5 / Benzersiz

157 11 2
                                    


🤍

Buz gibi odanın soğukluğu, dişlerimi gıcırdatmama yeteriyordu. aslında soğuk olan oda değildi, bedenimdi. hâlâ yaşamaya çalışan ruhumdu. bedenim ve ruhum sadece bir direniş içerisindeydi.

Büyük odada, küçük bedenimle fazlasıyla yer kaplıyordum. yorgana iyice sinmiş, burnuma buram buram onun kokusu geliyordu.

Varla yok içerisindeydim, bilinmezlik, hiçsizlik. duygularımı ifade edecek hiç bir şey bulamıyordum. bulsam bile ifade edemeyeceğimden kendimi huzursuz hissediyordum.

Sessiz odada, beynim içerisinde sadece kendi düşüncelerim yankılanıyordu. Düşüncelerime yenik düşüyordum, ya da onlar bana yenik düşüyordu. Çünkü işin sonunda zarar gören hep ben oluyordum.

Bacaklarımı karnıma kadar çekmiş, kollarımı bacaklarıma dolamış bir biçimdeydim. gözlerim sımsıkı, kapalı. ama göz yaşlarım hâlâ görünüyordu, onları saklıyamıyordum.

Bunları hakedcek ne yaptım diye düşünüyorken, acaba en iyilerini mi yaşıyordum. çünkü yaman. kimseye acımayan o acımasız adam. bana acıyor muydu?

Bir mafyanın bile acıyacağı konuma mı gelmiştim? 2 sene önce ben kendimi böyle hayal etmiyordum. herşeyden önce, en azından mutluydum.

Ama şimdi kelimler kifayetsiz, boşluk içerisindeydim. o boşluğu doldurabilecek birisi yoktu. arkamı dönüp bakabileceğim kimse yoktu. okyanuslar ortasına güveneceğim atlasım, yine bendim.

Ailenin bile olmaması, insana en ağır şekilde koyuyormuş meğersem. çünkü benim kimsem kalmadı. Ailem, arkadaşlarım.. hiç bir şeyim yok.

Bunların üzerine bir daha nasıl Mutlu olacaktım? bunu düşünmeden edemiyordum. artık hayattan ümidi kesmiş, kendi umudum ile tutunmaya çalışıyordum.

Tıpkı filizlenmeye çalışan tohum gibi. beynimdeki sesler daha fazla yankılanmaya devam ederken, kapı sesi duymam ile hepsi gitmişti, kaybolmuşlardı. ve içeriye giren kişi ile o parfümün kokusu.

Hayatta tutunabileceğim tek umudum belkide kendim değildir, belkide bir yerlerde bir kişi daha vardır. Yaman Atasoy.

İçeri girer girmez sert sesiyle yerimde sıçramıştım. "Uyumamışsın?" dediği şeye karşı tepkisiz kalmış, ne yapacağımı şaşırmıştım. bana uyumam gerektiğini söylemişti. ama ben , düşüncelerim yüzünden uyuyamıyordum.

"Beynimdeki sesler, beni uyutmadı." boş duvara karşı söylediğim cümleye karşıt beklerken, gelmemişti. sadece üstünü çıkarırken kemer sesi duymuştum. yoksa düşündüğüm şeyi mi yapacak diye korkuyla ona doğru bakmıştım.

Ama neyse ki sadece pijamasını giyiyordu. "Sana uyuman gerektiğini söylemiştim." lafı ile biraz yumuşasamda, kalbim hala yerinden çıkacakmış gibi atmaya devam ediyordu.

"Şimdi sana ne yapmayalım?" yanıma uzanırken, yakınlığımızıda arttırmıştı. keskin gözleri, benimkiler ile buluştuğunda anlamsız, duvara bakar gibi baktım.

"Öldür." dedim duygusuzca. hemde korkusuzca. birazcık şaşırsada toplayarak devam etti. "Seni öldürmeyeceğim." dedi sıcak nefesini yüzüme üflerken. aynı zamanda belimden kavrayarak kendine çekti.

Yüzlerimiz artık daha yakındı. yüzünü, her detayına kadar inceliyordum. sol kasının yanında, kısa bir çizik yarası vardı. yavaşça elimi o noktaya doğru götürdüm. yaraya dokunduğumda , ele verdiği hiss çok kötüydü.

"Atışmada oldu." dedi. o gerçekten mafyaydı. şakası yoktu bu durumun. Gerçekten beni öldürebilirdi. "Daha sana ne yapacağıma karar vermedim." dedi eli ile sertçe belimden tutarken.

Yekta | {bxb}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin