"Kızlar!" diye bağırdı Duygu dans salonunun diğer ucundan.
Koşarak yanımıza geldi ve telefonunu bize uzattı.
"Bakın! Hayranlar Jongin ile çift bilekliğimizi fark etmiş!"
Kahkaha attı.
"Çok güzel şeyler yazmışlar. Bizi destekleyen o kadar çok kişi var ki!?
"Bu çok güzel bir şey!"
"Sonunda!"
Bir kaç gün önce Duygu ve Jongin çıkmaya başlamıştı. Tabi bunu sadece evdekiler biliyordu. Başkan sert bir dille başka bir ilişki istemediğini söylemişti bu yüzden Duygu ve Jongin ilişkisini gizli tutuyorduk.
"Ama Duygu dikkatli olmalısınız. Başkanın kulağına giderse iyi şeyler olmayabilir." diye uyardım onu.
"Haklısın."
Bir süre dansa çalıştıktan sonra dışarı çıktık ve ses stüdyosuna doğru yürümeye başladık. Bu sıralar gerçekten çok sıkı çalışıyorduk. Bu kadar sıkı çalışmaya alışık değildik. Bir anda önümüze atlayan Jongin'le Duygu çığlık attı.
"Ay! Korkuttun." dedi koluna vurarak.
"Üzgünüm." dedi Jongin gülerek.
"Neden geldin?" diye sordu Duygu.
Bir kolunu Duygu'nun omzuna bir kolunu ben ve Zeynep'in omzuna attı.
"Neden mi? Tabi ki sizi görmeye geldim." dedi gülerek.
Aslında 'Neden mi? Tabi ki seni görmeye geldim' demek istemişti ama kameralar olduğu için bizi de eklemişti. Buna alışmıştık artık. Duygu gülümsemesine karşılık verdi. Gerçekten hiç belli etmiyorlardı sevgili olduklarını. Ses stüdyosuna geldiğimizde ben ve Zeynep önden gittik.
"Minho ile aranız nasıl?"
"İyi. İki gün sonra ikinci yılımıza giriyoruz."
"Oldu mu o kadar ya?"
"Evet." dedi gülümseyerek.
"Ee ne yapacaksınız?"
"Bilmiyorum bu konuyu hiç açmıyor. Umarım bir sürpriz yapar." dedi gözlerini kısarak.
"Yapar yapar." dedim gülerek.
"Şarkıyı nasıl söyleyeceksiniz çok merak ediyorum." dedi Jongin sandalyeye kendini bırakırken.
"Sen de mi dinleyeceksin?" diye sordum şaşkınlıkla. Utanırdım ben. Biri bana bakarken şarkı söyleyemezdim. Konserde de binlerce hayran izliyordu ama ne bileyim şimdi tuhaf geldi.
"Evet."
"Utandın mı?" dedi kapıdan giren Kris.
"Neden utanacakmışım?"
"Bence de utanma. Sonuçta sen bir şarkıcısın."
Ona gözlerimi devirip kayıt yapacağımız bölüme geçtim. Çok biliyordu o!
••••
Kendime not: Kayıt yapacağın yere asla EXO'yu getirme!
Kayıt yapana kadar az kalsın katil oluyordum! Kris ve Jongin yetmezmiş gibi diğer EXO üyeleri de gelmişti ve benim hepsine susun demekten sesim kısılmıştı! Bir ara dayanamayıp hepsine girişmiştim ki zor ayırdılar.
"Allie." dedi Baekhyun tatlı bir şekilde gülümseyerek kafasını uzatırken.
"Çok gürültü yapıp kayıt yaptırmadığım için özür dilerim."
"Ben de sürekli şakalar yapıp Baekhyun'a katıldığım için özür dilerim." dedi Chanyeol.
"Ya! Neden özür diliyorsunuz? Bu onun sorunu."
En sert bakışlarımı Kris'e gönderdiğimde gülümsemeye çalıştı.
"Özür dilerim."
"Bizi affettin mi?" dedi Jongdae kolunu omzuma atarak.
Üç saat boyunca hiç konuşmamam gerektiğini biliyorlardı ve beni konuşturmaya çalışıyorlardı! Neden bu kadar kötü olmak zorundasınız?
"Onun üç saat boyunca konuşmaması gerekiyor unuttunuz mu?" dedi kurtarıcım Soo.
Hepsi sustuğunda Duygu konuştu.
"Temizlik yapalım. Ev kötü oldu."
"On beş erkekle böyle oluyor." dedi Zeynep. Tam da söylemek istediğimi söylemişti. Bu iyi olmuştu, içimde kalmamıştı. Duygu gülümseyerek yanıma geldi.
"Gruplara sen ayır."
Ona 'dalga mı geçiyorsun?' bakışlarımı attım. Konuşamıyordum nasıl gruplara ayırabilirdim? Duygu anlamış bir şekilde ayağa kalktı ve elime kağıt kalem tutuşturdu. Ben gruplara ayırırken Guk koşarak içeri girdi.
"Kızlar temizlik yapamaz!" diye bağırdı içeri girerken.
"Neden?!" diye sordu bütün erkekler.
Çaktırmadan gülümsedim.
"Çünkü onlar izinli. İyi dinlenmeliler ki diğer günler aralıksız çalışabilsinler. Hem on beş tane erkek var siz halledersiniz. Kızlar odalarınıza geçin."
Sesimin kısılmasına neden olan kişilere bakıp güldüm. Çok kötüydüm! Odama gittiğimde kendimi yatağa attım ve telefondan izlediğim diziyi açtım. Onlar orada temizlik yaparken ben burada tabi ki de keyif yapacaktım!
-O-
"Bu da uyumuş." dedi Taehyung Aleyna'ya bakarken.
"Diğer kızların yanına taşıyalım." dedi Hoseok.
"Diğer ölülerin yanına atalım." dedi Sungyeol gülerek.
Kyungsoo ve Kris'in sert bakışlarına maruz kalınca sustu. Kris Aleyna'yı kucaklayıp kızları topladıkları odaya götürdü.
"Baya yorulmuşlar herhalde baksana hemen uyuyakalmışlar." dedi Jongdae kendini Aleyna'nın yatağına atarken.
"Yatağı çok rahatmış. Benimki bu kadar rahat değil."
Kyungsoo ayağıyla Jongdae'yi dürttü.
"Kalk."
"Biraz daha yatayım."
"Kalk." dedi Kyungsoo ona dik dik bakarak.
"Tamam kızma." dedi Jongdae ayağa kalkarken.
Neredeyse bütün evi temizlemişlerdi.
"Çok yoruldum. Üç saattir temizlik yapıyoruz." dedi Minho sızlanarak.
"Çocukluk yapmasaydınız şimdiye bitmişti." diye atar yaptı Myungsoo.
"Bizim suçumuz yok ev çok büyük."
"Tamam susun. Bu odayı temizledikten sonra temizlik bitiyor."
"Temizlik bittikten sonra tavuk yiyelim." dedi Jongin parlayan gözleriyle.
"Yine mi tavuk?" dedi Hoseok dehşete düşmüş bir şekilde.
"Tavuk yemeyeli saatler geçti. En son temizliğe başlamadan önce yemiştik." dedi Jongin kendini korumaya çalışarak.
"Tavuk yemek istemiyorum."
"Ben de."
"Siz yemeyin. Ben yerim."
"Sadece camlar kaldı. Kim silecek?"
Kimseden ses çıkmayınca bütün gözler Jongin, Minho ve Kris üçlüsüne döndü.
"Siz hiçbir şey yapmadınız camları silin." dedi Myungsoo ve ardından hepsi hızlıca orayı terk etti.
"Bildiğin kaçtılar!" dedi Minho.
"Yapacak bir şey yok. Kolları sıvayın." dedi Kris durumunu kabullenerek.
"İç camları ben silerim. Dış camları da sen sil Kris."
"Ben mi? 1.87 boyla oraya nasıl çıkmamı bekliyorsun?"
Gözleri Jongin'i buldu.
"En kısamız sensin sen sil."
"Minho'dan uzunum ben. Ben 1.82 Minho 1.81 boyunda."
"O zaman sen sil." dedi Kris Minho'ya dönerek.
"Camı en uzun olan silse daha iyi olmaz mı? Kolların da uzun ben şimdi yetişemem oralara."
"Aynen ben de. Hem en büyüğümüz sensin sen daha iyi yaparsın."
"Büyüğünüze iş mi yaptırıyorsunuz?! Sizi saygısız veletler."
"Havaya girdi." dedi Minho gülerek.
"Neye gülüyorsun? Oraya çık ve camları sil."
"Taş kağıt makas yapalım ilk kaybeden dış camları siler."
"Tamam."
"Taş,kağıt,makas!"
Kris makas diğerleri taş yapınca huzursuzca cama doğru ilerledi.
"Kaybettiğime inanamıyorum." diye söylendi kendi kendine.
"Ya! Burası çok yüksek düşersem ne olacak?"
"Umarız ki düşmezsin."
Onlara kötü bakışlarını yollayıp cama çıktı. Hayranların çığlıkları odaya dolarken Kris gülümsedi.
"Hayranlar beni seviyor."
Kris camı silerken Minho video Jongin fotoğraf çekiyordu.
"Bu ölümsüz bir an olmalı." dedi Minho gülerek.
"Kris cam siliyor!" dedi Jongin ona katılarak.Aleyna'dan~
Kahkahalarımız bütün eve yayılırken gözümden akan yaşı sildim.
"Kris'i cam silerken göreceğim hiç aklıma gelmezdi." dedim gülmekten ağrıyan karnımı tutarken.
"Ya! Yeter bu kadar kapatın."
Kris televizyonu kapattıktan sonra bile hepimiz gülüyorduk.
"Keşke uyumasaydım da ben de görseydim."
"Biz uyumadığımız halde görmedik." dedi Sungyeol gülerek.
"Çünkü tavuk yiyorduk."
"Bensiz?!" diye sordu Jongin dehşetle.
"Hani yemeyecektiniz?"
"Üzülme Kai, Minsu sana alır." dedim pis pis gülerek.
Minsu kızarırken herkes kahkaha attı.
"Bugün çok eğlendim. Yurda geri dönüyorum." dedi Baekhyun ayağa kalkarken.
"Tekrar gelme."
"Geleceğim."
Baekhyun gittiğinde herkes kendi halinde takılmaya başladı. Ben Jongdae ile playstation oynuyordum, Duygu ve Jongin bir konu hakkında konuşuyordu. Zeynep ve Minho Zeynep'in telefonundan pür dikkat bir şey okuyordu. Muhtemelen antilerimizin yazdığı şeyleri okuyorlardı. Hoseok, Taehyung, Sungyeol, Myungsoo televizyondan açtıkları kız grubunun dansını yapmaya çalışıyorlardı ve Jun onları videoya çekiyordu. Hepimiz kendi halimizde takılıyorduk işte. On beş erkekle yaşamak her ne kadar zor olsa da güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Make A Dream (EXO Fanfiction)
FanfictionÜç Türk kız katıldığı seçmelerden geçip Kore'ye gidiyor. Hayallerine bir adım daha yaklaşan Aleyna, Duygu ve Zeynep bu yeni hayata ayak uydurabilecek mi? 18.04.2015