ZAMAN BAŞKA AKTIĞINDA

20 3 96
                                    

İhtiyaç vardır bazı sabahlara. Ne kadar sevsen de geceyi, biliyorsun. Ay hiç gitmeyecek, güneş doğmayacak gibi. Çemberdesin, boğulurken yüzmeyi öğreneceksin. Hayır demeyi öğreneceksin. Evetlere mahkumsun. Hayat, seni bazı şeylere alıştırmak zorunda bırakacak. Oysa sen kendini bile kandıracaksın, yalanlarına inanacaksın, alıştım sanacaksın.

Gözlerimi açtığımda beyaz tavanla karşılaştım. Odamın tavanını ilk kez inceliyordum sanki. Bunca sene tavanı incelememekle iyi yapmıştım. Biraz daha yukarıya çevirdim gözlerimi, odada hiç de karşılaşmadığım bir avize bana bakıyordu.

Sinirlerim bozulmuştu.

Yatakta sağıma doğru döndüğümde acı ile inledim. Her yerim acıyordu. Bir an donakaldım. Burası hiç de aşina olduğum bir mekan değildi. Evimde değildim.

Evimde değilsem neredeydim?

Yatakta doğrulmaya çalıştığımda vücudumu dehşet bir acı sardı, ses çıkarmamak için elim ağzıma gittiğinde hala doğrulmaya çalışıyordum. Kendimi yatakta geriye ittim ve oturur pozisyonda sırtımı yasladım. Elimi ağzımdan çektiğimde elbisemi baldırlarıma gelecek şekilde sıyırdım. Bacaklarımın belirli kısımları morarmıştı.

O kadar mı?

Kollarımı kontrol ettiğimde ufak morluklar vardı fakat belli bile olmuyordu.

O kadar.

Acıya odaklanmamam gerekiyordu. Eğer odaklanırsam kıpırdayamazdım. Tekrar doğrulduğumda ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Yataktan destek alarak kalktığımda sızıya odaklanmadım. Etrafta iyice göz gezdirdim, koyu renkler hakimdi. Soluma doğru döndüğümde kapıda gezindi gözlerim. Bilmediğim bir ev, son yaşananlar, buraya kim tarafından ve nasıl geldiğim... Kapıya doğru ilerledim ve kolu çevirdim. İlk önce aralıktan izledim, kimse yoktu. Koridora ilerlediğimde epey sessizdi. Koridordun sonunda ahşap merdiven karşıladı beni. Her ne kadar çekinsem de yabancı bir evde köşeye saklanamazdım. Merdivenlerden aşağı inmeye başladığımda duvardaki tuhaf tablolara gözüm takıldı.

İnsan silüetleri, korkunçtu. Merdivenleri indikten sonra bu sefer daha uzun bir koridordaydım.

"Saçmalama Agah!" Yüksek sesle irkildiğimde elim ayağıma dolanmıştı. Merdivenin trabzanına tutunmuş öylece duruyordum. "İzin alacak değilim Meriç, yapması gereken ne ise herkes onu yapacak."

"Pera olmaz, Zafir planı bozar bunu sen de gayet iyi biliyorsun."

Ne yapacağımı şaşırmıştım, eğer yanlış sezmediysem orta yaşlı bir adam ve genç bir erkek sesi kulaklarımdaydı. Ses sağımdaki en köşede bulunan odadan geliyordu. İlerleyip ilerlememek arasında kalmıştım ama aptal gibi bekleyecek halim de yoktu. Koridorun sonundaki odaya ilerledim ve ahşap kapının önünde gizlenir şekilde bir süre bekledim.

"Fare kapıda."

Fare?

"İçeri gelebilirsin."

Bana diyordu.

Göğüs kafesim debeleniyordu resmen ama korkunun da ecele faydası yoktu. İçeriye doğru adım attım ve beklediğim gibi orta yaşlı bir adam ve yaklaşık yirmilerinde olan bir çocuk vardı. Kirli sakallı, orta yaşlı olan adam tek kişilik koltukta bacak bacak üstüne atmış vaziyetteyken, diğer çocuk ise onun karşısında dikiliyordu. Orta yaşlı olan karşısındaki tek kişilik koltuğu eliyle işaret etti.

"Geç şöyle." Tek kelime çıktı ağzımdan "kimsiniz siz, neden buradayım?" Genç çocuk burnundan nefesini vererek güldüğünde bakışlarımı ona çevirdim. "Merakını ve tedirginliğini anlayabiliyorum Marlis, karşıma geçersen istediğin cevapları zaten vereceğim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LADESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin