3. Bölüm: GÜZELİM

14 2 0
                                    

İYİ OKUMALAR DİLERİM,
YORUM YAPMAYI VE OYLAMALARINIZI UNUTMAYINNNNNNNN...









5 yıl önce

"Yeter artık senin saçmalıklarını dinleyemem." diye bağırma sesleri duyuyordum odamdan. Bu annemin sesiydi. Yine babamla kavga ediyorlardı, ama bu sefer çok farklıydı annem çok sinirliydi bu sefer.

Ben her zaman yaptığım gibi onların seslerinden uzak kalmaya çalışarak, yatağa yatıp yorganımı üstüme, yüzümü kapatacak şekilde örttüm. Ve seslerden uzak kalmaya çalıştım, o sırada uyuya kalmışım. Ben uyuduktan sonra ne oldu, ne bitti bilmiyorum ama uyanışım bir felaketti sanki. Annemin sesiyle uyandım. Annem ağlıyordu, ağlayarak benim dolabımdan eşyalarımı alıyordu.
Babam onu durdurmaya çalışıyor gibi kolumdan tutmaya yelteniyordu ama annem izin vermeden kolunu hemen çekiyordu.

Ne oluyordu burda? Evet nerdeyse her gün kavga ederler ama bu sefer farklıydı. Bu sefer hiç ağlamayan annem ağlıyordu. Hep bağıran babam susuyordu. Annem benim eşyalarımı toplamaya başladığında babamın gür, sinirli sesini duydum "Tamam, Allah kahretsin, tamam ben gidiyorum. Mutlu Mesut yaşa kızımla..."dedi, ve odamdan çıktı o an babam. Aşağıda çıkış kapısından ses gelince anladım ki babam gitmişti.

O günden sonra bir kez bile ne evin önünden geçti ne evin içine girdi. Gidiş o gidişti, babam bir daha geri dönmedi.

...

ŞİMDİ

Miraç o kadar sinirliydi ki, gözü dönmüştü sanki. Gözüm, bir kırılan telefonda bir sinirden gözleri kıpkırmızı olmuş Miraç'daydı. Şuan öyle bir şey yaşanıyordu ki ne oluyordu ne bitiyordu ufak bir fikrim bile yoktu. Ama çok kötü şeyler olduğu belliydi.

Üstümdeki şoku atlatarak Miraç'ın yanına gittim ve dizlerimin üstüne çöküp ellerini tuttum. Evet ellerini tuttum, yanlış duymadınız ben Miraç'ın ellerini tuttum.
Yaşadığı şok, yüzünden belliydi. Bir ellerimize bir bana bakıyordu. Sanki 'ne yapıyorsun, ne oluyor?' der gibi. Ee ne yapayım başka türlü sakinleşecek gibi değil.

"N'oldu Miraç? Ne duydun o telefonda? ne seni bu hâle getirdi?" Dedim. Ela gözlerinden akan yaşlar önce yanağından sonra boynundan süzülmeye başladı. Evet Miraç ağlıyordu, ama üzüntüden mi yoksa sinirden mi bilmiyordum ama ağlıyordu. Nedense bu hâli beni çok acıtıyordu. Hep böyle olmuştur. Çocukluğumdan beri her ağlayanı gördüğümde ya bende ağlar ya da ağlayamaz içimin acısıyla izlerdim karşımdakini. O kişinin yanımda durur, teselli ederdim. Hâlâ da öyle, sokakta bir yabancı bile olsa böyleydim ve böyleyim.

Sulu gözlerle bana bakarken "canım acıyor Eylül, canım çok acıyor." Diyerek bana sarıldı. Bir saniye, bir saniye Miraç bana mı sarıldı? Niye sarıldı? Daha bir kaç saat önce tanıştığı birine neden sarıldı? Kızım salakmısın sende çocuğun elini tuttun. Ama olsun bu şok geçirmeyeceğim anlamına gelmiyor.

Bugün yaşadığım şoklar yetmiyormuş gibi birde Miraç'ın bana sarılmasının şokunu yaşıyordum. Hiç bir şey yapamadım o an. Tabii ki sarılmasına karşılık vermedim, ama kendimdende çekmedim.

En son o kendini çektiğinde "ö-özür dilerim, çok özür dilerim." Diyerek ayağa kalktı. Evet bana izinsiz sarıldığı için özür diliyordu. Ama şuan bunu düşünemeyecektim. Çünkü Miraç bugün hiç şahid olmadığım kadar kötü şuan. Ne kardeşinin yok olduğunda, ne o fotoğraf atıldığında bu kadar kötüydü, şuan bambaşka bir hâlde.

Kalktı gidiyordu ki, kalkacak halim yoktu Miraç'la beraber Ezgi ve bende çok kötü olmuştuk. "Miraç dur!" Dedim. Bunu duyan Miraç durdu. Ama arkasını dönmedi. Sırtı bana dönükken "Dur! Ne olduğunu anlat bize, bilelim. Sonra git bul kardeşini tamam ama, önce anlat ne oldu?" Dememle, arkasını yavaş yavaş dönmeye başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sarmaşık YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin