten. Telefonum yok ama çarşıda bir esnaftan istedim,Ankarada kuzenim var ona haber yolladım, büyük insandır, yoldadır şuanda. Osmaniye-Gaziantep sınırından alacak beni ilk Adanada duracağız ortalık biraz sakinleşene kadar 1 gece orada kalıp,Nevşehir'e geçeceğiz orada günübirlik kalıp Ankarada yolları ayıracağız Ankara'ya kadar kaçsamda sonra ne yapacağım plansızım,tek bildiğim İstanbula gitmek istediğim.Evden nasıl çıkacağım?Geç kalırsa ne olacak? Ankara'da yakalanırsam ne olacak? Çok soru,az cevap. Markete diye çıksam,sınıra giden yönle markete giden yön aynı. Hayırlısıyla evden çıkmaya hazırlandım 2 parça kıyafet,küçük örtü,bir şişe su,700 Tl para,biricik kız kardeşimin ve rahmetli abimin fotoğrafı.
Evden çıktım amcam camdan bakıyordu ona bakmadan gittim taksi çevirdim sınıra gittim,ordaydı Aysima'm canım kuzenim.
3 gün önce;
Şuanda bir trendeyim,İstanbul'a giden bir trende. Ben kaçalı iki gün oldu,ortalık ayaklanmış tabii haberler geldi. Geri dönersem ölümümü ellerimle getiririm ya gideceğim ya öleceğim. Hayatımda ilk defa özgür hissesiyorum kendimi. Bir kuş kadar hafifim sanki uçuyor gibiyim,kurtuldum.
Şimdi;
Saat 21.00 deniz kenarındayım,çok şükür İstanbul'dayım. 3 gündür burdayım açık camiilerde konaklıyorum ,paramı idareli kullanıyorum karnım tok İstanbul'u geziyorum,kaçıyorum. Yanıma biri mi yaklaştı? Koşarak uzaklaşıyorum. Babamın adamları çıkar bir yerden Allah korusun beni alıp götürürler,öldürürler. Çalışmaya başladım biliyor musunuz? Halı yıkıyorum,para kazanıyorum. Zor buldum iş yok hiç bir yerde az maaşa çok iş veriyorlar mecbur yaşamak için bu işe razı geldim.
Denizi izliyorum. İstanbul ne güzel yermiş? Ay'ın ışığı bile ayrı güzel vuruyor. Bir denizi var, kelimler yetmez dalgalarını anlatmaya, ne heybetli dalgalar savrulur anlatamam. Kayalıklara göz gezdirirken bir karartı fark ettim kayalığın en ucunda biri kendini mi atıyordu? Yerimden fırladım koşarak yanına gittim ve omzundan tuttum.
"Dur! Atlama!"
Adamı omzundan tutup hiddetle geriye savurdum ben kayalıkların ucuna o ise geriye doğru yere savruldu. Kalkıp hızla yanına gittim çocuğun etrafına baktım.
"Yaralandın mı? Neden atlamaya çalışıyorsun deli misin sen? Sakın!"
Omuzlarından tutup gözlerine baktım.
Umursamaz ve şaşkın bir tavırla bana döndü.
"Yaşamak için sebebim kalmadı."
Dedi. Yüzüne şokla baktım,kaldırdım ve banka oturttum. Çantamdan su çıkarıp verdim ve yanına oturdum.
Ç;Adın ne?E;Egemen.
Ç;Memnun oldum Çağla bende. Ne yaşadın bu kadar? Neden atlamak istiyorsun Egemen?
E;Ölsem kimsenin haberi bile olmaz. Şu koca dünyada beni tanıyan bir sen varsın şuanda. Ailem yok,dostum yok,tanıyanım,görenim yok.
Ç;Hayat yaşamaya değer çocuk.
Yanından kalktım çantamı koluma takıp uzaklaştım.Egemen;
"Hayat yaşamaya değer çocuk." Hayat yaşamaya değer miydi? Yaşasam mutlu olur muydu? Yaşamalı mıydım? Yaşamalıydım,çünkü hayat yaşamaya değerdi. Şimdi o kız nerede bilmiyorum ama karşıma çıksa vazgeçtim yaşıyorum yaşayacağım derdim. Yaşam umudu oldun bana derdim. Şimdi o kızı bulmak olsun amacım, o nasıl bir hayat yaşıyordur acaba? Mutludur umarım. Madem yaşıyorum,bir amacım olsun.
Şimdi hayatımda ilk defa bir arayış içerisindeyim, o kızı ve amacımı arıyorum,ben benden çalınan hayatımı arıyorum.9 Şubat 2015
Bugün günlerde benim doğum günüm. Öyle mutlu uyandım ki bence babam bugün beni dövmez hem bugün benim doğum günüm. Babam hatırlamaz belki ama olsun söylerim belki sarılır bana. Annem biraz hasta bugün başı kızarmış yüzünde morluklar var düştüm dedi ama bence babam onada vurdu, canı yanmıştır. Abim anneme ilaç almaya gitti annemin başı ağrıyormuş. Annemin aklına gelmez belki ama abim unutmaz.Tüm gün babam ve abim eve gelmediler,annem biraz kötüleşti ama gelirler belki pasta falan alıyorlardır süpriz yaparlar bana. Saat 22.54 olmuş abim daha gelmedi babam geldi yine içmiş,hemde çok içmiş. Anneme bağırdı dedi ki "Ben sana ne dedim kadın!? Ben bu eve gelmeden yemek yapılacak!" Sonra anneme tokat attı,saçından tuttu odaya girdiler kapıyı kitledi babam. Çok bağrıyor annem çığlık atıyor kapının önünde ağlıyorum ama çare olmuyor komşularda erken yattılar sanırım duymadılar bizi, gittim kapılarını çaldım duymadılar herhalde açmadılar. Çok ağladım saat iyice geç oldu. Abim geldi biraz önce eve girdiği gibi elindeki poşetleri savurup kapıya vurmaya başladı. Poşetleri yerden aldım ilaş poşetleri ve bir pasta 9 yazıyor hemde abim unutmamış. Poşetleri masaya koydum sonra kapının biraz gerisine oturdum ağlmaya devam ettim.
Abim kapıyı kırdı içeri girdi annemi kucaklayıp salona koltuğa getirmeye çalıştı babam abimede vurmaya başladı bu sefer ben önüne geçtim abimin bu sefer ben koruyacağım onu. Babam bana vurdu çok sert vurdu kenara fırlattı abim annemi yere bıraktı annemi yanıma çektim zar zor sarıldım anneme kokusunu içime çektim. Annem miydi? Belli olmuyordu o kadar kan vardı ki, yüzü görünmüyordu elimi burnuna koydum nefes almıyordu daha çok ağladım. Babam ve abim dövüşüyorlardı babamın çekmecesine uzandı elim. Silahı aldım elim titreyerek babama doğrulttum, "Dur yoksa vururum!" Diye bağırdım ikiside durdu. Babam korkulu anlamaz ve alaycı gözlerle bana baktı, yanıma yaklaştı saçımdan tutup kafmı geriye çekti altına alıp dövmeye başladı beni. Derken bir patlama sesi, ve babamın cesedinin üstüme düşmesi. Babamın cesedini ittirip kalktım abim yere çökmüş ağlaya ağlaya silahı yere attı.
Yanına gittim,sarıldık abimle. Anne ve babamın cesedi abimin titreyen bedeni camdan vuran kırmızı mavi ışıklar meraklı komşularla çevrili evimiz. Polis içeri girdi sonra abimi aldılar benden bir gece hem çocukluğumu hem annemi hem babamı hem abimi aldı benden.
19 eylül 2018
Yemekhanede oturuyorum, birazdan sosyal hizmetler görevlisi ile abimi görmeye gideceğiz çok özledim abimi. Daha çıkmasına 17 sene var. Tek varlığım abim benim başka kimsem yok., arkadaşım yok,sevenim yok,bilenim yok. Telaşla içeri hizmetli Mahriye abla girdi, "Egemen Gülcüler hanginiz?" Dedi. Yerimden kalktım "benim?" Dedim,yanıma geldi omzularımdan tutup sıkıca sarıldı, "Başın sağ olsun oğlum." Dedi, şokla ona baktım kekeleyerek "a-abim?" Dedim, başını salladı. Dizlerimin bağı çözüldü yere bıraktım kendimi bağırarak ağlamaya başladım tek varlığımda gitmişti. Sonradan öğrendim kalp krizi geçirmiş ambulans bile gelmeden vefat etmiş ve biliyor musunuz kimsesizler mezarlığına gömüldü benim abim.Benim başına bir şey gelir diye korktuğum abimi,toprak kopardı benden. Şimdi bomboşum artık. Dalgaları izliyorum dinliyorum gök yüzüne bakıyorum nefes alıyorum bir vasfım yok bu hayatta.
2 ay önce yurttan ayrılmam gerektiği söylendi abimin bana vasiyet bıraktığı eve yerleşmek zorunda kaldım. Şimdi yaşıyorum bir şekilde bir çift göz döndürdü başımı yoksa iyiyim. Yanlız o kızı ben bir yerden tanıyorum ama nereden bilmiyorum. Belkide kalbim onu hep tanımışcasına güvendi ona. Bekliyorum şimdi, bir gün o kızın yine karşıma çıkmasını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul'un Gözleri
Novela Juvenil2 kişininde ağızından yazılmış bir hikayedir. Bir töreden kaçan,ailesinden ve geçmişinden 16 yaşında bir kız,İstanbul'da yanlız başına.Herkesten korkuyor biri çıkar onu geri götürmeye çalışır diye,her şeyden korkuyor kaçıyor.Çağla aslında bir umut a...