ıı.
"Kırdığın kadar kırılmak."Derinlerden bir ses vardı. Bu ses büyüyordu, saniye saniye büyüyor kulağıma ulaşıyordu. Bu yankılı sese engel olmak için ellerimi kulaklarıma sıkıca bastırmak istiyordum fakat ellerime zincir vurulmuş gibiydi. Ne hareket ettirebiliyor ne de hissediyordun.
Gözyaşlarım teker teker düşüp zemine düşerken önüme eğdiğim başım artık artık boynumu acıtmaya başlamıştı. Şuan bunlardan daha kötüsü vardı. Beynimde tıpkı bir örümcek ağı gibi dolanıp tekrar eden ses artık boğulma hissi veriyordu.
"Babanda seni bu yüzden terk etmişti değil mi?"
"Babanda seni bu yüzden terk etmişti değil mi..?"
Kafamı yavaşça kaldırdığımda gördüğüm gözler ile derince yutkundum. Taehyung nefret dolu gözler ile bana bakıyordu. Nefesimin daraldığını hissettiğimde kullanamadığım ellerime lanet ettim bir kez daha.
Artık nefes alamadığımı fark etmem çok uzun sürmemişti. Kesik kesik nefesler almaya başlarken taehyung'un gülme seslerini buğulu bir şekilde duyuyordum.
"Baban gibi ölüyorsun jungkook. Baban gibi.."
İrkilerek yataktan doğrulduğum da hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ellerimi boğazıma sararken kabustan kalan kesik nefeslerim devam ediyordu. Göğsüm hızla inip kalkarken sırılsıklam terlemiştim.
Bu, bu gece gördüğüm üçüncü kabustu. Yaşlı gözlerimi yanda ki dijital saate çevirdiğimde hala sabah olmasına çok olduğunu anlamıştım. Gecelerden nefret ediyordum.
Biraz olsun sakinleşmeyi beklerken nefeslerimi düzene sokmak için çaba sarf ediyordum. Ellerim ile örtüyü sıkıca tutuyordum. Vücudum titriyordu.
Hayatım mahvolmuştu. Eski benden sadece ismim kalmıştı. Sanki yirmi bir yaşında ki ben gitmiş, yerine babasının terk ettiği 8 yaşında ki o çocuk gelmişti.
Ben o çocuğu yıllar önce bırakmıştım.
Şimdi ise o beni bulmuş, tekrar o halime dönmüştüm. Oysa ne sözler vermiştim kendime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIGHT CAMERA ACTION • TAEKOOK.
Fanfictiongeçmişin izlerini zihinlerinde taşıyan,nefreti ise kalplerine yuva yapan iki genç birbirine düşmandı. yüz yüze gelmemek için her yolu deneyen iki ünlü oyuncunun yolu bir dizide denk düşmüştü..