28

68 8 40
                                    

HI BTCH!

Bir sey itiraf edicem. Gecen bolumde bazi yerlerde ciddili agladigim icin oralari sildim GAHGSALWKWNANSMSH

Bu bolumde bir ayrilik hikayesi var eheheh 😁 acaba kim kimden ayriliyor?!

HAYDE EYI OKUMALAR ❤️😚
ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚꒳ᵕ

İkili bir süre daha vakit geçirdikten sonra Minho yavaştan mayışmaya başlamıştı. Rahatça ve huzurluca uykuya dalabilmek için Jisung'a daha çok sokuldu. Onun sakin toprak feromonları ve güçlü kalp atış sesleri küçük olanı rahatlatmaya yetip de artıyordu hatta.

Gözleri kapanırken Deltasının mırıltıları yüzünden kalbinin teklediğini hissetti:

"Uyu, güzelim. Uyandığında her şey daha iyi olacak, sana yemin ediyorum."

Jisung, Vitası uykuya dalınca onunla beraber geniş yatağa uzandı, saçlarına sayısız buse kondurdu.

O sırada kapının çalmasıyla beraber doğruldu ve seslendi kapıya doğru:

"Buyrun?"

Tabii ki içeriye doktorların girmesini bekliyordu. Asla sarı, uzun saçlı, çocuğunun katilinin girmesini beklemiyordu.

"Ne işin var burada? Defol git!"

"Jisung, dinle, lütfen..."

"Dinlemiyorum, seni asla dinlemeyeceğim! Ne seni ne de diğerlerini! 5 saat oldu lan ben odaya gireli, 5 saattir Minho o kadar gözyaşı döktü ki..."

Yere çöküp yüzünü kapatarak tekrardan ağlamaya başladı Delta. Zordu hem de çok zor ...

"Şimdi çık git Felix! Yüzünü bile görmek istemiyorum!" dedi hıçkırıklarının arasında.

Felix ise inat ediyor, Minho'ya yaklaşmaya çalışıyordu.

"Yaklaşma! Sakın yaklaşayım deme! Git... Defolup git!.. "

"Bunca yıl ona ben baktım, onu görmek hakkım! Bunu elimden alamazsın."

"Öyle mi?"

Delta, simsiyah gözlerini, kırmızının en koyu tonuna bürünen gözlere dikti ve onu kolundan tuttuğu gibi dışarı fırlattı.

Topluluğa dönüp:

"Yıllarca onu baskıladınız! Yönelimini öğrendikten sonra bir erkeğin yanına yaklaştırmadınız! Her hatasında bağırdınız,azarladınız tabiri caizse ağzına tükürdünüz! Şimdiyse yine sizin baskılarınız yüzünden benim çocuğum öldü! Daha almamıştım kucağıma, kokusunu doyasıya çekememiştim içime! Bir de 'Onu yıllarca biz büyüttük' diyerek yüzsüzlük yapıyorsunuz! Defolun gidin, ciddiyim, siktir olup gidin!" diye avazı çıktığı kadar bağırdı.

Bu daha hiçbir şeydi, öfkesi, acısı çok tazeydi...

ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚꒳ᵕ

Kulaklarını dolduran rock müzik sonucu gözlerini açmak zorunda kalmıştı. Hangi insan birini rock müzik ile uyandırırdı ki? Ah, tabii ki Jisung!

'Günaydın sevgilim! Ne güzel bir gün değil mi? Kahvaltıdan önce biraz daha sevişelim mi?'

"Günaydın sevgilim! Ne güzel bir gün değil mi? Her şeyi bir yana bırakıp bütün gün film izleyelim mi?"

Jisung'un gülerek şarkıya eşlik etmesine somurttu. Ne kadar sevimli olsa da uykusunu bölemezdi!

"Bana daha gün aymadı Jisung."

"Aa, hiç oldu mu Minho? Azıcık enerjik ol meleğim!"

"Uykum var adam! İnsan birini rock ile mi uyandırır? Tabii sen insan olmayınca..."

"Neymişim ben?"

"Heh-! Şey, ehm-!"

"Anladım anlayacağımı, seni küçük bebek!"

Küçük bebek...

Söylediğinin farkına varınca eli ayağına dolaşmıştı.

"Çok özür dilerim... Öyle demek istemedim,ku-..."

Minho'nun boynuna sarılmasıyla durmuştu. O ağlamasa dahi kendine ettiği küfürleri durduramıyordu asla.

"Sorun yok, sevgilim. Benden çok yıprattın kendini ve dışarıda söylediklerini duydum. Jisung, buradan çıkınca onların yanında yaşamak istediğime emin değilim. Jimin noonayla görüşmeye tekrar başlamak istiyorum..."

"Ben de sana onu söyleyecektim,benimle yaşa sevgilim. Ve tabii ki Jimin-shi ile tekrardan görüşebilirsin. Ayrıca sen uyurken Roséanne geldi, başında çok gözyaşı döktü. Seni affettiğini ve onu çok korkuttuğunu sayıklayıp durdu."

"Yaa! Yerim onu, şapşal şey! Ah, o değil de bu eşya işini nasıl halledeceğiz?"

"Onu ben halledeceğim. Şimdi çok konuştun kedicik, yemeğini yemelisin!"

"Sensin kedicik!"

İkili bir süre daha birbirleriyle tatlıca uğraşırken kulaklarına yüksek sesler doldu. Sanki birileri kavga ediyor gibiydi. 

"Ben bakıp anlatırım sana,aşkım" 

Minho onu başıyla onaylamıştı.

Jisung bu sözlerinden sonra ayaklanıp dışarı çıktığında  Hwang Hyunjin'in yakasına yapışmış Bang Chan'ı görmesi yetmezmiş gibi dudaklarından dökülen sözlerle beraber şaşkınlığından yere mıhlanıvermişti. 

"Jeongin'i nasıl aldatırsın?.."

ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚ᵕ꒳ᵕ~☆゚.*・。゚꒳ᵕ

e bitti?

nasıldı?

eleştiri,istek,düşünce >>>>>>>>>>>>>












Those Wine Looking Lips Are MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin