Hırs/5.Bölüm

27 5 3
                                    

Umutları tükenmişti genç kızın,oysa ki ailesine söz vermişti. İlk aşkını bulana kadar kimeye yakınlaşmıyacaktı,ailesi 16 yaşında olmasına takılmıyordu,sadece ileride pişman olmaması için ona yön gösteriyorlardı.Bu yönleri zorunlu kılıyorlardı.Canı acıyordu,ona yapan kişiden habersiz.Ash sanıyordu saf aklı,kim sanmazdı ki? 


 Ash ise yine vazgeçemediği alkolü sürmüştü dudaklarına.Sevmişti evet,ama aşık değildi,asla olamazdı kendisine ihanet eden birine.Kaldıramamıştı gururu sadece,kendi eşinin başkasının olmasını.İçmişti,zehirlemişti kendini kurtulmak istercesine.Yüzyıllardır yaşşadığı bu hayat artık fazla geliyordu.Dudaklarını,o sürtükten geriye kalanları, temizlemek istiyordu.Bu yüzden öpüyordu Casey'i.O el değmemişti,o temizliyebilirdi.Ölümsüz hayatından kurtulamazdı belki ama iyi hale getirebilirdi.Ama düşünceleri tamamen değişmişti,küçük uzuvlarını kavradığında kızın.

Ya o,o ne hissederdi peki?Bir anlık düşünesi kaybolurken siyah gökyüzünde göğüsündeki elleri kavradı sıkıca.Kız çok küçüktü,belki yıllarca yaşamamış olabilirdi ama bedeni ufacıktı.Burunlarından çıkan nefesler birbirlerine karışıyorken kızın nefesi baş döndürücüydü.İçtiği içecek yayılmıştı vücuduna,harmanlaşmıştı teniyle.Yumuşacık saçları her savruluşunda birleşmiş ellerine sürtüyor,Ash'in içini gıcıklıyordu.Tuzlu bir damlanın aktığını hissediyordu ama karşı koyamıyordu iç güdülerine.Onun hayatı neyden ibaretti ki sanki? Cinsel ilişki,içki,kumar ve şu yönetim işi.Çok rutindi hayatı,insanların arasına eğlenmek için katıldığında bile değişmiyordu.Ve yeni bir eşi olduğundan beridir rutinini aksaıyordu.Şimdi dokunsaydı ne olurdu ki? Sonuçta sonsuza kadar birlikte olacaklardı. 

 Casey Angela giderek korkmaya başlamıştı.Her hareketi enerjisini boşa harcıyor,onu biraz daha yıpratıyordu.Pes etmedi,bıraktı.Haraket etmedi veya bağırmaya çalışmadı dudaklarının ardından.Sadece gözlerini yumup akıttı yaşlarını,boş bir anını kolluyordu Ash'in.Yalnızlığına lanet etti bir kez daha,dualarını kesmişti.Tanrı unuttmuştu belkide onu.Derin bir nefeste çekti Ash'in nefesini.Oksijen eksikliğinden olduğunu umuyordu aynı zamanda başının dönmesinin.Bunu unutmaya çalışırken genç adamın boş anını yakaladı ama hareket etmesini engelleyen birşey vardı; küçücük elleri kaybolmuştu avucunda. 

 Tepkisiz haline sırıttı içten içe Ash,bu izniydi onun.Cassey Angela'yı ittirdi kumların üzerie ve aralarındaki boşluğu kapattırmadı.Aurasından güçsüz bir dalga yayılıyordu kızın,soluk gri bir sis gibiydi; titrek ve zehirli.Ash tükendğini fark edemiyordu şuan ama Casey ihtiyaç duyduğu gücü emiyordu eşinden.İçten içe gülerken kızın dudaklarının tadına doyamıyordu.Ekşi-tatlı şeker gibiydi aynı,kızın benliği gibiydi. Ellerini bıraktığında Casey direk yüzünüe yerleştirdi ellerini ve onu itmeye çalıştı.Ash ise amacına uyup kızın bedenini keşvetmeye başlıyacaktı ki,ani gelen yumruk darbesi bunu kesti. 

 Leo ,Nash ve Miley gelmişti.Casey'in dualarını duymuşlardı ve gelmişlerdi.Leo hızını alamamış,Ash'i yakasından tuttuğu gibi sahilin ucuna fırlatmıştı.Casey yerde titremeye başlamıştı,aurasını geri çekiyor,yeni güçler kazanıyordu.Leo Ash'in üzerine eğilmiş,Cassandra'nın kanlarıyla renklenmiş yüzüne ardı ardına yumruklar indiriyordu.Nash ve Miley göz göze kaldırlar bir süre, görev paylaşımları yapıyorlardı bakışarak.Ufak kafa sallamalarıyla Nash , Leo'yu Ash'ten ayırmaya ve Miley Casey'le ilgilenmeye gitti.

Casey kendine gelirken bunun bitmesini umarak gözlerini açtı.Miley'in yerden doğrulmasına yardım ettiğini görünce ifadesiz yüzü gitti ve buruşturdu hislerini dile getirircesine.Parçalanmış dudaklarından akan oluk oluk kan hiçbir şeydi.Miley'e sarıldı güçsüzce.Uzun arkadaşı onu teselli ederken gözlerini kapatmış,aile anılarıyla sakinleşmeye çalışıyordu. 

Tombul annesinin onu sarmaladığını,saçlarını okşadığını düşünmek istiyordu ama rüzgar ona inat yüzüne çarpıyordu sanki.Daha arkadaşı bile onu bırakırken,annesinin düşüncesi onu nasıl terk etmesindi ki?

Kollarını kendine dolarken dudaklarını birbirine bastırdı.Parçalanmış damarlarım birbirine değerken çığlık attım ve iyice gerlirken onları haraketsiz tutmak için çabaladım.Benim dudaklarım ufacıktı ve dolgun omasıın nedeni içinde normal bir insanınkinden daha fazla damar geçiyordu.Ash'in alışık olduğu -nu sandığım- dudaklar gibi değildi ve bu yüzden mahfolmuştu.

Miley zar zor Ash'ten ayırdığı Leo'ya kızı gösterdi.16 yaşındaydı ama bir çocuk gibi sarsılmıştı.Leo burnundan keskin bir nefes verip Casey'e ilerledi.Kollarını etrafına sarıp göğüsüne kafasını sakladı.Arkasına dönüp bir baş işareti verdi ve kızın kafasına çenesini koyarak ışığı kırdı.Saniyenin beşte birini alacak bir sürede kırmızı renge tutundu ve solucan deliğine girdi.

Casey karanlıktan rahatsız olmıyordu,düşüncelerden fırsat kalmıyordu buna.Geri geldiklerinde kafaında bir plan kurgulamıştı.Leo'nun göğüsünden çıkıp utanmazca gözlerini sildi.Bunu ne saklamya çalışıyordu nede gözüne sokuyordu Leo'nun.Umursamaz gözükmeye çalışıyordu ama şuan hırstan gözü kör olmuştu.

Bakışlarını düz tuarak geldiği ve artık ezbrlemiş olduğu koridoru geçti.Işığı giderek solarken odaya girdi.Kapıyı kapatıp ters olan koltuğa oturdu.Kitabı kucağına alıp sayfaları çevirmeye başladı.Hızlıca okurken okuduğundan birşey anlamıyordu,sadece ezberliyordu.Bu kitabı bitirmesni istemişleridi ve bunu yapacaktı.Ailesinin yanına geri dönecekti.

Kısa olduğu için özür dilerim,hemen paylaşmak istediğim için böyle oldu.Kısmen geçiş bölümü :D Artık yavaş yavaş hikayeye girmeye başladık,oylarınız için teşekkürler :D

Seçilmiş 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin