"Artık benimlesin. " Bu cümle kafamda takla atarken ne demek istediğini tam olarak anlamıştım.
Amcam mı demeliydim bilmiyorum ama o adamdan nefret ediyordum. Başıma ne sikim geldiyse onun yüzünden geliyordu.
Üç katlı kocaman eve girerken nasıl hissetmem gerekiyordu bilmiyordum. Amcamın beni satmasına mı üzülmeliydim yoksa ondan kurtulduğuma sevinmeli miydim hiç bilmiyordum.
Onu takip ediyordum. "Odan burası ama burada uyuman gerekmiyor. "
Bu da ne demekti şimdi?
İçeri girdiğimde mükemmel dekore edilmiş, grinin tüm tonları mobilyalara işlenmiş olan bi oda görmeyi beklemiyordum.
Oda harikaydı. Ama neden? beni satın almıştı sonuçta beni kullanacaktı. Bana baktığını hissediyordum galiba tepkimi merak ediyordu.
Ama ben tepki veremiyordum. Bakışları derinleşmeye başlamıştı ve ben o bakışları iliklerime kadar hissettim.
"Oda cok güzel gerçekten ben mi uyuyacağım burda? "
"Dediğim gibi burada uyuman gerekmiyor."
Bu ne demekti burası odamsa niye burda uyumuyordum?
"Bu da ne demek? "
"Bu yataktan daha rahat yerler var demek. "
Ben dediklerini algılamaya çalışırken "içeri geç" Dedi. Odayı inceliyordum. Gri ve beyazın karışımı bu oda beni büyülemişti.
Yatağa doğru yaklaştığımda yatakta bi pijama takımı gördüm.
Gözüyle yataktakini işaret ederek "Bu senin, benim yanımdayken bunu giyeceksin. " Dedi elimdeki ayıcıklı pijamaya bakıyordum.Çok tatlıydı. Yüzümde tebessüm oluşmuştu.
"Sevdin mi? "
Beğendiğimi görebiliyordu ama bunu birde benden duymak istermiş gibi sormuştu bu soruyu " Evet çok tatlı teşekkür ederim. "
"Tamam" der gibi başını salladı. "Sen biraz odayı incele hemen gelirim. "
O gitmek üzereyken fark ettiğim şeyle düşündüm. Daha adını bile bilmiyordum."Adın ne? "
Arkasını dönüp yüzüme baktı. Şüphe içindeymiş gibi bir hali vardı. Sonra pes ederek "lee minho" dedi. İsmi hoşuma gitmişti. Boyle bir adama tam anlamıyla uyan bir isimdi.
Öylece gitti. Bende bu griler içindeki konforlu ve hoş odada yalnız kaldım. Üstümdekilerle yatağa girmek istemediğimden üstümü değiştirdim. Ayıcıklı pijamam çok rahat ve tatlıydı.
Birinin bana özel birşey alması beni sevindirmişti. Minho benim için değil sırf üstümde görmek istediği için almış olsa bile bu beni mutlu etmişti.
Çaresiz bir mutluluktu bu. Ama bu bile bana yeterdi. Ayıcıklı pijamamla yatağa girince tüm yorgunluğumun beni terk ettiğini hissettim.
Sürekli yorgun ve halsizdim, herşey beni yoruyordu. Sürekli yorgundum. Hiç bi zaman tam anlamıyla rahat ve huzurlu hissetmemiştim.
Ama şuan hiç bişey umrumda değildi ve hiç olmadığım kadar rahat hissediyordum.
Göz kapaklarım yavaş yavaş kapanıyordu. Ve artık ben ve yorgun bedenim derin bi uykuya geçtik.
🐻🐻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Older (minsung)
FanfictionMinho benimle bir bebekmişim gibi ilgileniyordu. bunu seviyordum çünkü daha önce bana kimse böyle ilgi göstermemişti..