°
Hafta sonu planladıkları müzik grubu seçmeleri için zilin çalmasıyla beraber Riki'yi de alıp sınıftan çıkmıştı Jungwon. İlk teneffüste Karina ile konferans salonundaki müzik aletlerini ve mikrofonları ayarlamakla uğraşmışlardı. Bu yüzden seçmeleri ikinci teneffüste başlatacaklardı.Okullarının her yıl düzenlediği bu Kış Festivali'nde on birinci sınıflardan çoğu kişi pek uğraşmak istemez, yiyecek içecek getirip düzenlenen oyunlara katılır ve müzik grubunu bir sene boyunca eleştirmek ya da övmek için onları dinlerdi. Anlayacağınız bu festivale katılım on birinci sınıflardan fazla olmazdı. Son seneleri olduğu için her etkinliği bir anı olarak gören on ikinci sınıflar da bu festivale katılamayacakları için müzik grubu seçmeleri çok daha basit olacaktı.
Konferans salonunun kapısını açtığında herkesin çoktan gelmiş olduğunu görmüştü Jungwon. Koridorun en sonundaki sınıf onların olduğu için geç kalma bahaneleri vardı en azından.
"Jungwon-ah, seçme yapmamıza pek de gerek yok gibi duruyor. Sadece bateri ve vokal için ikişer kişi katılmış."
"Kaç gruba ayırdınız ki?"
Eujioo'nun söylediklerine karşılık merakla sormuştu Jungwon. Eğer durum böyleyse sadece Riki ve diğer arkadaşları dinleyip işin içinden sıyrılabilirlerdi.
"Şimdi, Sungho klasik gitar istiyormuş, vokal isteyen Yujin ve Sunoo'dan birini Sungho'yla eşleştiririz. Diğeri de Minjeong ve Nicholas'la bateri çalacak arkadaşa katılır. Piyano ve keman isteyenleri de direkt eşleştirdik zaten."
Koltuklara oturmuş kişilere hızlıca bir göz gezdirdi Jungwon.
"Tamam o zaman. Önce vokalleri dinleyelim mi? Ya da kendi aranızda anlaşırsanız ayarlayabiliriz."
"Aslında, Sungho'yla ortaokulda arkadaştık ve birlikte sahneye çıkmışlığımız var. Sunoo da okeylerse Sungho'yla çalışmak istiyorum ben."
Kısa saçlı kızın söylediklerini dinledikten sonra herkes onu onaylayıp Sunoo'ya dönmüştü. Sunoo da tüm bakışların üstünde olduğunu fark edip onaylamak için yavaşça kafasını sallamıştı.
"Bunu da ayarladığımıza göre, Sunghoon ve Riki arasında seçim yapıp dağılalım artık lütfen."
Sunghoon ve Riki arasında geçen kısa bakışmadan sonra Sunghoon bateri sandalyesine çoktan geçmişti bile. Bagetleriyle birkaç kez ritim tuttuktan sonra gitarı çalmaya başlayan Minjeong'a ayak uydurmaya başlamıştı.
Sunghoon çalmayı bitirdiğinde o çalarken dikkatle onu dinleyen Riki de oturduğu koltuktan kalkmıştı. Sunghoon yerini Riki'ye bırakınca Riki parmaklarını kıtlatarak bateri sandalyesine oturmuştu. Parmaklarını birbirine kenetlemiş bir şekilde kendisine bakan sarışın çocuğu görünce pek onda oyalanmamaya karar vererek bagetleri eline almıştı. Minjeong da çalmaya başlayınca Sunghoon'da fark ettiği hataları yapmamaya çalışarak çalmaya başlamıştı.
"Evet, kimi seçiyoruz?"
"Gitarist arkadaşlar karar versin buna bence."
Riki'den gelen öneriyle bu sefer ilgi Minjeong ve Nicholas'a dönmüştü.
"Riki diyorum ben."
"Ben de Riki diyorum."
Kazandığı için gülümseyerek Jungwon'a bakan Riki, sarışın çocuğun rahat bir nefes verdiğini fark edip sırıtmıştı. "Bu çocuk ne iş?" diye geçirmişti içinden.
Zilin çalmasıyla beraber Jungwon herkesi sınıfına yollamak için ellerini çırpmıştı.
"Tamam, bunu ayarkadığımıza göre işin gerisini müziği yapacak arkadaşlara bırakıyoruz. Gruba yazacağım ben diğer şeyleri de."
Herkes bir ağızdan onayladığını belirtip sınıflarına geçmek için konferans salonundan ayrılmıştı. Koridorda yürürken Riki'nin bir anda kolunu omzuna atmasıyla Jungwon dirseğini Riki'nin karnına geçirip ondan acı dolu bir inleme kazanmıştı.
"Hayrola, ne isteyeceksin yine çocuk?"
"Sarışın olan arkadaşın Sunoo olduğuna emin miyiz?"
"Çakma sarışın be o."
"Ya sonuç olarak sarışın şu anda Jungwon. Soruya odaklan."
"Evet de, neden sordun ki?"
"Konferans salonunda bana bakıp durdu da ondan. Benim çalacağımı duyunca da rahatladı resmen. Kesin aşık bana."
"Aman, sus. Sevgilisi Heeseung bir yerden çıkıp dövmesin seni."
Birlikte bir süre gülüştüklerinde çoktan sınıflarının önüne gelmişlerdi. Jungwon kapıyı açmadan önce Riki konuşmuştu.
"Numarası var mı sende?"
"Bende yok ama müzik grubu için illaki alırsın numarasını zaten. Mal mal işlere de bulaşma çok ciddiyim."
"Geçenki konuşmadan sonra merak ettim sadece o kadar. Dedikleri kadar var mıymış ona bakacağım canım."
Jungwon ona göz devirdikten sonra onaylamaz bir şekilde kafasını sallamıştı. Kapıyı açıp sınıfa girdiklerinde ise çoktan sınıfa girmiş öğretmenlerine durumu açıklayıp yerlerine geçmişlerdi. Riki'nin aklı ise tüm ders boyunca sarışın çocuktaydı.
Teneffüs zili çaldığında Riki hızlıca yerinden kalkıp ona kıyasla ön sıralarda oturan Jungwon'un yanına gitmişti.
"Sunoo hangi sınıftaydı?"
"E şubesinde ama bu teneffüste kantine gidiyor çoğunlukla. Sınıfta yoktur yani."
"Ben gerçekten korkuyorum sizden. Neyse, gidiyorum ben. Hyunglara söylersin gelirlerse."
"Seni düşüneceklerini sanman ne kadar tatlı Riki."
Jungwon'a vuruyormuş gibi yaptıktan sonra vakit kaybetmemek için kantine doğru ilerlemişti Riki. Gerçekten de sarışın çocuk kantin sırasında bekliyordu.
"Diş macunlu çikolata yemek için kantin sırası beklemek koyardı bana şahsen."
"Pardon?"
"Bana da bir çikolata ısmarlasan diyorum? Diş macunsuz olanından."
"Git sıraya gir ve kendi paranla al, uşağın mı var senin burada?"
Karşısında ona sinirle bakan çocuk haricinde üstünde hissettiği bakışlardan rahatsız olmuştü Riki. Etrafına hızlı bir göz attıktan sonra Sunoo'ya dönmüştü yine.
"Çikolata vermesen de numaranı vermek zorundasın müzik grubu için beyefendi. Numaranızı alabilir miyim?"
"Nicholas grubu kuracağını söylemişti."
"Ben kurayım diyorum işte. Numaranı ver sen."
Sıra gittikçe azalırken Riki de Sunoo'yla birlikte ilerliyordu.
"Ya yürü git. Vermiyorum numaramı falan. Seninle mi uğraşacağım bir de ya?"
Sesini gittikçe yükselten çocukla beraber dikkatleri daha fazla üstlerine çekmemek amacıyla omuzlarını silkerek bir şey demeden uzaklaşmıştı Riki. Nasıl olsa gruptan her şekilde alacaktı numarasını. O sadece gerçekten kendisine ilgi duyup duymadığını ölçmeye çalışmış ve arkasında ona küfürler eden bir çocuk bırakarak gitmişti.
...
gecenin bi saati bolum atmak kadar eglenceli bir sey yok biliyor musunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Because I Liked A Boy | Sunki
أدب الهواةGuess I don't have a choice, all because I liked a boy.