Hisler. Vücudumun heryanında hissettiğim hisler bana gerçekliğin ve soyutluğun yakınlığını hissettiriyordu. Herşey ne kadar gerçekse bi çok şey o kadar soyut ve anlamsızdı. Peki ya soyut şeyler ne kadar acı verebilir bir insana? Ne kadar etkileyebilir ki değil mi? Hiç neden yaşadığınızı sorguladınız mı? İnsan öyle durumlara düşer ki sorgulamaktan başka şansı kalmaz. Hayat, sorgulanınca netleşen ve net olduğu kadar çabuk bitendir. Herkes bir hayat yaşıyor, tek bir sorun var neden herkes hayatı farklı tanımlıyor? Bu adalet miydi yoksa ceza mı? Düşünmek bazen ölümden daha kötüdür.
Zaten ağrıyan başımı düşüncelerimle daha fazla ağrıttıktan sonra etrafıma baktım. Ve yine hiç bilmediğim bir yer. Etrafı inceledim. Geniş bir oda. Oda, beyazın tonlarında dekore edilmişti ve uzun camlar vardı. Etrafa bakınıp ne olduğunu anlamaya çalışırken konuşma sesleri duydum.
" Çatıdaydı amına koyayım. Ne yapsaydım onu itse miydim"
" Gerekirse itseydin Ryan. O çok büyük tehtit. Bill görse ne olur biliyor musun. BU EV YIKILIR, HAYATIN, HERŞEY BİTER ANLADIN MI BENİ!"
Ryan mı? Uzun zaman oldu bu ismi duymayalı. Kim bu Ryan ve beni neden kurtardı ve neden beni kurtardığı için azar yiyor? Sorularla kendimi meraklandırırken kapı açıldı.
" Uyandın demek."
" Sen de kimsin ve neden burdayım?"
" Kendimi tanıtmadım ben Ryan, Ryan Fehn."
O Fehn mi dedi!? O Ryan Fehn mi dedi? Bu ibne John'un kardeşi
Yataktan hızlıca kalktım.
" Fehn öyle mi? Biliyor musun burda fazla kaldım. Burdan siktirip gitmem gerek çünkü bir Fehn'in olduğu yerde adım bile olamaz. John gibi birinin kanından olmak utanç verici olmalı"
Kapıya yöneldim. Bileğimden tuttu. Zümrüt gözlerinde çağresizlik ve kabulleniş vardı. Ruhumun derinliklerini inceliyordu sanki.
" Bak farkındayım sinirlisin ama-"
" Ama mı!? Senin o sikik abin hayatımı mahvetti tamam mı. Bırak bileğimi."
Bileğimi ondan çektim ve kapıyı açıp aşağı indim. Ev kocamandı. Hangi mafyanın evi küçük ki. Aşağı indiğimde şoka uğradım. Larry. O John'un yanındaydı ve el sıkıştı. Sadece ona baktım. Uzun saçları kısalmış, bıyıkları ve havalı takım elbisesi vardı. O serseri kaykaycı çocuktan eser yoktu. O şuan Sall'in katili ile yan yana.
Kafasını çevirdiğindd beni gördü ve gözleri büyüdü. John'un yanından kalkıp yanıma geldi. Bana sarıldı ben ona sarılamadım.
" Sen. Sen yaşıyorsun. Aman tanrım Kayla sen karşımdasın."
" Ve sen o ibnenin yanındasın. Neden onun yanındasın Larry?! Neden o pislikle aynı masadasın."
" Sadece bir görüşmeydi. Önemli değil."
" Sen ne yaptığının farkında mısın? O pislikle el sıkıştın. Sall'in katili ile el sıkıştın sen. Ellerin onlar eskisi gibi değil."
Sall. Sall değil mi. Adını kendi ağızımdan duymak bile gözlerimi dolduruyordu.
" Kayla..."
" En yakınını öldürdü o. O öldürdü. Kime ne diyorum ki."
Arkamı dönüp giderken John'un sesini duydum.
" Ona kalırsa sende benim gibi katilsin. Tom'un ölümünün tek sorumlusu sensin, değil mi Kayla Glips?"
Hızlı adımlarla yanında gittim ve John'un yakasına yapıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/350997156-288-k418375.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim olmayan hayatım / Tom Kaulitz / Tokio Hotel
FanficHiç neden yaşadığınızı sorguladınız mı? İnsan öyle durumlara düşer ki sorgulamaktan başka şansı kalmaz...