Sabah telefonun sesiyle uyandım arayan barış tı
- Alo
+Alo ezgi günaydın nasılsın uyandırmadım umarım
- yok canım ya uyanıktım zaten
( bu arada çok pis bi yalancıyım )
+ ya ben dün gelemedim ya dünkü soruşturma hakkında sende ki belgeleri ödünç alabilir miyim acaba müsait sen
- hm tabi müsait im gelebilir sin
+ peki görüşürüz ozaman
- görüşürüz
Telefonu kapattıktan sonra hemen üstümü değiştirdim üstüme beyaz tshort altınada dar kot pantolonumu giydim ve kahvaltı hazırlamaya başladım
Sahi barış niye sabah sabah dosyaları almak için bana geliyoki yada niye benden istiyor bu çocuk benden hoşlanıyormu ne.
aman ezgi saçma lama hem hoşlansada umurumda değil daha eski sevgilimi bile unutamamışken yeni bir ilişki düşünemiyorum bile zilin çalmasıyla düşüncelerim den sıyrıldım
Gelen barıştı
beyaz üzerine tam oturmuş bir gömlek altında da hafif dar kot vardı hoş görünüyordu ama bu ondan hoşlanıyorum anlamına gelmez sadece hoş çocuk ama onu daha tanımıyorum bile
+ merabaha rahatsız etmiyorum umarım
- hayır içeri geç sene
+ ee nasil gidiyor bakalım kaç gündür göremiyorum seni iyi sin diyimi
- evet iyiyim dün sende yoktun
+ evet önemli bir işim çıktı da
- hm anladım
Sonra odada bi sessizlik oldu
- ee birşey içermiydin
+ hayır almıyım sağol
-barış sana birşey sorucam
+ evet seni dinliyorum
- babam hakkında ne biliyorsun
+ hm nerden bile bilirim ki babanı tanımıyorum bile
( Ne yani yoksa mira bana yalan mı söylemişti yada barış mı şuan bana yalan söylüyordu )
- bana yalan söyleme barış ben her şeyi biliyorum
Babamın eski MİT başkanı olduğunu da
( sesim biraz yüksek çıkmıştı sinirlenmiştim gözlerime baka baka bana yalan söylüyordu )
